Erdoğan'dan Bozdağ'a: Ahmet Türk'ü nasıl bıraktınız?

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Yürüyüşü'ne katılan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün serbest bırakılmasını eleştirerek, "Sayın Bakan, bunlar tam teşekkülü hastaneden rapor aldılar mı? Bu raporu size gösterdiler mi? Nasıl bunlara çıkma şeyi verildi? Bunlar kontrollü göz hapsinde olması gerekirdi" dedi.

cumhuriyet.com.tr

<video:781295>

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen '15 Temmuz ve İnsan Hakları Paneli’nde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Türkiye hukuk devleti olmasaydı onbinlerce hain rastgele açılmış çukurlada yatıyor olurdu. İşte bu kadar kişi işlerinden edildi. Bunların bundan sonra ihtiyaçları nasıl karşılanacak? Gitsinler özel sektörde çalışsın bize ne. Onu mu düşüneceğiz bir de. Devlet mi besleyecek bunları? Devlet besledi. Devlete ihanet etti bunlar. E zaten Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri de 657'dir. 657'nin de eğer bir mutabakat sağlanabilse, aynen batıda olduğu gibi memur-işçi ayrımı değil, 657'nin tamamiyle çalışanlar olarak değiştirilmesi lazım.

ERDOĞAN'DAN 'OHAL NE ZAMAN BİTECEK?' SORUNA YANIT - VİDEO
<video:781305>

OHAL AÇIKLAMASI

Şimdi bize şunu söylüyorlar: OHAL'i ne zaman kaldıracaksınız?

Bütün bu huzursuzluklar bittiği zaman OHAL'i kaldırıcaz.

Terörle mücadelede hedefe ulaştığımız zaman OHAL'i kaldıracağız. Bunlar bitmeden kimse bizden OHAL'i kaldırmamızı beklemesin.

Bakın Fransa. Fransa'da devlete darbe mi yaptılar. Teröristler 15-20 Fransız vatandaşını öldürdü. Biz de bugüne kadar 40 bine kadar vatandaşımızı kaybettik. Şimdi beyfendiler bizden OHAL'in kaldırılmasını bekliyor. 

'OHAL'İ KALDIRDIK, TERÖR ARTTI'

Biz göreve geldiğimizde 15 yıl önce, Türkiye'de OHAL vardı. Biz de Anadolu'yu Güneydoğu-Doğu, bu bölgelerde dolaşırken oradaki vatandaşlarıma soruyorum: Bizden ne bekliyorsunuz? Dedilerki ne olur şu OHAL'i kaldırın başka bir şey beklemiyoruz. O zaman 1 ay içerisinde OHAL'i kaldırdık. Peki kaldırdık da ne oldu? Bir şey değişmedi. Terör orada her geçen gün arttı.

"AHMET TÜRK'Ü NASIL BIRAKTINIZ?"

OHAL olmasaydı başka şeyler de olabilirdi. Bak yürüyüşü yaptın bir teşekkür var mı? Biz bu partinin darbeler karşısındaki tavrını da iyi biliriz. Şayet terör örgütlerinin değil de devletinin, çok enteresan o gün beraber yürürken bir tanesi de Adalet Bakanımız da burada, çok hasta olduğu için Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı hastalığı sebebiyle serbest bırakıldı. Bu nasıl hasta serbest bırakılıyor ve ondan sonra yürüyüşte yürüyor. Sayın Bakan, bunlar tam teşekkülü hastaneden rapor aldılar mı? Bu raporu size gösterdiler mi? Nasıl bunlara ben çıkma şeyi verildi? Bunlar kontrollü göz hapsinde olması gerekirdi. Milletinin yanında saf tutmuş olsaydı bu partinin yaptıklarına başka bir şekilde bakabilirdik.

 Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle: 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mutabakat sağlanması durumunda 657 sayılı Kanunun memur-işçi ayrımı olarak değil, tamamıyla çalışanlar olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Erdoğan, bazı Batılı ülkelerin 15 Temmuz sonrası işlerinden olanların ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını sorduğunu belirterek, "Gitsin özel sektörde çalışsın, bize ne. Gitsin özel sektörde çalışsın, devlet mi besleyecek bunları. Devlet besledi, devlete ihanet etti bunlar. Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi de 657’dir. O 657’nin eğer bir mutabakat sağlanabilse aynen Batı'da olduğu gibi 657’nin memur işçi ayrımı değil, tamamıyla çalışanlar olarak değiştirilmesi lazım. Bu olduğu zaman zaten çok daha isabetli adımların atıldığını göreceğiz" dedi.

 "Buraya gelince ne olacağını biliyorsun, akıbetini biliyorsun"

Milletleri millet yapan sembollerin, 15 Temmuz gibi karanlığın aydınlığa döndüğü kanlı saldırıların sinelerde söndürülüp zaferle neticelendirildiği, acı ile sevincin bir arada yaşandığı hadiselerden ortaya çıktığını kaydeden Erdoğan, "Türk milleti Çanakkale’den ve Kurtuluş Harbi’nden 1 asır sonra yeniden kim olduğunu hatırladığı, mazisi ile atisi arasındaki irtibatı tekrar ve daha güçlü şekilde tesis ettiği bir vakıa ile karşılaşmıştır. Darbe girişiminde bulunanların amacı, ellerindeki modern savaş araçları ile şiddetli bir şekilde milletin üzerine gidip, sokakları ve meydanları boşaltmak, kısa sürede ülkeye el koymaktı. Ama başaramadılar. Çünkü milletimizi tankların önünden kaçmak bir yana üzerine üzerine gitti. Darbecilerin yakalarına yapıştı. Üzerine ateş açan, bomba yağdıran helikopter ve uçaklara başkaldırdı, yumruk salladı. Hiç beklemedikleri bu tepki darbecilerin planlarını bozdu, onları yönlendirenlerin kontrolü kaybetmelerine yol açtı. 15 Temmuz dünya demokrasi tarihinde bir ilktir. Utanmadan ‘Amerika bana müsaade ederse Türkiye’ye giderim’ diyor. Seni ben daha önce çağırdım gelseydin, niye gelmedin, sende o yürek var mı? Buraya gelince ne olacağını biliyorsun, akıbetini biliyorsun. Dünya tarihinde milyonlarca insanın ölümü göze alınarak ve bütün bunlara hiç acımadan bu adımı atanları biz millet olarak affetmiyoruz" diye konuştu.

