Eren Erdem: FETÖ torbasına konulmaktan utanıyorum

FETÖ’nün 17-25 Aralık darbe girişiminde yasa dışı ses kayıtlarını servis ettiği iddiasıyla haklarında dava açılan kapatılan Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve eski CHP Milletvekili Eren Erdem ile gazetenin sahibi Turan Ababey’in de aralarında bulunduğu 12 sanığın yargılandığı dava görülmeye başlandı.

Seyhan Avşar


Aralarında Mahmut Tanal, Aykut Erdoğdu, Ali Şeker, Gökçe Gökçen, Canan Kaftancıoğlu, Musa Çam ve Barış Yarkadaş'ın da bulunduğu yaklaşık 500 CHP'li Erdem'e destek vermek için Silivri'ye geldi. Açıklama yapmak isteyen CHP'liler ile jandarma arasında yer konusunda tartışma çıktı.

"Hepimiz biliyoruz"

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yaptığı açıklamada "Çok yargılamalar oldu ama bugün bakıldığında o yargılamalarda yargılayanların nerede olduğunu hepimiz biliyoruz" ifadelerinde bulunarak 'CHP PM üyesi Eren Erdem 124 gündür neden tutuklu' diye sordu.

"Yargılama silah sesi altında olmaz"

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen davaya, tutuklu sanık Eren Erdem, tutuksuz sanıklar Turan Ababey, Emre Erciş, Mehmet Bozkurt ve Kutlu Esendemir ile sanık avukatları katıldı.

CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Aykut Erdoğdu, CHP’li vekiller Mahmut Tanal, Ahmet Akın, Ali Şeker, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP eski milletvekilleri Barış Yarkadaş, Mehmet Tüm, Musa Çam, Melda Onur, Namık Havutça, Erdem’in anne ve babası ayrıca çok sayıda partili duruşmayı izlemek için sabahın erken saatlerinde Silivri Cezaevi önüne geldi. Burada açıklama yapmak isteyen CHP'liler ile jandarma arasında yer konusunda tartışma çıktı. Bu sırada askeri alandan silah sesleri yükseldi. Askerlerin eğitim atışı yaptığı belirtilirken Mahmut Tanal "Yargılama silah sesi altında olamaz" diyerek tepki gösterdi. Daha sonra silah sesi kesildi.

"FETÖ'nün tüm yaptıklarına karşı çıkmış birisiyim"

İlk olarak tutuklu sanık Eren Erdem savunma yaptı. Erdem savunmasına ilk kez ciddi bir heyet karşısında savunma yaptığı için memnun olduğunu söyleyerek başladı. Savunmasını üç temel başlık altında yapacağına değinen Erdem, “İlk olarak ben neden FETÖ üyesi olmamakla beraber, bu örgüte neden yardım etmiş olamayacağımı açıklayacağım. İkinci olarak gazetede yer alan haberlere ve iddialara değineceğim. Son bölümde ise taleplerimi sıralayacağım” dedi. FETÖ demenin Ergenekon demek olduğuna değinen Erdem, “FETÖ demek 2010 Referandumunda evet demektir. FETÖ demek Balyoz davası demektir. Ben FETÖ’nün tüm yaptıklarına karşı çıkmış birisiyim” diye konuştu.

"İktidar milletvekilleri Pensilvanya'da fotoğraf çektiriyordu"

15 Temmuz darbe girişiminin ardından devletten bir onur madalyası beklediğini ancak kendisini cezaevinde bulduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe girişimini, darbe girişiminden 5 yıl önce Aydınlık gazetesinde yayınlanan bir makalesinde yazdığını aktaran Erdem, “ben bu yazımda post modern bir darbenin yaklaştığını yazdım. Benim bu yazıyı yazdığım günlerde iktidar milletvekilleri, Pensilvanya’ya gidip fotoğraf çektiriyordu. Bu öngörü bütün iradeyi uyarma konusunda katkı sağlayan bir yazıydı. Yazı FETÖ’nün iktidardan daha tehlikeli olduğunu söylüyordu” diye konuştu. İddia makamı tarafından "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” suçlamasıyla yargılandığına değinen Erdem, “İlk ifademi alan savcı bana, ‘FETÖ’cü olmadığınızı ispatlamaya çalışmayın. İktidarı dağıtmak için cemaat ile beraber hareket etmişsiniz” dedi.

