Erdoğan'dan Kerkük krizine ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan ,NTV-Star TV ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.Erdoğan, Kerkük'teki bayrak krizine dair " Şu anda yaptıkları iş bana göre bir işgal hareketidir çok çirkindir." dedi.

cumhuriyet.com.tr

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  NTV-Star TV ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, 71 askerin şehit olduğu Fırat Kalkanı Harekâtı'nın birincisi aşamasının bittiğini söyledi ve "Bundan sonra tabii ki bu bir yol haritası var. Bu yol haritasının söylenmeyen adı konmayan ikinci üçüncü etapları olacak" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz için "kontrollü darbe" iddiasına değinen Erdoğan, "İspat edemiyorsa bu gayri ahlaki olmanın ötesinde benim edebimde ifade edemeyeceğim bir sıkıntıdır. 15 Temmuz’un şehidi de bunu lanetleyecektir" dedi. Erdoğan, 16 Nisan'da yapılacak referandum için "Son iki hafta 'evet' tırmanışını artıracaktır" tahmininde bulundu.

Sarıyer’de CHP’nin “Hayır” çadırına yaptığı ziyarette gerçekleşen konuşmaları aktaran Erdoğan "Yavuz Sultan Selim Köprüsü için ne dese beğenirsin? Niye Tayyip Erdoğan adını koymadınız da bu ismi koydunuz? Benim ne kadar mütevazi olduğumu anlayacaksın dedim. Ama siz ayrımcılık yaptınız dedi. İşte Alevi-Sünni meselesi. Buna üzüldüm. Aklımızın ucundan böyle bir şey geçmedi. Şu köprünün üstünden Alevi vatandaşım geçmeyecek mi?” diye konuştu.

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, "Kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmesi gerekiyor" dedi. Erdoğan, "Biz hayır diyenleri denize dökmeyiz, biz onlara demokrasi müzesi yapacağız, onları objelerle süs eşyası olarak saklarız" diye konuştu.

Fırat Kalkanı: İkinci ve üçüncü etapları olacak

Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları şöyle:

Soru: Fırat Kalkanı bitti yeni harekat notum vardı. Siz bugün Sincar’ı Kerkük’ü işaret ettiniz ve oyunlar oynandığını söylediniz. Ne gibi oyunlar oynanıyor ve Türkiye'nin çıtaları var mı? 

Erdoğan: Fırat Kalkanı Harekatı’yla alakalı bu işin aslında isim olarak birinci etap diye nitelendirdiğim kısım bitti. Bu yol haritasının adı konmayan 2. 3. etapları olacak. Olay sadece Suriye boyutunda giden bir harekat değil. Bu olayın Irak boyutu var. Bir Telafer olayı var Sincar olayı var, Musul’da aynı şekilde soydaşlarımız var. Orada şu anda üs olarak çalışmalarını yürüten askerimiz var. Musul’da DEAŞ’a çok ciddi darbeler indirdi onlara. Şu anda da bu üssümüzde Ninova muhafızları dediğimiz muhafızları yetiştirme görevi devam ediyor. Musul’un bundan önceki valisi şu anda Ninova muhafızlarının komutanı. Musul ağırlıklı Arap kardeşlerimizden oluşuyor. Bu üs bölgemiz buraya çok yakın mesafede ve 700’e yakın bir timimiz var. Onlar bu muhafızları yetiştirme çalışmalarını devam ettiriyor. Bu eğitimlerle zaman geldi peşmergelere de eğitimler yaptırıldı. Bu süreç için DEAŞ ciddi darbeler aldı.

