Ergenekon davasında 'Veli Küçük' iddiası

''Ergenekon'' davasında tanık olarak dinlenilen gizli tanık ''Aydos'', tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile ilgili iddialarda bulunarak, Küçük'ün, kaçakçıların getirdiği uyuşturucudan pay aldığını ileri sürdü.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada dinlenilen gizli tanık, tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur'u Mardin Kızıltepe'ye tayin olmasından itibaren tanıdığını söyledi.

Gizli tanık ''Aydos'', ''Kod adı Kürşat. Hasan Atilla Uğur. Çok iyi tanıyorum. Kimleri kaçırıp, şehre indirip öldürdüğünü biliyorum. Yeşil ortadan kaybolduktan sonra yanında Osman Gürbüz'ü gezdirip, 'Yeşil' diye tanıttığını biliyorum'' dedi.

Uğur'un, PKK'ya yapılan operasyonlarda canlı yakaladıkları 3 kişiyi öldürdüğünü öne süren gizli tanık, tutuklu yargılanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü de Mardin'de Cem Ersever sayesinde 1991'de tanıdığını söyledi.

Tutuklu sanık Muzaffer Tekin'i de 2006'da Ayhan Tokcan sayesinde tanıdığını ifade eden gizli tanık, ''Tekin'in Kadıköy'deki bürosuna Tokcan ile 3 defa gittim. Tokcan ile son gittiğimde Tekin ve Veli Küçük beraberdi. Küçük, Tokcan'ı görünce ayağa kalktı'' diye konuştu.

''Veli Küçük'ün Diyarbakır'daki uyuşturucu baronlarının uyuşturucularına el konulup başkalarına dağıtılması işlerine bulaştım'' diyen gizli tanık, iş adamları Hacı Karay, Adnan Yıldırım ve Savaş Buldan'ın da Sapanca üçgeninde öldürüldüğünü iddia etti.

Gizli tanığın, ''O dönemde oraların paşası Veli Küçük'tü. Küçük, kaçakçıların getirdiği uyuşturucudan pay alıyordu'' sözleri üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ''Sen para alırken gördün mü?'' diye sordu.

Gizli tanık da Eyüp Kocakaya ile Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı'na gittiklerini belirterek, ''Yanımızda çantayla gidiyorduk. Ben çantayı götürüyordum. Bazen Kocakaya bana 'dışarıda bekle' deyip, kendi giriyordu. Sonra ben onu alıyordum. Kocakaya'nın çiftliği vardı. Çiftliklerinde uyuşturucu imalatı yapıyordu. Uyuşturucu baronlarından toplanan parayı Kocakaya Veli Küçük'e getiriyordu'' dedi.

İş adamı Mehmet Ali Yaprak'ın 1993'te kaçırılarak otel odasına götürüldüğünü ifade eden gizli tanık, ''Yaprak, Cem Ersever ile beraber içeri girdi. Odada Yeşil ve Veli Küçük vardı. Yeşil Yaprak'a kızıyordu. Veli Küçük sakindi. 'Senin yerin doldurulur' dedi. Yaprak'ın, Veli Küçük'ü gördüğünde elleri titremeye başladı. Biz dışarıda bekledik. Küçük, Yaprak'ı bırakmamızı istedi. Yaprak'ı aldık, yerine teslim ettik. Hakkımızı da aldık. O adamdan haraç aldılar. Yaprak 1996'da da kaçırıldı. Bu, yargıya intikal etti. Ama 1993'teki kaçırılma olayında korkudan şikayette bile bulunamadı'' şeklinde konuştu.

Duruşmaya ara verildi.

Doğan Öz'ün ''Kontrgerilla'' dosyası

Bu arada, savcı Doğan Öz'ün eşi emekli hakim Sezen Öz, eşinin öldürülmeden önce hazırladığı ''kontrgerilla'' dosyasını mahkemeye sundu. Mahkemenin talebi üzerine, elindeki belgeleri getiren Sezen Öz, dilekçesinde ''kontrgerilla'' raporunun bir örneği ile olayın yazılı özetini sunduğunu ifade etti.

Öz, dilekçesinde şunları kaydetti:
''Buradaki amacım, bu davaya müdahil olma talebimi içermediği gibi dava dosyasında yargılananlara yönelik bir isnat şeklinde algılanmamalıdır. Ancak Doğan Öz olayının devlet içerisindeki derin yapı ile doğrudan bağlantılı bir örgütsel cinayet olduğu aşikardır. Bunun yanı sıra sunduğumuz belgelerde adı geçen isimlerin her biri ile ilgili örgütsel bağlantıları olduğu kanaatimizi oluşturduğundan mahkemenizin bizzat araştırması gerektiğini düşündüğümüz şüpheli olaylar dizisini ibraz etmekteyim. Bu derin yapılanmanın gerçek faillerinin ortaya çıkarılması umuduyla.''