"Rabbim bizleri bu millete hizmetle görevlendirdiği için ayrıca Rabbime hamdediyorum" diyen Erdoğan, Türkiye’nin 15 Temmuz’dan sonra çok daha güçlü olduğunu, emin adımlarla aydınlık geleceğine doğru ilerlediğini söyledi.

 "Kahve, çay bir tarafta, ekrandan örtülü darbeyi izliyor"

15 Temmuz’un pek çok yönüyle konuşulması, tartışılması, üzerinde durulması gereken bir hadise olduğunun altını çizen Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Erdoğan, "En başta bir darbe girişimidir ama Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi örtülü darbe değil, Kılıçdaroğlu örtülü darbeyi Bakırköy Belediye Başkanının evinden izledi. Nasıl bir örtülü darbeyse. Kaldı ki, nasıl bir örtülü darbe, gel VIP’e, ‘tanklar gitti mi’ diye sor, tankların oradan çekildiğini öğren, beyefendi geldi ya, beyefendi geldiği için işbirliği tuttuğu tanklar oradan çekildiler, oradan Bakırköy’deki Belediye Başkanının evine gitti. Neymiş, oteller o gece kapalı olduğu otellerde yer bulamadı beyefendi, onun için Belediye Başkanının evine gitti. Kahve, çay bir tarafta, ekrandan örtülü darbeyi izliyor. 20’sinde örtülü darbe diyorsun ama o gece ayın 15’in 16’ya bağlayan gece. Hayatı yalan. Bunlarda dürüstlük yok. Hiçbir zaman doğru konuşmadılar, doğru olmadılar" şeklinde konuştu.

 "15 Temmuz, 1 dolara satın alınan taşeronlarla gerçekleştirilmeye çalışılan bir işgal girişimiydi"

15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin daha önce gördüğü 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’tan çok farklı bir darbe girişimi olduğunu belirten Erdoğan, "Çünkü 15 Temmuz’un amacı ülke yönetimini kontrol altına almak değil, milleti ve devleti topyekun esir almaktı. Daha önceki darbelere tasvip etmese bile fiili mukavemet göstermeyen milletimizin 15 Temmuz’da hayatı pahasına sokaklara dökülmesi bu gerçeği görmesinden kaynaklanıyor. Menderes’te böyle bir tepki ortaya koyamadı milletimiz. Ama burada çağrımıza anında elhamdülillah bu millet cevap verdi. Çanakkale’de tüm güçleri ile Boğaz’a dayananlar ne istiyorsa, ardından İzmir’den başlayarak Ankara önlerine kadar vatanımızı işgal edenlerin hedefi neyse 15 Temmuz’un gayesi de oydu. 15 Temmuz 1 dolara satın alınan taşeronlarla gerçekleştirilmeye çalışılan bir işgal girişimiydi. Darbecilerin milletimize karşı gösterdikleri acımasız tavır, sergiledikleri vahşet, döktükleri kan gerçek niyetlerini açıkça ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı.

 "Darbede fiilen yer alan on binlerce hain şuanda cezaevlerinde değil, rastgele açılmış çukurlarda yatıyor olurdu"

Yıllardır terörle mücadele etmesine rağmen insan haklarından en küçük bir taviz vermeyen Türkiye’nin 15 Temmuz gecesi bu bakımdan da saldırıya maruz kaldığını ifade eden Erdoğan, "15 Temmuz aynı zamanda insan haklarının ağır şekilde ihlal edildiği bir eylemdir. Şehitlerimizin yüzde 47,5’i darbecilerin açık hedefe gözeterek sıktıkları kurşunlarla hayatlarını kaybetti, şehitlerimizin yüzde 21’i uçakların bombalaması, yüzde 9’u tankların ezmesi, yüzde 6,3 ise helikopterlerin ateşi ile son nefesini vermişlerdir. Gazilerimizin yüzde 40’ı kurşunla, yüzde 28’i ağır silahların mermilerinden ve bombalardan kopup gelen şarapnellerle, yüzde 8’i darbecilerin kullandıkları araçların ezmesi ile yüzde 7’si helikopter ateşi ile yüzde 3’ü uçakların bombalaması ile yaralanmıştır. O gece hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 250 iken, öldürülen darbecilerin sayısı sadece 35’tir. Bu rakamların üzerinde de düşünmemiz lazım. Türkiye bir hukuk devleti olmasaydı, adaleti gözeten bir ülke olmasaydı, darbede fiilen yer alan on binlerce hain şuanda cezaevlerinde değil, rastgele açılmış çukurlarda yatıyor olurdu. Batı, ikide bir bize gelip bunu soruyorsunuz. İşte bu kadar kişi cezaevinde yatıyor. Darbecilerden kaç kişi öldü ya da öldürüldü bunu sorsana. Benim 250 vatandaşım şehit oldu, darbecilerden 35 kişi öldü" açıklamasında bulundu.