"İlla bir torbaya koyacaklarsa Adnan Oktar ile aynı torbaya koysunlar"

35. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutukluluk incelemesinde tahliye kararı verilmemesine gerekçe olarak, “15 Temmuz’un bir daha yaşanmaması için tutukluluğa devam” kararı verdiğini anımsatan Erdem, “15 Temmuz’u ben mi yapmışım. Ben hayatım boyunca bunlara karşı çıktım. Tutuklanacağımı biliyordum. Demokrasinin geldiği noktada bu bizim kaderimizdir. Beni utandıran şey FETÖ ile suçlanmaktır. İlla bir torbaya koyacaklarsa Adnan Oktar ile aynı torbaya koysunlar. Onların mürit yapısı bana daha uygun” dedi.

‘İddianameye konulan gazete kesilmiş’

Karşı gazetesinin birinci sayfasının kesilerek iddianameye konulduğuna dikkat çeken Erdem, “Gazetenin üst köşesinde Gülen raporu diye bir haber vardı. 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) sunulan raporda FETÖ’nün nasıl örgütlendiği detaylı şekilde yazıyordu. Bu haberin yer aldığı kısım iddianameyi konulurken kesilmiş. İddia makamının ne arzuladığını anlayabilmiş değilim” ifadelerini kullandı. İddianamenin gizli tanık ifadelerine dayandırıldığını söyleyen Erdem, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda gizli tanığın bir iddiasının yalan olduğunun ortaya çıkması halinde diğer tüm beyanlarına şüphe şerhi koymak gerektiğini anımsattı. Gizli tanığın kendisiyle ilgili verdiği ifadede, “Eren Erdem Karşı gazetesinden 4 bin TL maaş alıyordu. Onun yaşamı için yetmeyecek bir paraydı. Geri kalan kısmını FETÖ tamamlıyordu” dediğini belirterek, “Ben Karşı gazetesinden 12 bin 500 TL maaş alıyordum. 4 bin TL hesabıma yatıyordu. Geri kalan kısmını elden alıyordum. Bunun için iki ayrı sözleşme yapılmıştı. Gizli tanığın bütün ifadeleri yalan” dedi.

‘Belgeleri istememe rağmen vermedi’

Yazdığı kitaplarda ve makalelerde FETÖ’yü ağır bir şekilde eleştirdiğini belirten Eren Erdem daha sonra iddianamede yer alan iddialara değindi. İddianamede yer alan Karşı gazetesi muhabirlerinden firari sanık Ufuk Emin Köroğlu’nun belge temin ederek, bu belgeleri Eren Erdem’e verdiği yönündeki iddialara açıklık getiren Erdem, “Ufuk Emin Köroğlu haberi yazar bize verirdi. Defalarca kendisiyle konuşmama rağmen belgelerini bana vermedi. Tartıştığımızda ise ‘benim imzam ile çıkmıyor mu? Size ne?’ dedi. Ufuk Emin Köroğlu’nu Mehmet Bozkurt arkadaşımız işe aldı. Ancak benim baskımla aldı. Ben ısrarla özel haber yapalım diye ve polis muhabiri alalım dedim. Bu muhabirle daha önceden tanışıklığım yoktu” ifadelerini kullandı.

TUSKON ile görüşmeye tepki

İddianamede yer alan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Obama arasında geçen telefon konuşmalarının Karşı gazetesinde yayınlandığı iddiasına değinen Erdem böyle bir haberin gazetede asla çıkmadığını, böyle bir haberin herhangi bir gazetede çıkması halinde dahi yerin yerinden oynayacağını aktardı. TUSKON konusuna da açıklık getiren Erdem, gazetenin mali olarak zor durumda olduğunu, o dönemde mali destek bulmak için gazete sahibinin kendi bilgisi dışında TUSKON ile görüştüğünü bu durumun ise kendisinin tepkisine neden olduğunu söyledi. Erdem, “Kendisiyle bu konuda konuştuk. Kendisine TUSKON’a gitmek yanlıştır, kabul edilemez. TUSKON ile görüştüyseniz, MÜSİAD ve TUSİAD ile de görüşeceksiniz dedim ” diye konuştu.
Yine iddianamede, belge ve tapelerin CD içerisinde hediye paketi veya çiçek saksıları içine yerleştirilerek Eren Erdem'e ulaştırıldığı iddiasına ilişkin Erdem, “Bu CD’ler kime gelmiş? Nerede bu haberler” diye sordu. MİT tırları görüntülerinin Karşı gazetesine geldiğini ancak Eren Erdem’in bunu yayınlamadığı hususuna ilişkin olarak ise Erdem, “Böyle bir şey bana gelmedi. Gelmeyen şeyin gelmediğini ispatlamaya çalışıyorum” dedi.