Ersöz'e suikast iddianamesi tamamlandı

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü hastanede ateş açtığı ileri sürülen Erhan Keskin hakkında 33 yıl 3 ay ile 62.5 yıl arasında değişen hapis cezası istemli iddianamede, ''Ergenekon terör örgütü''nun görevlendirdiği şüphelinin, Ersöz'ü susturmak ve ona gözdağı vermek amacıyla yattığı hastaneye gönderildiği iddia edildi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün hazırladığı 16 sayfalık iddianamede, ikinci Ergenekon davası tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Hüseyin Keçeci ve Mehmet Çakın ''müşteki'', Ertan Taşkın ise ''mağdur'' olarak yer aldı.

İddianamede, Ergenekon davasının tutuklu sanığı olan ve halen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Bölümünde yatılı olarak tedavi gören emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün, bir ses kaydında, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'nü deşifre edeceği''nden bahsettiği, ''Ergenekon'' terör örgütünün şüpheli Erhan Keskin'i görevlendirerek Ersöz'ün susması ve gözdağı vermek için yattığı hastaneye gönderdiği, şüpheli Keskin'in hastanedeki güvenlik görevlilerinin kendisini fark etmesi üzerine bu görevlilere silahla ateş ettiği ve kaçmaya çalışırken yakalandığı ifade edildi.
 

Levent Ersöz'ün ifadesi

İddianamede, hastanedeki güvenlik görevlilerinden kaçan Keskin'in kullandığı silahtan oturduğu evin camına 1 mermi isabet eden Ertan Taşkın'ın ifadelerine de yer verildi.
Müşteki Levent Ersöz'ün de hastanede polislerce alınan ifadesi de yer alan iddianamede, Ersöz'ün ''eylemi basından öğrendiği, bunun için avukatlarının Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi sundukları, fotoğrafları gösterilen şüpheliler Erhan Keskin ve Sedat Dinçer'i tanımadığı, olay öncesi veya sonrası herhangi bir kişi ya da örgütten tehdit almadığı, bulunduğu ortamda koruma altında olduğu için tehdit almasının mümkün olmadığı ve şüpheli Erhan Keskin'den şikayetçi olduğu'' yönünde beyanda bulunduğu dile getirildi.

İddianamede, şüpheli Keskin'in de savcılık sorgusunda, ''1995'de Ankara'da astsubay olarak görev yapan Sedat Dinçer isimli şahsa araba sattıktan sonra onunla samimi olduğu, Dinçer ile Diyarbakır'a gittikleri, Dinçer'in Diyarbakır'da kendisini korucubaşı Cimşit Aksu ve kardeşi Rıdvan ile tanıştırdığı, Dinçer'i yönlendirenin Ankara'da görevli Köksal Karabay isimli bir Orgeneral olduğu, Diyarbakır'da bir evde Anuş isimli bir kadının kendisiyle birlikte Cimşit ve Rıdvan isimli şahıslara Ermenice kursu verdiği, bu kursu 7. Kolordu'nun verdiği talimatla aldığı, evi kiralayanın da askeri eğitim verdiği ve daha sonra Erivan, Bakü ve Karabağ'a gidip bilgi topladıkları'' ifadelerini kullandığı kaydedildi.
 

Behçet Okay'ın cenazesi

Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın Malatya Hekimhan ilçesindeki cenazesine katıldığını belirten Keskin'in, cenazede şahit olduğu konuşmaları da anlattığı belirtilen iddianamede, Keskin'in şu ifadelerine yer verildi:

''Cenazede bulunduğum sırada hemen yanı başımda duran Eski Özel Harekat'çı ve Susurluk davasının mahkumu Ayhan Çarkın ile Oğuz Yorulmaz'ın kardeşi Yavuz Yorulmaz'ın konuşmalarına kulak verdim. Ayhan Çarkın Yavuz'a, 'İbo'yla Veli içeride ama bugünlerde güzel ses getirecek işler yapacaklar' dedi. Çarkın, bu şahısların Susurluk'ta kendilerine sahip çıkmadıklarını ve bu kişilerle işinin olmadığını da söyledi. Yavuz da, 'O zaman bunlar birilerini indirecekler' dedi. Ayhan Çarkın, bu kişilerin kimler olabileceğini anlatmaya başladı. Yavuz, kimler olduğunu sorunca Ayhan tek tek isimleri saymaya başladı. Süryani Metropoliti Yusuf Çetin, Bartholomeos, Mesrop Mutafyan'ın yardımcısı Aram Ateşyan, Sivas'ta bulunan Minas Durmaz'ın isimlerini saydı. Sonra Diyarbakır'da açılıma destek veren Kutbettin Arzu, Abdullah İşten, Cuma İşten ve Sezgin Tanrıkulu'nu da saydı. MİT'ten de Cevat Öneş'in çok konuştuğunu, onun hedef olabileceğini söyledi. Hatta konuşmalar sırasında Ayhan Çarkın, 'Pimaşlara kerizler sahip çıkamamışlar' dedi. Pimaşlardan kasıt da lav silahlarıydı.''

