Erkekler dikkat! Bakın neler prostat kanserine yol açıyor?
Kimyasallara maruz kalmak prostat kanseri riskini arttırıyor
Sibel Bahçetepe/CumhuriyetProstat kanseri erkekler arasında sık görülüyor ve giderek artıyor. Hastalık, dünyada yüz binde 28’lerdeyken, bu oran ülkemizde yüz binde 37’lere çıkıyor. Prostat kanseri gelişmesinden aile öyküsünün yanı sıra sigara tüketimi, tarım ilacına maruz kalma, pil imalatında ve plastik sanayide çalışma, kaynak yaparken metal kadmiyuma maruz kalma gibi faktörler riski arttırıyor. Son dönem, prostat tedavisindeki yeni dönem ilaçlar da hastalık tedavisinde kullanılıyor ve başarılı sonuç veriyor.
Üroonkoloiji Derneği tarafından düzenlenen 12. Üroonkoloji Kongresi, 18-22 Kasım tarihleri arasında Antalya Belek’teki Sueno Hotel&Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Üroonkoloji alanındaki son gelişmelerin ele alındığı kongreye Türkiye’den ve yurtdışından çok sayıda bilim insanı katıldı. Kongre başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağ Çal, prostat dokusunda gelişen kötü huylu hücrelere bağlı ortaya çıkan hastalığın “prostat kanseri” olarak isimlendirildiğini belirterek, hastalığın ileri yaşta sık gözlendiğine, ancak başlangıç döneminde herhangi bir şikayet yaratmadığına dikkat çekti. Prostat kanseri gelişimine yol açan nedenlerin tam olarak bilinmediğini vurgulayan Çal, birinci derece akrabalarında prostat kanseri saptananların bu hastalığa yakalanma riski toplumun diğer bireylerden daha yüksek olduğunu söyledi.
Tarım ilacına maruz kalanlarda prostat kanseri fazla
Beslenmenin prostat kanseri gelişimi üzerine etkilerinin araştırılması devam ettiğini de anlatan Prof. Çal “Ayrıca sigara içenler, tarım ilacına maruz kalan çiftçiler, pil imalatında çalışanlar, kaynak yaparken metal kadmiyuma maruz kalan işçiler prostat kanserine yakalanma riskin yüksek olduğu gruplardır. Plastik sanayinde çalışanların da, normal topluma göre prostat kanseri olma riskleri daha fazladır” vurgusunu yaptı.
Siyah ırkta daha fazla
Hastalıkta genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu kaydeden Çal, özetle şunları söyledi:
“Siyah ırkta beyaz ırktan daha fazla görülüyor. Geç dönem prostat kanseri hastalarında halsizlik, iştahsızlık, hastalığın kemiklere yayılması nedeniyle sırt, kalça veya bacak ağrıları öncelikli yakınmalar olabilir. Prostat hastalıklarının tanısında en önemli aşama prostatın makattan parmakla muayenesidir. Prostat kanseri, prostatın iyi huylu büyümesi ve prostatın iltihabi hastalıklarının yanı sıra birçok durumda kanda PSA düzeyi yükselebilir. Muayene veya test sonuçları hastada prostat kanseri olabileceğini işaret ediyorsa mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Prostat kanseri teşhisi sonrası uygun hastalara herhangi bir tedavi yapılmaksızın düzenli kontrollerle izlem önerilebileceği gibi cerrahi, radyoterapi (ışın, radyasyon) veya hormonal tedavi seçenekleri sunulabilir. Prostat kanseri tedavisinde ameliyat, ışın ve ilaç (erkeklik hormonu baskılaması) gibi çok sayıda yöntem kullanılmaktadır. İleri evre hastalarda yeni ilaçlar sayesinde hastanın yaşam süresi de artık uzatılmaktadır. Bu anlamda yeni ilaçlar yüz güldürücü sonuçlar veriyor. ”
Mesane kanserinin en önemli nedeni sigara
Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı ise mesane kanserlerine dikkat çekerek, ülkemizde erkeklerde prostat kanserinden sonra en sık karşılaşılan tümör tipi olduğunu, her yıl 380 bin yeni mesane kanseri vakasının görüldüğünü söyledi. Hastalık nedeniyle yılda 150 binden fazla kişinin ölümüne yol açtığını vurgulayan Prof. Baltacı, “Türkiye’ye ait verilere göre, mesane kanseri erkeklerde prostat kanserinden sonra en sık karşılaşılan tümör tiplerinden biri. Erkeklerde kadınlara oranla görülme sıklığı 3 kat fazla olan mesane kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Mesane kanserli hastaların en az yarısında ana sebep sigara kullanımı olup, mesane kanser gelişim riski, sigara kullanma sıklığı ve süresiyle doğru orantılı olarak artmaktadır. Hastalık, erken tanı konulduğunda çok başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir” dedi.
İnmemiş testis hastalık habercisi olabilir
Üroonkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Güven Aslan da testis kanserinin erkeklere özgü bir hastalık olduğunu anımsatarak, özellikle inmemiş testis öyküsü olan kişilerin hastalık gelişimi açısından risk altında bulunduğunun altını çizdi. Bu kişilerin mutlaka hekime başvurması gerektiğini belirten Prof. Aslan, gerekli muayene ve tetkiklerin yaptırılması gerektiğine dikkat çekti.