Erdoğan'dan Fazıl Say açıklaması (30.01.2019)

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de konuştu. Piyanist Fazıl Say'ın konserine gitmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan "Malum kesimler daha konser daveti şahsıma ulaştığı andan itibaren büyük bir linç kampanyası başlattılar" dedi.

cumhuriyet.com.tr

<video:1224495>



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen 'Mülki İdare Amirleri Buluşması'nda konuştu. Mülki idare amirlerinin görev yaptıkları yerlerdeki diğer kamu görevlileriyle aralarında oluşan 'özlük hakkı' ayrışmasının farkında olduğunu belirten Erdoğan, "Böyle bir durumu kabullenmek mümkün değildir. Bu konuda İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir çalışma var. Bu çalışmanın süratle neticelendirilerek önümüze getirilmesini bekliyoruz. Zaten bu sorunu en geç 2019'da çözme sözü vermiştik. İnşallah gayretlerini ve fedakarlıklarını yakından bildiğimiz kaymakamlarımızın bu sıkıntısını da çok yakında neticeye kavuşturmuş olacağız" diye konuştu.

Özlük haklarına ilişkin açıklamasının, idare amirlerince kuvvetle alkışlanması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten para, çok muktedirmiş" dedi. 

'CUMHUR İLE CUMHURİYETİN BARIŞMASINI TEHDİT GÖRÜYORLAR'

Cumhuriyetin, 'elitlerin cumhuriyeti' olmasından çıkıp, 'cumhurun cumhuriyeti' olmasının tarihi başarı olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ülkemizde sayısı az ama sesi çok çıkan bir kesim, devlet ile vatandaşları arasındaki uçurumun kapanmasından rahatsız oluyor. Bu kesim cumhur ile cumhuriyetin barışmasını, kucaklaşmasını, kendi ikballerine, çıkarlarına yönelik büyük bir tehdit olarak algılıyor. En sert tepkiyi de normalleşme yolunda atılan adımlar karşısında gösteriyorlar. Ülkemizde sosyal gerilimleri düşürecek, milletimizin tüm farklılıklarıyla kenetlenmesini sağlayacak çabalar niyeyse bunları çok öfkelendiriyor. Bu kesimler, kendi ipoteklerinde olduklarını düşündükleri sanat, müzik, resim ve edebiyat gibi alanlarda bir başkasının bırakın varlık göstermesini, söz söylemesini dahi kabul edemiyorlar. Çünkü bunların nazarında sanatçı ancak kendilerine hizmet ettiği, kendi çizdikleri sınırlar içinde hareket ettiği sürece sanatçıdır. Bunlara göre sanat, sadece kendilerinin onay verdiği kalıplarla olduğu zaman sanattır. Bunlara göre müzik sadece belli türlerde olduğu zaman değerlidir. Aynı nobran tavır resim, roman, hikaye, şiir için de geçerlidir. Kalıplarına sığmayan, ideolojik ön kabullerine uymayan her şeye düşmanlık etmeyi de bunlar muhaliflik zanneder. Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin safında yer alarak, milli iradenin üstünlüğüne olan inancımızdan taviz vermeyerek, yolumuza devam edeceğiz."

'LİNÇ KAMPANYASI BAŞLATTILAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Ocak'ta katıldığı Fazıl Say konserini anımsatarak, şunları söyledi:
"Gerçekten güzel bir müzik ziyafetini hep beraber yaşadık. Cumhurbaşkanı olarak o gece, ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil eden bir sanatçımızın yanında bulunmaktan memnuniyet duydum. Ancak malum kesimler, daha konser daveti şahsıma ulaştığı andan itibaren büyük bir linç kampanyası başlattılar. Şahsıma ve hatta konsere katılan herkese edebe, ahlaka, vicdana sığmayacak laflar ettiler. Bizim gelenekli sanatlarımızla bütün bunlarla beraber modern sanatlara verdiğimiz değer ortadadır. Bugüne kadar sanatçılarımız arasında ayrım yapmadığımız gibi sanat türleri arasında ayrım yapmadık. Nazım Hikmet'ten Necip Fazıl'a, Sezai Karakoç'tan İdris Küçükömer'e Evliya Çelebi'den Ahmed-i Hani'ye, merhum Müslüm Gürses'ten 'bozkırın tezenesi' rahmetli Neşet Ertaş'a kadar bu toprakların yetiştirdiği bütün değerleri hiçbir ayrım yapmadan bağrımıza bastık."

'YAPAMAZLAR, ONLARIN ÖYLE BİR DERDİ YOK'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme atıfta bulunan Erdoğan, "Hem modern sanatların hem de ebrudan minyatüre, hüsnühata kadar geleneksel sanatlarımızın ihyası ve güçlenmesi için çaba sarf ettik. Sanatçılarımızı desteklemenin yanı sıra onların ürünlerini en güzel, en modern, en ferah ortamlarda icra edebilecekleri fiziki mekanlar inşa ettik. Kendi alanında ülkemizin en büyük eseri olan Harbiye Kongre Merkezi'ni İstanbul'umuza biz kazandırdık. Taksim'deki ömrünü tamamlamış olan AKM'nin yerine, çok daha modern bir eserin inşallah önümüzdeki hafta temelini atacağız. E niye yapmadılar? Yapsaydılar. Yapamazlar; çünkü onların öyle bir derdi yok. Şu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde ülkenin en büyük opera ve kongre binasını yine biz inşa ettik. Rami Kışlası'nın restorasyonunu yaparak Türkiye'nin en büyük kütüphanelerinden birini orada kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde içinde 5 milyon cilt kitabın yer alacağı, 24 saat açık olacak bir eseri ülkemize kazandırıyoruz" diye konuştu.

'TELEFONUNUZ DEVAMLI AÇIK OLACAK'

Kaymakamların halkla iç içe olması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Kaymakam, öyle 8 saat mesai, yok öyle bir şey. Kaymakam vatandaşıyla yatar, vatandaşıyla kalkar. Biz de öyleyiz. Vatandaşımızla yatarız, vatandaşımızla kalkarız. Telefonumuz bizim kapalı olmaz. Sakın telefonunuz kapalı olmasın ha. Telefonunuz devamlı açık olacak. Aradığı zaman sizi ilgili, ilgisiz herkes bulabilecek. Yönettiği ilçedeki her bir hanenin eksiği, gediği, ihtiyacı, sıkıntısı, derdini bilmeyen kaymakam, bizim gözümüzde görevini layıkıyla yerine getirmiyor demektir. Bu; kaymakam, vali yardımcısı, vali, emniyet müdürlerimiz için böyle" diye konuştu. 

'DEMOKRASİNİN BAŞLADIĞI YER, SANDIKLAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, 31 Mart'ta tarihi yerel seçim olacağını belirterek, "Bu yerel seçimle de siz değerli kaymakamlarımız ilçelerdeki en önemli sorumluluğu üstleneceksiniz. Demokrasinin başladığı yer; sandıklar, en ücra köşedeki mahallelerdir. Buralarda muhtarıyla kaymakamıyla valilerimizle sizler en önemli sorumlu noktasındasınız. Bu süreçte sizlerden ülkemiz ve milletimiz adına büyük gayret bekliyorum. Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma yolculuğunda her birinizden özel bir çaba bekliyorum. Buradaki her bir arkadaşımın vazifesinin vakarına yaraşır bir şekilde hareket edeceğine inanıyorum" dedi.