İddianamede yer alan ifadesinde, Şemdinli'de Umut Kitapevi'ni bombaladığı iddia edilen askerler Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile ilgili bilgiler veren Keskin'in, Veli Küçük ve Arif Doğan ile Sedat Dinçer'in ilişkisinin olduğunu anlattığı ve ''Sedat bana, 'Arif Doğan'ın Hollanda'nın Amsterdam şehrinde Türkiye'den kaçırdığı paralarla iş merkezi var, kızı Zeynep Doğan işletiyor' dedi'' iddiasında bulunduğu da kaydedildi.
 

Rıdvan Özden'in vurulması

Keskin'in ifadesinde, ''Bahtiyar Aydın ve Rıdvan Özden isimli askeri şahısların vurulmasıyla ilgili Sedat Dinçer'in bilgisinin bulunduğunu, Dinçer'in kendisine bu iki şahsın nasıl öldürüldüğünü, bunları öldürenin kendi içlerinden biri olduğunu ve bununla ilgili delilinin olmadığını anlattığını aktardığı'' belirtilen iddianamede, Keskin'in, ''Sedat Dinçer'in kuryesi tarafından otogarda hastaneye yönlendirildiğini, kendisine 'hastanede önemli bir kişi var, sen ne yapacağını bilirsin, orada bulunman gerekir. Git orada takıl ve bekle' dendiğini, ilk 4-5 gün Levent Ersöz'ün orada yattığını bilmediğinden hastane civarında dolaştığını, üzerinde kendisine ait ruhsatlı silahı olduğunu, daha sonra Ersöz'ün yattığını öğrendiğini, kendisinden istenenin Ersöz'ün yanına gidip gelenleri takip ederek Sedat Başçavuşa bilgi vermek olduğunu, bu amaçla hastanede kaldığını, Ersöz'e karşı bir eylem yapma amacında olmadığını ve Sedat Dinçer'e bağlı haber elemanı olarak görev yaptığını'' belirttiği dile getirildi.

Keskin'in Türkan Saylan'ın cenazesinde ''Sedat'' isimli şahsın talimatıyla herhangi bir provokasyon olayını önlemek amacıyla adını verdiği kişilerin yakınında bulunduğunu belirttiği anlatılan iddianamede, şüpheli Erhan Keskin'in bilinçli olarak çelişkili ifadeler verdiği, ''Ergenekon'' davası sanığı Levent Ersöz'ün susturulması için örgüt tarafından verilen emri yerine getirmek için 8-10 gün kadar hastane çevresi ve içinde keşif çalışması yaptığı, Ersöz'ün başında bekleyen görevlileri yalan beyanda bulunarak atlattığı, hastanede maske kullanarak kendisini gizlediği ve amacına ulaşmak için her yolu denediği ifade edildi.

 

İki kez öldürmeye teşebbüs

İddianamede,''Şüphelinin tüm bu eylemleri 'Ergenekon' silahlı terör örgütü adına yaptığı ve Levent Ersöz ile herhangi bir husumetinin de bulunmadığı, yakalandıktan sonraki ifadelerinde de sürekli yanlış beyanlar vererek gerçek amacını gizlemeye çalıştığı anlaşılmakla bu eylemleri yapması için kendi anlattığı sebeplerin de bulunmadığı göz önüne alındığında şüphelinin bu eylemi örgüt adına yaptığı ve 'Ergenekon' silahlı terör örgütü üyesi olduğu sonucuna varılmıştır'' ifadesi kullanıldı.

Şüpheli Keskin'in tüm eylemleri bilinçli bir şekilde planlayarak sanık Levent Ersöz'ü öldürmek amacıyla hastaneye gelip keşif yapıp günlerce beklediği, şüphe çekmesi üzerine güvenlik görevlilerine doğru hedef gözeterek birden çok ateş ettiği, sonra kaçmaya çalıştığı, bahçede kaldırıma çarparak düştüğü, bu sırada yine görevlilere ateş ettiği ve zorla yakalandığının anlaşıldığı belirtilen iddianamede, Keskin'in örgüt talimatları çerçevesinde tutuklu sanık Levent Ersöz'ün örgütü deşifre edici açıklamalar yapmasını engellemek için gözdağı vermek amacıyla bu eylemi gerçekleştirdiği, bu eylemi gerçekleştirirken meskun mahalde halkı tehlikeye sokacak şekilde silahla ateş ettiği, yakalanmamak için iki güvenlik görevlisine ateş ederek iki kez öldürmeye teşebbüs suçunu işlediği ve ruhsatsız silah bulundurduğu kaydedildi.

İddianamede, şüpheli Erhan Keskin'in, 2 kez ''adam öldürmeye teşebbüs etmek'' suçundan 24 ile 40, ''terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5 ile 15, ''Genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak'' suçundan 9 ay ile 4,5 yıl ve 6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet etmek suçundan da 1 ile 3 yıl olmak üzere toplam 33 yıl 3 ay ile 62.5 yıl arasında değişen süre hapisle cezalandırılmasın talep edildi.