Erdoğan'dan Başbuğ açıklaması

Başbakan Tayyip Erdoğan,"Orgeneral İlker Başbuğ ile aramızda güven sorunu yok" dedi. Erdoğan, İrtica ile Mücadele Planı ile ilgili olarak 'Askeri yargı Adli Tıp Raporunu esas almalı' yorumunu yaparken; Demokratik Açılım'la ilgili eleştirilere de yanıt verdi: 10 Kasım'da oturum Atatürk'ün anlayışına uygun.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Erdoğan, TRT-1'de canlı olarak yayınlanan ''Politik Açılım'' programına katılarak çeşitli konulardaki soruları yanıtladı.

''Asker-sivil ilişkileri konusunda Türkiye'nin bir türlü demokratik rahatlamaya erişemediği, müdahaleci, vesayetçi anlayıştan çıkamadığı, sorunun ne olduğu ve bunu nasıl aşmayı düşündüğü'' yönündeki bir soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin 1923'ten bu yana bir değerlendirmesini yapmaya kalktıklarında, gerek tek partili, gerekse çok partili dönemde en önemli sıkıntısının ''demokrasiyi hazmedememek veya demokrasinin içini tam manasıyla inanarak doldurmamak'' olduğu yönünde bir tespitin olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, demokrasinin iktidar ve muhalefet olmak üzere iki önemli ucu bulunduğunu, Türkiye'de bugüne kadar muhalefeti yapanlarla görüştüklerinde ''haklısınız, ama biz burada böyle söylemek zorundayız. Çünkü biz muhalifiz'' dediklerini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

''Gerçekten bu beyazsa beyaza siyah demek, siyahsa siyaha beyaz demek. Muhalefet hep böyle tanımlanmış. Halbuki demokrasiyi alıp bir araştırdığımız zaman, gerçekten bu alanda bütün bilim adamlarının ortak tespiti şudur. Muhalefet aslında iktidarın bir mütemmim cüzüdür. Yanlışları tabii ki söyleyecek. Eleştirel yaklaşımları tabii ki yapacak. Ama katkı vermesi gereken yerde de katkı verecek ki, o ülke hem demokrasisi ile güçlensin, hem de o ülke güçlensin. Sürekli olarak aykırı, 'siyaha beyaz, beyaza siyah demek suretiyle halk muhalefetin yanında yer alır' diye bir şey yok. Ama bizde bu böyle anlaşılmış. Bugüne kadar böyle gelmiş, şu anda da hala böyle gidiyor.''

Asker sivil ilişkisi

Başbakan Erdoğan, asker sivil ilişkisi konusunda da şunları kaydetti:
''Asker sivil ilişkilerine baktığımız zaman, orada da beklenen, arzu edilen ordunun konumu netleştirilmemiş. Bugüne kadar Anayasal bir kurum olarak o da yerine dört dörtlük oturtabilmiş değil. Ama son dönemlerde bu konuda bana göre olumlu gelişmelerin olduğunu da söylemeden geçemeyiz. Bizim bu 7 yıllık süreç içinde birçok kurumsal değişikliklerin yapılması ve atılan adımlar noktasında, bir defa iktidar-ordu ilişkilerinde çok daha olumlu bir sürecin içine girdik. En azından sorgulama karşısında ordunun çok daha olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu, bu sorgulanmalarda gerekli cevabı kamuoyuna da, bize de verdiğini görüyorum. Bunu da çok açık ve net söylemem gerekir. Şu son gelişmelerde ben Genelkurmay Başkanımızla görüşmelerimde, Genelkurmay Başkanımızın bu konudaki hassasiyeti çok açık ve nettir. 'Ben hukuka ters bir yapıyı, hukuka ters davranan, gerçekten orduma ve ülkeme zarar verecek bir subayı ordumun içinde yaşatamam', bunun bana kendisi söylemiştir. Yeter ki bunu yargı içinde süratlendirelim ve orada netice alalım. Burada biz yürütme olarak üzerimize ne düşerse yapmak durumundayız ve şu ana kadar bunu yaptık. Açık söylüyorum. Bundan sonra da yaparız. Bunu bırakamayız.''

