Erdoğan'dan BDP'ye cevap

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'nin talebi üzerine bugün kendilerine randevu verildiğini belirterek, ''Fakat randevu saatinden önce ne yazık ki (Hakkari'deki mayın patlaması) bu olay gerçekleşti'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Hakkari'deki mayın patlamasına ilişkin BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan ilginç bir açıklama geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Başbakan, Demirtaş'ın açıklamasının her şeyden önce kendileri bakımından talihsiz bir açıklama olduğunu söyledi.

Erdoğan, ''Hakkari ilinin yaşadıkları, benim oradaki il başkanımdan tutunuz, ilçe başkanlarına varıncaya kadar arkadaşlarımın aldığı tehditlerin arkasında kimlerin yattığı bellidir. Bu tehditleri alan arkadaşlarım ve bu tehditleri yapanların kimlerle de dayanışma içerisinde olduğu bellidir'' diye konuştu.

Öncelikle BDP Genel Başkanı Demirtaş'a buradan bir çağrıda bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu çağrı şudur; bakınız anayasa değişikliği ile ilgili paketi boykot ettiler, olmadı. İstedikleri sonucu alamadılar. Bu paketin içinde çocukların istismarının engellenmesine yönelik anayasa güvencesi var. Bu çok açık ortadayken bu defa okullar açılırken çocukların istismarına yönelik bir adım daha attılar ki, anayasa ile ilgili olarak yeni dönemde bu bir anayasa suçudur. Çok açık net demokratik bir parlamenter sistem içinde yer alan bir siyasi parti bu tür bir adımın içerisinde olamaz'' şeklinde konuştu.
 

BDP'ye randevu

BDP'nin talebi üzerine bugün kendilerine randevu verildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Fakat randevu saatinden önce ne yazık ki (Hakkari'deki mayın patlaması) bu olay gerçekleşti. Daha önce Sayın (Ahmet) Türk'ün döneminde yine randevu talepleri olmuştu. O zaman da 13 vatandaşımızı yine şehit etmişlerdi. Bunun olduğu dönemde o 13 vatandaşımızla ilgili de orada adres gösteriyorlar beyefendiler. O dedikleri adreste onların söyledikleri gibi bir şey ortaya çıkmadı. Kim çıktı? Bölücü terör örgütü çıktı ardında. Burada da yöntem aynı, oyun aynı. Bunları artık biliyoruz, alıştık ve şu anda Hakkari'de yapılanlar farklı şeyler değil, aynı şeyleri yapıyorlar.
Eş başkan olarak eğer bölgede barışı, istikrarı istiyorlarsa, her şeyden önce bu ülkede parlamenter demokrasi içerisinde görev icra edeceklerse, bu yoldan bu ülkede bir mücadele sürdüreceklerse, yapmaları gereken demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti içerisinde, hukuka göre adımlarını atmaktır. Kendilerine göre yeni bir yapı ortaya çıkarma gayretlerine ne bu parlamento müsaade eder, ne bu millet müsaade eder.''

Erdoğan, nitekim milletin pazar günü böyle bir şeye müsaade etmediğini ortaya koyduğunu vurgulayarak, ''Bunların yaptıkları ortadadır. Bir taraftan kendi arkadaşlarını bile oy kabinine göndermeyecek kadar bunlar otoriter bir yapının temsilcileridir. Eğer demokratsan, çok güvendiğin, inandığın arkadaşlarını oy kabinine gönder. Niye göndermiyorsun? Demek ki ona da güvenmiyorsun. Acaba gider de içlerinden bir tanesi iki tanesi vicdanının sesini mi dinler? Bundan korkuyor'' diye konuştu.
 

Okulların boykot edilmesi olayı

Okulların boykot edilmesi konusuna da işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şimdi düşünebiliyor musunuz, okula başlayacak çocukları okula göndermemenin kararı içerisinde. Neymiş, 5 gün okulları boykot edeceklermiş. Bu da anayasal anlamda bir suç teşkil ediyor. Hani barış istiyordunuz siz, hani barışın güvercinleriydiniz? Bu nasıl barışın güvercini?
Buradan özellikle Güneydoğu bölgesindeki halkıma sesleniyorum: Bu oyuna gelmeyeceklerini biliyorum. Ama şunu tekrar hatırlatıyorum. Bakın, Hakkari'de bir olay yapılmıştır, bombalanmıştır. Okul bombalanır mi? İşte bu zihniyet bombalar. Pansiyonlar bombalanmıştır. Yahu çocuklarımız orada. 3 tane okulu bombalıyorsunuz, tarumar ediyorsunuz ve okullar belki de yetişemeyecek bu eğitim-öğretim yılına. 2 tane pansiyonu, yurdu aynı şekilde kundaklama yoluna gidiyorsunuz. Nasıl bir demokrasi mücadelesi bu, nasıl bölgede barış isteme arzusu bu? Oraya sırtını dayayarak bölgede otorite tesis etme gayreti içinde olanlar er geç yalnız kalacaklardır. Bunu bilmeleri lazım.''