Erduran, Pera’yı aydınlattı

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün müzik alanına ışık tutmak amacıyla başlattığı “İstanbul ve Müzik” Araştırma Programının yeni sözlü tarih dizisi “İstanbul’un Sesleri” nde ünlü keman virtüözü Ayla Erduran’ı dinledik.

cumhuriyet.com.tr

 

Pera Müzesi Oditoryumu’nda 26 Şubat Salı günü gerçekleşen müzikli söyleşiyi Erduran’ın çok sevdiği ve değer verdiği keman virtüözü Cihat Aşkın yürüttü.

Sanatçının yaşamını özetleyen kısa belgesel gösterimin ardından salonu Aşkın’la birlikte selamlayan Erduran, “Bana yürümek artık keman çalmaktan daha zor geliyor” diyerek her zamanki içtenliğiyle sohbete başladı.

Ayla Erduran'ı dinledik

İstanbul’da 1934 yılında doğan, büyük bir kemancı olmak isteyen annesinin isteğiyle dört yaşında kemana başlatılan Erduran, “Müziği aşkla yaptım. Arka perde de neler geçirdiğimizi kimse bilemez; büyük trajediler, sevinçler, komiklikler… Çok zor ve enteresan bir hayatım oldu. Enescu, Menuhin gibi büyük sanatçıları tanıdım. 13 yaşında İvan Galamian ve Zino Francescatti gibi en büyük kemancılar hocam oldu. 22 yaşında Moskova Konservatuvarı’nda David Oistrakh ile çalıştım. Dört kıtada konserler verdim. Avrupa’ya gönderildiğimde param yoktu ama A.Stradivari kemanım vardı.” diyerek müzikte sevginin çok mühim olduğunu söyledi.

Aşkın'ın söyleşinin başında belirttiği gibi Türk keman okulunun oluşumunda en önemli temel taşlarından bir olan Erduran, genç piyanist Eren Aydoğan eşliğinde Grieg “3.Sonat” tan bir bölüm, Sarasate “Romance Andalouse” ve Albeniz'in "Tango"sunu her zamanki genç ruhu, karizması, yapmacıksız, samimiyetle kendini seyirciye veren benzersiz keman çalışıyla seslendirdi. Aşkın ile baba Mozart’tan iki keman için düet de yapan Erduran, “Cihat ile çalmak ne kadar büyük bir zevk. Onun kıymetini bütün ülke bilsin. Yaşadıkça onunla çalmak isterim” diyerek söyleşiyi alkışlar arasında müzikle tamamladı.