Erkek kaynaklı şiddetin nedenleri

Kadına yönelik şiddete erkeklerin sessiz kalmamasını hedefleyen ve 57 ülkede sürdürülen Beyaz Kurdele Hareketi'nin Kurucusu Michael Kaufman, ''Kadınların şiddet gördüğü toplumlarda, erkeklerin kadınlar üzerinde iktidarı söz konusu. Erkekler, şiddeti bu iktidarı devam ettirmenin yolu olarak görüyorlar'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

''Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Erkek Katılımı'' konferansına katılan Beyaz Kurdele Hareketi'nin Kurucusu Michael Kaufman, bu hareketin 17 yıl önce 3 erkek tarafından kurulduğunu belirtti. ''Bizim paramız yoktu ama, şahane bir fikrimiz vardı'' diyen Kaufman, kadınlardan ilham aldıklarını ve bir ay gibi kısa bir sürede hareketi, tüm Kanada'ya yaydıklarını anlattı.

Beyaz Kurdele'nin, kadına karşı şiddet konusunda halk eğitimini amaçladığını, erkeklere karşı bir hareket olmadığını anlatan Kaufman, kendine güvenen erkeklerin varlığıyla kadına yönelik şiddetin azalacağı fikrini yayan kampanyalar hazırladıklarını söyledi. Kaufman, kampanyayı tanıtmak için erkeklerin ilgisini çeken alanlara yönelerek, Brezilya'da karnavalı, Pakistan'da benzin istasyonlarını, Kamboçya'da pazar yerini kullandıklarını belirterek, stat, okul ve konser alanları gibi genç erkeklerin ilgisini çekecek yerlerde de projeler yürüttüklerini belirtti.

''Geleceğimizde kadına yönelik şiddet olmayacak'' sloganın ülke ülke yayılmasının ve önemli ölçüde destek bulmasının kendilerini cesaretlendirdiğini vurgulayan Kaufman, şöyle konuştu: ''Aslında erkeklerin büyük bir kısmı kadına şiddet uygulamıyor. Ancak uygulanan şiddete sessiz kalıyor. Bu da şiddetin artmasına neden oluyor. İyi erkekler de şiddete karşı yüksek sesle karşı gelmeli. Beyaz Kurdele, bir suçluluk duygusuna değil, ortak sorumluluk bilincine dayanıyor. Yakasına beyaz kurdele takan erkekler, 'kadına karşı asla şiddet uygulamayacağız, 'kadına karşı şiddet uygulayanlara göz yummayacağız, sessiz kalmayacağız' diyor. Hedefimiz erkeklere kadınların hayatlarını kontrol etme hakları olmadığını hatırlatmak.''

 

''Erkeğin eşini dövmesi, özel olarak kabul edilen tek suç"

Tüm insanların şiddet uygulama kapasitesine sahip olduğunu belirten Kaufman, ancak bunun önlemez bir dürtü olmadığına dikkati çekti. Genellikle iktidarını korumak isteyen kişilerin şiddete başvurduğunu ifade eden Kaufman, ''Tarihsel araştırmalar göstermiştir ki kadına yönelik şiddetin çok az olduğu yada hiç yaşanmadığı toplumlarda eşitlik temeldi. Toplumsal yaşam kadın erkek eşitliğine dayanıyordu. Kadınların şiddet gördüğü toplumlarda ise erkeklerin kadınlar üzerinde iktidarı söz konusuydu. Erkekler bu iktidarı devam ettirmenin bir yolu olarak şiddeti görüyorlardı'' diye konuştu.

Erkeklerin kadına yönelik şiddeti bir hak gibi gördüğünü savunan Kaufman, kadınları dinledikçe, onların yaşam deneyimlerini öğrendikçe, tüm dünyada erkeklere tanınan ayrıcalıklar hakkında farkındalığının arttığını söyledi.
Erkek kaynaklı şiddetin bir nedenin de şiddete onay verilmesi olduğuna işaret eden Kaufman, ''Bir kadın eşinden dayak yerken herkes camlarını kapar, perdelerini çekerse bu durumu onaylamış olur. Erkeğin eşini dövmesi, özel olarak kabul edilen tek suç'' dedi.

 

''Erkekler korkuyor"

Hemen hemen tüm toplumlarda, erkeklerin güçlü olduğunu, politik iktidarı ellerinde bulundurduğunu ve kadınlardan daha fazla para kazandıklarını belirten Kaufman, kadınlardan güçlü olmalarına rağmen erkeklerin, bireysel olarak kendilerini güçlü hissetmediğini söyledi. Bunun, kadına yönelik erkek kaynaklı şiddetle doğrudan ilgisi bulunduğuna dikkati çeken Kaufman, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Daha doğum anından itibaren kızlar ve erkeklerin farklılıkları ön plana çıkarılıyor, benzerliklerin üzerinde durulmuyor. Araştırmalar, doktorların, hemşirelerin ve öğretmenlerin kız ve erkek çocuklarıyla farklı ses tonlarıyla konuştuklarını ortaya koyuyor. Erkeklere güçlü, kızlara cici diye hitap ediliyor. 'Erkek sert olur, ağlamaz' fikri daha küçük yaşlardan çocuklara öğretiliyor. Yetişkin olduklarında da erkekler, güçlerini ve iktidarlarını göstermek amacıyla şiddete yöneliyor. Erkeklerin şiddete başvurmalarının nedeni, doğuştan şiddet içeren bir karaktere sahip olmaları değil, korkmaları. Erkekler, hemcinsleriyle eşit olamamaktan, 'gerçek bir erkek' olamamaktan korkuyor. Ayrıca, bu konuda konuşursak, düşüncelerimizi ifade edersek, diğer erkekler tarafından ayıplanırız kaygısı taşıyor.''

 

''Şiddet, kuşaktan kuşağa geçiyor"

Aile içi şiddet uygulayan kişilerin büyük çoğunun, çocukluğunda şiddete uğramış ya da tanık olmuş kişiler olduğunu belirten Kaufman, şiddetin kuşaktan kuşağa aktarıldığını söyledi. Özellikle babaların çocuk yetiştirmede eşleriyle eşit derecede sorumluluk almasının önemine değinen Kaufman, böylece erkeklerin çocuklarına duydukları sevgi ve şefkati somut bir şekilde göstermelerinin mümkün olacağını belirtti.

Kaufman, bunun çocuklara örnek olacağını ve gelecek nesillerin de benzer şekilde davranmasını sağlayacağını da kaydetti.