Ersin Özince'den Yiğit Bulut'a çok sert yanıt (23.01.2016)

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut'un İş Bankası'na el konulması şeklindeki sözlerini değerlendirirken, "Yüz binlerce hissedarı olan bir anonim şirkete el konulmasını söylemek eski sermaye piyasası kurulu başkanlarımızdan bir tanesinin ifade ettiği gibi mali bir suç teşkil ediyor sanırım” dedi.

CHA
<video:468779>



İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut'un İş Bankası'na el konulması şeklindeki sözlerini değerlendirirken, “İş Bankasına el konulmasını gerektirecek bir şey olamaz. İş Bankası halka açık bir şirket. Zannediyorum tartışma konusu yapılmak istenen Atatürk hisselerinin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından temsil edilişidir. Bu bankanın yalnızca yüzde 28’i ile ilgili bir konu. Yani bu yüz binlerce hissedarı olan bir anonim şirkete el konulmasını söylemek eski sermaye piyasası kurulu başkanlarımızdan bir tanesinin ifade ettiği gibi mali bir suç teşkil ediyor sanırım.” dedi.

Özince, Bursa’nın Orhangazi ilçesinde katıldığı ‘2015 yılı ekonomik değerlendirmesi ve 2016 yılı ekonomisinden beklentiler’ konulu panelde değerlendirmelerde bulundu.

"SİYASİ GÜNDEM EKONOMİYİ GÖLGELİYOR"

Panel öncesinde basın mensuplarına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, “Ne yazık ki siyasi gündem, iç ve dış siyaset ülkemizin ekonomik gündemini gölgeliyor. Gönül arzu ediyor ki ülkemiz dış ve iç siyasi sosyal sıkıntıları bir an önce aşıp, genç nüfusunun ihtiyacı olan istihdamı, üretimi ve refahı daha iyi sonuçlarla elde etmeye muvaffak olsun. Hepimizin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak her derdimizin çaresinin aslında iktisadi yönden sağlanacak refahla oluşabileceğini akılda tutmamız lazım. Yani kavga ile gürültü ile, huzursuzlukla bir yere varılamayacağı kanaatindeyim. Cumhuriyetin değerlerine hepimiz tam inanır ve saygı gösterirsek zaten ekonomik sorunlar, zaten halkımızın en büyük sorununun ekonomik sıkıntılar olduğunu düşünüyorum, ve çok daha kolay sorunlar çözülür diye düşünüyorum.” dedi.

Döviz kurlarındaki artışların sorulması üzerine de Ersin Özince, şu değerlendirmeyi yaptı: “Muhakkak, özellikle gelişen piyasaların para birimlerinin Amerikan doları karşısında değer kaybediyor olması önemli bir olumsuzluk. Üstüne gelişen piyasalardan Türkiye dahil ciddi ölçüde sermaye çıkışı oluyor. Gerçi bu sermaye çıkışının çok büyük bir bölümünün sıcak para dediğimiz tarzda sermaye olduğunu düşünebiliriz ama yine de bundan avunacak halimiz yok çünkü ülkemizin güçlü oranlarda büyüyebilmemiz için bizim yerli de, yabancı da sermayeye ihtiyacımız var. Çünkü kur ya da faiz piyasanın sonucudur. Ama TL'nin özellikle 2015 yılındaki değer kaybı mutlaka bankacılık sektörüne de etkileri oldu. Zaten 2015 yılındaki banka kredilerinden gördüğümüz artışın önemli bir bölümü kurdan kaynaklanıyor ne yazık ki. Ama bu gelişmelerin de Türkiye açısından çok büyük olumsuzluklar da oluşturacağını da düşünmüyorum. Yani döviz kurundaki artışın reel sektörümüzün borçluluğu açısından da büyük bir risk oluşturmadığı, şirket mali bünyelerini bozucu bir etkisi olmadığı sorunlu kredi miktarlarına bakılırsa görülüyor. Ama sonuç itibariyle istikrar böyle gerek borsamızda, gerek döviz kurunda ani ve sert dalgalanmaların olmadığı bir ortamda sağlanabilir. Bunun içinde en iyi çare uzun vade çözüm açısından ben piyasalarımızın derinleştirilmesi kanaatindeyim.”

"TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU SOSYAL SİYASAL KONULAR"

Ersin Özince, Rusya’da ki gelişmelerin sorulması üzerine de, “Yani dünyadaki gelişmeler özellikle bizim coğrafyamızdaki ülkeler açısından iyi değil. Yani Türkiye’nin dış ticaretini yaptığı ve özellikle ihracatını yaptığı ülkelerin bir çoğunun büyüme oranlarının yavaşlayacağını görüyoruz ki, Rusya’da bunların başında olacağı, Rusya ile aramızdaki siyasi gerginlik bir tarafa, Rusya’nın zaten ekonomisinde ciddi bir yavaşlama olması bizi de zaten etkileyecekti. Tabi ambargo ayır bir husus. Ama aynı şey Kuzey Afrika ülkeleri dahil Orta Doğu ve Körfez ülkeleri içinde de söz konusu olacak. Yani bizim civarımızdaki ülkelerin çok büyük bölümü veya varlıklı olanları hammadde ihraç eden ülkeler. Bunlarda daha az kazandıklarına göre daha az harcayacaklar. Bu Türkiye’yi bir miktar etkileyecektir önümüzdeki dönemde ama yine de her zaman yine de söylediğimiz gibi enseyi karartmayıp işimize bakmak lazım. Türkiye’nin en önemli sorunu sosyal ve siyasal konularını halledip hepimizin huzur içinde yarınlara bakması hususudur.” şeklinde konuştu.

"İŞ BANKASI YORUMU SUÇTUR"

Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut'un İş Bankası'nın bir kamu bankası haline getirilmesi gerektiği şeklinde i söylemi konusunun ise bir suç teşkil ettiğini belirten Özince, “İş Bankasına el konulmasını gerektirecek bir şey olamaz. İş Bankası halka açık bir şirket. Zannediyorum tartışma konusu yapılmak istenen Atatürk hisselerinin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından temsil edilişidir. Bu bankanın yalnızca yüzde 28’i ile ilgili bir konu. Yani bu yüz binlerce hissedarı olan bir anonim şirkete el konulmasını söylemek eski sermaye piyasası kurulu başkanlarımızdan bir tanesinin ifade ettiği gibi mali bir suç teşkil ediyor sanırım. Tabi ben beyefendinin değerlendirmesi ile ilgili kişisel bir değerlendirme yapmak durumunda değilim. Ama basından aldığımız bilgiler doğrultusunda bu, bir anonim şirketin sadece itibarını değil, hissedarlarının mali konumunu da zedeleyecek tarzda bir şey. Doğru değil, en azından 50 bin tane iş bankası çalışanının ve emeklisini bu bankanın en büyük hissedarı olduğunun nazarı dikkate alınması suretiyle bu değerlendirme ‘şu bölümle ilgili’ falan diye yapılsaydı yine belki sakıncalı olurdu ama en azından 50 bin çalışanın ve yüz binlerce hissedarın da hukukuna ve böylesine bir ulusal müesseseyi tarafsız olarak götürme çabasına da saygı gösterilmiş olurdu.” şeklinde cevap verdi.