Ergin'den özel hayat dersi
Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, HSYK ile Türkiye Adalet Akademisi'nin düzenlediği "AİHM kararları ışığında ifade özgürlüğü ile medyanın sorumluluğu" oturumunda savcı Kansız ve savcı Berk'le tartıştı. Ergin, savcılara dosyalarda özel yaşamla ilgili tapelerin yer almasının gereksiz olduğunu ve AİHS ile güvence altına alınan özel yaşamın gizliliğinin ihlal edilmesi anlamına geldiğini anlattı.
cumhuriyet.com.trHSYK ile Türkiye Adalet Akademisi’nin düzenlediği “AİHM kararları ışığında ifade özgürlüğü ile medyanın sorumluluğu” oturumuna Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin ile özel yetkili İstanbul savcıları Cihan Kansız ile Mehmet Berk’in atışması damgasını vurdu. Sedat Ergin, eski gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk örneğini vererek Ergenekon ve Balyoz dava dosyalarında özel görüşmelerin yer aldığını, bunun da özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini söyledi. Savcı Kansız, kendisini “Biz de neticede insanız” diye savunurken Mehmet Berk, “Olaylara nereden baktığımız önemli” dedi.
Rixos Oteli’nde önceki gün gerçekleşen ve İbrahim Okur’un yönettiği oturumun dinleyicileri özel yetkili hâkim ve savcılardı. Oturumdaki konuşmaların ardından soru-yanıt bölümüne geçilince söz olan özel yetkili İstanbul savcısı Mehmet Berk, “Sayın Sedat Ergin bu kadar özel yetkili hâkim ve savcıyı bir arada bulmuşken kendisi soru sormak isteyebilir” dedi. Ergin, bunun üzerine Balyoz davası dosyasında, iki astsubay eşinden birinin diğerine hasta olan çocuğuna “rezene çayı” içmesini öneren konuşmasının yer aldığına dikkat çekerek “Bu tapelerin dosyada olması çok lüzumsuz. Ergenekon davasında dinleme tapeleri de dosyaya hiç ayıklama yapılmadan konulmuş. Bu durum AİHS’nin 8. maddesinde güvence altına alınmış olan özel hayatın gizliliğinin açık ihlalidir” dedi.
Bunun üzerine oturduğu yerden söz alan savcı Berk, yürüttükleri soruşturmalarda özel görüşmelerin imha edilmesi dahil bu tür usullerin tamamını denediklerini savunarak “Yani olaylara nereden baktığımız önemli” dedi. Ergenekon savcısı Cihan Kansız ise şöyle konuştu:
“Sedat Bey bizim emanete aldırdığımız delilleri görse eminim böyle konuşmazdı. Yani o kadar özel hayata ilişkin tapeler var ki biz emin olun onları öyle ayıklamaya çalışıyoruz ki... Biz neticede insanız. Basından beklediğimiz lütfen objektif olun. Son bir ayda 200 kişinin üzerinde insana Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan takipsizlik verdim. Bunu basına duyurma gibi şansımız yok.”
“Siz kendi açınızdan durumu açıklıyorsunuz” diyen Ergin, iki savcıya İlhan Selçuk’un davayla ilgisi olmayan bazı görüşmelerinin dosyaya konulması örneğini vererek “Şimdi ben bunları öğrenmek zorunda mıyım?” diye sordu.
Bu sırada oturduğu yerden araya giren HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, yargılamaları devam eden davalara ilişkin konuşma yapılmasını doğru bulmadığını belirterek “Delillerin değerlendirilmesinde bir gazeteci bakış açısı ile davaya bakmak istemeyiz” dedi. Oturum sonunda HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, hâkim ve savcıları “Usul kurallarına uygularken biraz daha titiz olalım” şeklinde uyardı.