Erdoğan'dan 'seçim barajı' yorumu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim barajı ile ilgili olarak, "Düşük baraj ve koalisyon ekonomiyi tehdit eder" yorumunda bulundu.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 360 oda ve borsa başkanının katılımıyla Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Intercontinental Oteli'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, seçim barajı tartışmalarına da değindi.

Türkiye'nin yakalandığı ivmenin bozulmaması için azami bir hassasiyet içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, popülizmin istikrar ve güvenin en ciddi düşmanı olduğunu söyledi.

Erdoğan, ''Bunu, yakın geçmişimizde çok acı tecrübelerle yaşadık. Popülizmin Türkiye'yi nasıl hedeflerinden uzaklaştırdığını gördük. Ekonominin dengelerini nasıl alt üst ettiğini gördük ve bunu milletimize tekrar yaşatmak istemiyoruz. Koalisyon dönemlerinden nasıl ağır bedeller ödediğimizi gördük'' diye konuştu.

"Bazılarının", ısrarla barajın iyice aşağı çekilmesi konusunu gündeme getirdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz özellikle ülkemizin ekonomik yapısını bir tehdit altına sokmak istemiyoruz. Bakın bizim ülkemiz tek partili iktidarlarda hep tırmanmıştır. Koalisyon dönemlerinde de hep geri kalmıştır.
Bu bir koalisyon kültürü olarak sadece bize ait değil, batıda şu anda koalisyon kültürü içinde başarılı olduğunu söyleyenler, 'Biz yanlış yaptık' diyorlar. Görüşmelerimizde bunu bizzat söylüyorlar. Ve kaynağı belirsiz her popülist harcama faizlerin ve enflasyonun yükselmesinden yatırım ortamının bozulmasına, güvenin zedelenmesinden istikrarın kaybolmasına kadar son derece yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Bazıları vadediyor ya, 'Biz gelince şunu yapacağız, bunu vereceğiz'... Bunu söylediğin zaman insana sorarlar... 'Kaynağını nereden bulacaksın?' Şu cevap veriliyor. Hani diyorsunuz ya deniliyor, 'Dünyanın ilk 20 ülkesi arasındayız.' Değerli arkadaşlar, biz ilk 20 ülke arasına bu tür böyle sallaya sallaya gelmedik. Kuru sıkı atarak gelmedik. İşi sıkı tutarak geldik. 26. ülkeydik 17. ülke konumuna geldik. Kuru sıkı atarak buna devam edersek bir anda sen faizleri yine fırlatırsın, enflasyonu yine fırlatırsın ve elde ne var ne yok hepsi gider.
Bu ülkeye ihanet etmeyin, yazıktır günahtır buralara kolay gelmedik. Tüm gerçekler ortada, 8 yıl boyunca milletimize, işverenlerimize, girişimcilerimize böyle bir fatura ödetmekten hassasiyetle kaçındık. Başarıyı da bu disiplinin üzerine inşa ettik.''


"İş çevrelerinden daha fazla destek istiyoruz"

Hükümet olarak ne seçim döneminde ne sonrasında bu disiplinden asla taviz vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin yakaladığı bu büyüme ivmesinin geriye gitmesine asla müsaade etmeyeceklerini söyledi.

Aynı hassasiyeti iş adamlarından, girişimcilerden, yatırımcılardan da görmenin memnuniyeti içinde olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Açıkçası bu noktada, iş çevrelerinden daha fazla destek beklediğimizi de burada ifade etmek istiyorum. Güven ve istikrar ortamının zedelenmesi takdir edersiniz ki, en önce iş adamlarını etkileyecek, en önce iş çevrelerine zarar verecek.
Popülist söylemlerinin iş çevrelerinde satın alınmadığını, dikkate alınmadığını, kale alınmadığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Ama en az popülizm kadar tehlikeli olan, en az popülizm kadar güven ve istikrar zeminini tehdit eden, iç politikayı dizayn etmeye yönelik tahriklere de sizlerin dikkatlerini çekmek isterim. Seçim öncesinde, seçmenin tercihini etkilemeye dönük, milli hassasiyetleri kaşıyarak iç politikayı dizayn etmeye dönük girişimler olduğunu görüyoruz. Terör örgütü ile o malum çetelerin işbirliği ve iletişim içinde seçim öncesinde yeniden taşeronluk yüklendiklerine dair işaretler alıyoruz. Elbette güvenlik güçlerimiz bu noktada üzerlerine düşeni yerine getireceklerdir ama milletimizin de hassasiyeti, inanıyorum ki iş dünyasının bu tezgahları görmesini ve bu tezgahların bozulması noktasında demokrasiye daha fazla omuz vermelerini özellikle rica ediyorum.
8 yıl boyunca biz şu anlayışla çok sık karşılaştık: 'AK Parti hükümetten uzaklaştırılsın da Türkiye'ye ne olursa olsun. Bu hükümet yıpransın da ekonomiye ne olursa olsun, AK Parti kaybetsin de Türkiye, vatandaş, iş adamı nasıl bir fatura öderse ödesin.' Bu çarpık anlayışın karşısında durmak eminim ki, en az benim kadar, hükümetimiz kadar, bu anlayış karşısında fatura ödemesi mukadder olan kesimlerin de sorumluluğudur. Ekonomide tarihi rekorları birlikte elde ettik. Türkiye'yi AB ile müzakere eden bir ülke konumuna hep birlikte yükselttik. Türkiye'de demokratikleşme adına büyük reformları hep birlikte gerçekleştirdik. 2023 hedeflerini de hep birlikte yakalayacağız. Türkiye her şeyin en iyisine, en güzeline layıktır. Bunu hak ediyor. Bunu hep birlikte başaracağız.''