Ergenekon'da 3 tahliye

İkinci Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Birol Başaran, Süleyman Solmaz ve Teğmen Melih Yüksel'in tahliyesini kararlaştırdı.

cumhuriyet.com.tr

İkinci Ergenekon davasında dün çapraz sorgusu yapılan gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet gazetesi ile ilişkileri konusundaki soruları, “Cumhuriyet benim ruhum. Bunun için ceza verecekseniz kesin cezayı” diye yanıtladı. Davada tutuklu yargılanan gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Özkan’a kendisiyle ilgili sorular sorulması üzerine, “Burada bizim hayatımız sorgulandı” diye konuştu.

 

‘Tayyar beni hedef gösterdi’

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in soruları üzerine Özkan, Hurşit Tolon ile emekli olduktan sonra “Yeşil Vadi” adlı yerde Erdal Şenel’in de bulunduğu bir yemekte bulunduklarını, ancak yemeğe geç kaldığını söyledi. Özkan, Pekgüzel’in soruları üzerine Mart 2008’de İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasından sonra gazeteci Şamil Tayyar’ın “Gözaltına alınacak biri daha var” diye kendisini hedef gösterdiğini anlattı.

“İlhan Selçuk ile ART, Kanal B, Kanaltürk ile ilgili görüştünüz mü” sorusunu, “İlhan Ağabey ile bu televizyonlar konusunda hiçbir konuşma geçmedi” diye yanıtlayan Özkan şöyle devam etti: “Geçse ne olur. Arayıp ‘geçmiş olsun’ dedim. Bizim altyapımızla Cumhuriyet’in ismiyle bir televizyon teklifini İlhan Ağabey reddetti, ‘finansmanı ayarlayamayız’ dedi.”

Özkan, Savcı Pekgüzel’in “Siz yalan söylemediğinizi söylüyorsunuz ama Mustafa Balbay, İlhan Selçuk ile bir görüşmesinde sizin için ‘Aynı konuyu 3 kişiye farklı anlatmış’ diyor” sözlerine tepki gösterdi. “Ben yalan söylemem” diyen Özkan şunları söyledi:

“Dedikoduları getirip ‘yalan söylüyorsun’ diyorsunuz. Sayın Savcı beni Mustafa’nın (Balbay) beyanıyla yalancı olmakla suçladı. Tanımadığım insanların benim hakkımdaki beyanlarını burada bana söyleyip, yalancı demek size yakışıyor mu?”

Balbay yalanladı

Çapraz sorgu sırasında söz alan Balbay, “Özkan’ın yalancı olduğuna ilişkin bir beyanı olmadığını” söyledi. Kanaltürk ve Cumhuriyet gazetesinin terör örgütünün merkeziymiş gibi gösterildiğini ifade eden Balbay, “Burada gerçekten hayatımız sorgulandı” dedi. Balbay şu konulara açıklık getirdi: “Benim kafamda edebiyat alanında, onun kafasında da siyasette ilerlemek vardı. Özkan Cumhuriyet gazetesinden ayrıldıktan sonra yollarımız birleşmedi. İddia makamı benim de siyaset yolunu seçtiğimi düşünüyor. Biz Özkan ile yan yana gelmedik.”

Duruşmanın talepler bölümünde de söz alan Balbay, “Tuncay Özkan’a savcıların sorularından burada mesleğimiz nedeniyle yargılandığımızı bir kez daha gördüm” dedi. Kendisinin “Örgütün medya koordinasyonu” ile suçlandığını anlatan Balbay “Ben medya koordine edeceksem Yeni Şafak, Zaman gibi gazetelerle değil, düşüncelerimiz daha yakın olan Özkan ile yapardım. Ama hiçbir diyaloğumuz olmadı” diye konuştu. Balbay “Hükümle ‘iki kere iki kaç eder’ kararını verecekseniz tutuksuz yargılanma hakkımızı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tablo açısından da değerlendirerek verin” dedi.

 

Çapan ‘me’ledi

Eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ise “Cumhuriyet’e yardım etmek istediğim için yargılanıyorum. Esas adamları alamıyorsunuz” diye konuştu. Çapan “Duruşma manyağı olduk. Cezaevinden duruşma salonuna her gün koyun gibi getirilip götürülüyoruz” sözlerinin ardından “Mee” şeklinde ses çıkardı.

Daha sonra söz alan Balbay’ın avukatı Aydın Metin, tahliye talebini yineledi. Metin, “Balbay’ın tutukluluk halinin gerekçesi kalmamıştır” dedi.



3 tahliye

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, mahkeme heyetince alınan ara kararlar, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından açıklandı.

Buna göre mahkeme heyeti, dosya kapsamı ve suç vasfının değişme ihtimalini dikkate alarak, tutuklu sanıklar Birol Başaran, Süleyman Solmaz ve Teğmen Melih Yüksel'in tahliyesine karar verdi.

 

Şengün tahliye yönünde oy kullandı

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 8 sanığın, ''tutuklamadan beklenen gayenin sağlanmış olması'' gerekçesiyle tahliye edilmeleri yönünde oy kullandığı görüldü.