Ersan Şen’den ‘ucuz işgücü’ tepkisi: 'Türkiye’de köle düzeni mi var?'
Hukukçu Prof. Ersan Şen, Suriyelilerin, “ucuz işgücü” tanımıyla çalıştırılmalarına tepki göstererek “Ucuz işgücü ne demek? Kölelik mi? Böyle şey olur mu?” dedi.
Sefa UyarAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi, iktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, mültecilerin kayıt dışı istihdamda yer almasına ilişkin “Kayıt dışı istihdamın giderek derinleştirmesi, SGK’nin prim toplayamamasına ve daha fazla açık vermesine neden oluyor. Dolaylı olarak transfer ödemelerinin artması nedeniyle bütçeye yük oluşturuyor” dedi.
Hukukçu Ersan Şen ise geçici koruma altındaki Suriyelilerin “ucuz işgücü” tanımı altında çalıştırılmalarına yönelik “Ucuz işgücü ne demek? Kölelik mi? Ucuz işgücü demenin hukukta karşılığı yok. Onların hepsi yarın bir gün iş mahkemelerinde dava açarlar, açmaya da başlamışlar. Yarın bir gün işveren bunları karşılayamayacak, devlete kalacak” ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, mültecilere ilişkin tartışmada, “bazı şehirlerde sanayiyi mültecilerin ayakta tuttuğunu” belirterek, “Gaziantep sanayisine gidin, yüzbinlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyor. Kayseri sanayisinde de öyle. İşçi bulamıyorlar, bu adamlar çalışıyor” demişti. Prof. Dr. Konukman, Özhaseki’nin açıklamasının bir itiraf olduğunu vurgularken, mültecilerden önce de kayıt dışı ekonominin var olduğunu söyledi. Bu durumun mülteciler ile daha da kronik ve yapısal hale geldiğine işaret eden Konukman, “Göç dalgaları ile birlikte onların yerlerini Suriye’den, Afganistan’dan gelenler almaya başladı. AKP ve AKP’ye destek veren sermaye çevreleri bu tablodan mutlu. Siyasal iktidarın bilgisi dahilinde sınırdan geçişlere izin veriliyormuş gibi bir izlenim var” dedi.
‘AÇIK ARTIYOR, BÜTÇEYE YÜK OLUYOR’
Mültecilerle birlikte artan kayıt dışı istihdamın uzun vadede Türkiye’ye zarar vereceğine işaret eden Konukman, “Niteliksiz emeğe dayalı üretim yapıp ihracat piyasasında yer almak kalıcı sonuçlar yaratmaz. Bu, ihracat dövizini olumsuz etkiliyor. Bütçemiz de bundan olumsuz etkileniyor çünkü kayıt dışı istihdam giderek derinleştiriyor. Bu da SGK’nin prim toplayamamasına ve daha fazla açık vermesine neden oluyor. Dolaylı olarak transfer ödemelerinin artması nedeniyle bütçeye yük oluşturuyor” dedi. Ciddi devlet ve sanayicinin, örgütlü ve kayıtlı işgücü ile yola devam etmesi gerektiğine işaret eden Konukman, “Böylece, işverene maliyet çıkabilir ama nitelikli işgücü ile çalışma olanağına kavuşmuş olur. Devletin bütçe gelirleri artar, SGK’nin açığı azalır. Prim katkıları nedeniyle belki SGK açık vermeyecek, bütçenin transfer harcamasından buraya kaynak transferi olmayacak. Belki de öngörülen bütçe açığını daha da aşağıya çekecek seçenek devre dışı kalmış oluyor” ifadelerini kullandı.
‘BÖYLE KEPAZELİK OLUR MU?’
Mültecilerin, tüketim harcamaları yoluyla milli gelire katkı yaptığını ancak kişi başına düşen milli gelirin hesaplanması sırasında hesaba da katılmadığını söyleyen Konukman, “Nüfus 83 milyon olarak hesaplanıyor, halbuki yapılan hesaplar 90 milyona ulaştığımızı gösteriyor. O zaman kişi başına düşen milli gelir dehşet biçimde düşer. TÜİK, bunu saklamak için kişi başına düşen gelir hesaplarında göçmenleri hesaba katmıyor. Böyle kepazelik olur mu? Milli geliri artırıyorlar ama kişi başına düşen milli geliri düşürürler diye hesaba katılmıyorlar” dedi.
‘KÖLELİK Mİ?’
Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen ise geçici koruma altındaki Suriyelilerin, “ucuz işgücü” tanımı altında çalışmasına yönelik açıklamalara tepki göstererek, “Ucuz işgücü ne demek? Kölelik mi? Böyle şey olur mu? Sosyal hukuk devletinde böyle bir gerekçe konulamaz. Ucuz işgücü gibi bir tanımı sosyal hukuk devletinde yapamazsınız. Ucuz işgücü demenin hukukta karşılığı yok. Sosyal güvenlik kaydı olmaksızın, asgari ücretin altında insan çalıştırılmasından kaynaklı işverene katkı olarak değerlendirebilirler ama hukuka, insan hak ve hürriyetlerine aykırıdır” dedi. Kayıt dışı olarak, sosyal güvenlik sağlanmadan ve verilmesi gereken ücretler verilmeden çalıştırılan kişilere işaret eden Şen, “Onların hepsi yarın bir gün iş mahkemelerinde dava açarlar, açmaya da başlamışlar” dedi. Bu davaların devlete de bir yükünün olacağına işaret eden Şen, “Yarın bir gün işveren bunları karşılayamayacak, devlete kalacak. Nasıl karşılayacak? Batar. Bu kadar ucuz işçi çalıştırıyorsan, almaları gereken ücretin altında ücret veriyorsan, kanuni dayanağın yoksa ne olacak? Bunların hepsinin faizi var” ifadelerini kullandı.