Bu Haşdi Şabi meselesi üzerinde durmamız lazım. Bu terör örgütü Irak Meclisi'nden terör örgütü olmadığı şeklinde bir oylama ile geçti. Biz Haşdi Şabi’yi kullanırsanız sıkıntı olur dedik. Telafer’de bizim 400 bin Türkmen var. Sincar’ın durumu çok daha berbat. İkinci bir Kandil oluşturmanın gayreti var. Irak’ta aslında mezhebe dayalı Pers milliyetçiliğine yakın İran’a bir destek oluşturuluyor. Bir mezhep anlayışıyla bunu yayıyorlar. Bunu yayarken Pers milliyetçiliğine dayanıyorlar. İran’da bugün Azeriler de var ama Pers ağırlıkta. Uluslararası camiada bu işin çok daha farklı yerlere kaydığını göreceğiz. Onun için Suriye’de olayı yine mezhebi olarak ele aldığımızda mezhebi tutarlılığı olsa da olmasa da diyemeyiz. Zira bugün Suriye’nin başında bulunan kişi Şia değildir onun durumu çok daha farklı. Orada Şia olan Hizbullah var mesela. Bunlar Esed’le aynı değil. Bütün bu yapı içinde Suriye’de devam eden mücadelede DEAŞ sürekli zemin kaybediyor. Fakat merkezi yönetim kimin zemin kaybettiğine bakmıyor ben ne kazanıyorum buna bakıyor. Mesela Münbiç meselesinde DEAŞ diye bir şey kalmadı orada. Ama oraya bazı güçler zorla PYD ve YPG’yi sokmaya çalışıyor. Ama son dönemde insani yardım adıyla Rusya, Amerika ve Türkiye olarak biz de girdik. Bazı oradaki mahalleleri vesaire bizler de almış durumdayız. Ama derdimiz orada bayrak göstermek değil.

Münbiç’in gerçek sahipleri ağırlıklı yüzde 85 civarında Araplar. Biz oraya Münbiçli yerleşsin istiyoruz. Sayın Putin’e de bunu söyledik Amerikalı yetkililere de bunu söyledik. Şu anda müttefik diyebileceğimiz ülkelerden bu konuda hatırı sayılır görüntü çıkmıyor. Önce Münbiç sorununu halledelim sonra Rakka ile ne yapacağız kimlerle yapacağız bakalım. Eğer YPG ve PYD ile yapılacaksa biz böyle bir planın içinde olmayız. Türkiye’nin teröristle işi olmaz. Biz isteriz ki Amerika’nın da olmasın. DEAŞ’ı buralarda atmaya bizim gücümüz yetmiyor mu ki kalkacağız PYD’yi YPG’yi yanımıza alacağız. Bunlar hala genelkurmay başkanlarımız nezdinde konuşuluyor. Nihai bir karar henüz yok görüşmeler devam ediyor. Bugün sayın Putin’le görüşmem vardı bu konularda hem de taziyelerde bulunduk.

"Buraya Araplar yerleşsin istiyoruz"

Mekanlar ilk etapta Cerablus, Rai, Dabık, Bab buralar bitti. Ama buradan doğuya Münbiç’e doğru bir çalışmanın yapılıyor olması, Münbiç noktasında ortak harekat kararı verildiği anda zaten Münbiç’te ciddi manada DEAŞ potansiyeli yok orada PYD ve YPG var. Onların biz Fırat’ın doğusuna ötelenmesini istiyoruz buraya Araplar yerleşsin istiyoruz. Ondan sonra asıl hedef Rakka’dır. Rakka DEAŞ’ın şu anda en önemli merkezi. Burada da onların varsın 5 bin olsun örgütlü gücü olduğu söyleniyor. Bunu Amerika’sı, Rusya’sı, Türkiye’si koalisyon güçleri hep birlikte hallederiz.

Kerkük'te bayrak krizi

Soru: Önce bayrak konusu çıktı ardından da Kent konseyi IKBY’ye ilhak kararı aldı. Sizlerde tepkinizi ortaya koydunuz. Orada Türkiye neye göre izliyor olan biteni? 

 Erdoğan: Tarihi itibariyle baktığımız zaman biz biliriz ki bir Türkmen şehridir Kerkük. Daha sonra burada tabi çok ciddi bir değişiklikler oldu zorlamalar oldu ve nüfus değişikliklerine gidildi. Bütün bunlara rağmen bugün Kerkük’te Türkmen’iyle, Arap’ıyla ve Kürtler ciddi bir değişime gittiler. Şu anda yaptıkları iş bana göre bir işgal hareketidir çok çirkindir. Irak parlamentosunun aldığı kararı ben çok çok yerinde buluyorum. Aynı kararı bizler de paylaşıyoruz. Münasebetlerimizin bu kadar iyi olduğu bir dönemde bunun adı ateşle oynamaktır. Burası Irak’ın milli bayrağının dalgalandığı Meclis olarak çalışmasına devam etmelidir ve kardeşçe burada Arap, Türkmen, Kürt birlikte yaşamalısınız. Burası benimdir diye bir adım atarsanız bunun bedeli gelecekte farklı olur. 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddası

Çok iddialı çok gayriahlaki bir yaklaşımdır. Şehitlerimize çok ciddi bir saygısızlıktır. Benim Marmaris’ten hareket ettiğim andan önce yaptığım bir açıklama var. Kontrollü darbe girişiminin sinyalini kimden nasıl nerede aldığımı bütün bunları kendisinin ispat etmesi lazım. Fakat bu zat yalana maruf bir kişidir. Eğer ispat edemiyorsa bu gayriahlaki olmanın ötesinde benim edebimle ifade edemeyeceğim bir sıkıntıdır. 15 Temmuz’un şehidi de gazisi de bunu lanetleyecektir. Acaba kendisi ben mesela Marmaris’te kaldığım yerden ayrılıyorum helikopterle ve ayrılmadan önce kaldığım yerin ev sahibi bana tabi isterseniz elimizde başka imkanlarımız var sizi farklı yere götürebiliriz dediğinde hayır dedik. İşte o zat ortada. Ben şu anda ulaşabilirsem açıklamayacağım ya Ankara ya İstanbul’a ulaşacağım. Helikoptere binerken kaptanımla birkaç şey konuştuk ve hareket ettik. Ne zaman biz Dalaman’a indik meğer bizden önce oraya gelmişler ve Dalaman’daki uçaklarımızı da aramışlar. Bizim üç noktada uçağımız vardı. Hep havada nereye gideceğimizi belirliyoruz. Uçağımıza bindikten sonra pilot nereye gidiyoruz diye soruyor. “Sen dedim şimdi buradan Ankara İstanbul arası bir kertiz al ben mesafe yaklaştıkça son anda söyleyeceğim sana” dedim. Ben ekrandan takip ediyorum, “şu anda İstanbul’un durumu ne Ankara’nın durumu ne” diye sordum kaptana. “İstanbul’da pistler karartılmış vaziyette” dedi. “Peki sen bu haliyle inebilir misin?” “İnerim ama çok riskli, pistin üzerine bir şeyler koymuş olabilirler” dedi. “Sen dedim oraya bir yönel gerekirse bir alçak uçuşla geç pisti sonra bir iniş yap” dedim.

Biz piste gelmeden önce bu arada İstanbul Emniyet Müdürü’nü aradık durum için. Kule o anda işgal altındaydı. “Şu anda biz operasyon hazırlığındayız kule için” dedi. Kuleyi hemen hallettiler sağolsunlar, anında da pist aydınlatıldı. Biz haberi alınca piste indik. Piste inince alan herkes aprona çıkmış fakat uçaklar üstümüzde uçuyorlar. Ben tabi eşim, kızım, damadım, torunlar birlikte arabaya bindik ve apronda vatandaşlarımızın arasına karıştığımız anda milletimle iç içe oldum. İsterdim ki aynı anda orada başkaları da olsaydı. Biz içerde oturduk konuştuk dediler ki saat 23’te de buraya Kılıçdaroğlu indi. Bizden önce oraya inmiş. Nerede şimdi diye sordum bilmiyoruz dediler. Meğerse Bakırköy ilçe başkanı mı belediye başkanı mı ne evine gitmiş. Burada bütün millet varken sen neredesin? Eğer örtülü bir darbe girişimiyse bunu sana kim söyledi? Belediye başkanının evine niye gidiyorsun? Hani diyordun ya bir zamanlar bir darbe girişimi olsa tanka ilk ben çıkarım. Niye çıkamadın? Bu iş lafla olmuyor bu iş inanç işi. Şu anda da her zamanki yalanlarından birini daha söylüyor. Buradan bir kez daha söylüyorum dürüstsen, haysiyet sahibiysen örtülü darbe girişimiyle ilgili elinde hangi belge varsa bunu açıkla. Yargıya da yardımcı ol bize de yardımcı ol. Zerre kadar vatanseversen zerre kadar milliyetperversen yardımcı ol.