Erdoğan, Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''Devletin tüm kurumları içindeki en üst bürokratına varıncaya kadar bu tür şeylere karışanlar varsa, bunları yargıya teslim etmekte hiç tereddüt göstermemeliyiz'' dediğini ve göreve ilk başladıkları yıllarda da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında üst düzeyde operasyonlar yaptırdıklarını ve ardından emniyette üst düzeyde operasyonlar olduğunu hatırlattı.

Şu anda Emniyet Genel Müdür Muavini ile Sakarya İl Emniyet Müdürü'nün cezaevinde olduğunu, 69 polis ve müdürü kapsayan çok ciddi rüşvet operasyonları yapıldığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Bunlar temizleme harekatı. Eğer biz bu temizleme harekatını gerçekleştiremezsek, halkın devletine olan güveni azalacaktır. Halkın devletine olan güvenini tesis etmemiz lazım. Benim vatandaşım devletin dairesine gittiği zaman orada 'haklıysam işim halledilir, çözülür problemim' diyemiyorsa, buna güvenemiyorsa, burada sıkıntı var demektir. Bizim de bunu aşmamız lazım. Bu konuda çözüm noktasına gelindi mi? Daha atacağımız çok adım var. Almamız gereken çok mesafe var'' dedi.

''Rutin toplantıları biz başlattık"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Genelkurmay Başkanı ile arınızda bir güven sorunu olmadığını sizin bu sözlerinizden çıkarabilir miyiz?'' sorusu üzerine, ''Hayır. Burada aramızda böyle bir sorun söz konusu değil. Eskiden Başbakan Genelkurmay Başkanı arasında haftalık rutin toplantılar yoktu. Biz bu süreci de başlattık'' diye konuştu.
''Size göre Genelkurmay karargahında albay düzeyinde de olsa bir çalışma, cuntalaşma eğilimi normal mi? Sayın Başbuğ, belge çıktığında 'bu haliyle kağıt parçası' demişti. 'Ama artık darbeleri de bu devirde savunamayız barındırmayız' diye kendi ifadeleri olmuştu'' şeklindeki hatırlatma üzerine Başbakan Erdoğan, ''O tür ifadeleri bana da ifade etmiştir. 'Hiçbir zaman bunun tarafı olmam.' Bu süreci, bizim de çalışma ve gayretlerimizle yargıya sevk etmiş olmak, artık sürecin yargıda devamı anlamındadır ki, yargıda olan bir süreçte siyasiler için konuşmak daha zor. Medya için daha rahat'' dedi.
Erdoğan, ''Niye istifasını istemiyorsunuz, gereğini yapmıyorsunuz gibi görüşler bulunduğunun'' anımsatılmasına karşılık, ''Söyleniyor. Dün de bir akademisyen bir toplantıda böyle bir şey kullandı. Biz de bu tür şeyler karşısında darda ve zorda kalıyoruz'' diye konuştu.

 

"DTP'nin bölücü örgüt üzerinde etkisi yok"

Erdoğan, DTP'nin silah PKK terör örgütünün silah bırakması konusunda daha aktif olup olamayacağı yönündeki bir soruyu yanıtlarken de şöyle konuştu:
"DTP'nin bölücü terör üzerindeki etkinliğini var mı, yok mu? Onu düşündüğümüz zaman ben bir etkinliğinin olduğunu görmüyorum. Biz hiçbir zaman illegal bir örgütle oturup konuşmayız. İllegal bir şahsı da hiçbir zaman muhatap almayız. DTP bir defa Türkiye partisi olmalıdır. Belli dillerin veya belli bölgenin partisi olmaktan çıkmalıdır. Aynı şekilde diğerleri için de bu geçerli. Türkiye'de 80 vilayette milletvekili çıkarmış bir parti, AK Parti. Sadece Tunceli'de milletvekilimiz yok. Ama Tunceli'de de belediyelerimiz var. Bununla biz bir şeyi ortaya koyuyoruz. AK Parti, Türkiye partisidir. Fakat DTP şu anda PKK ile bu iletişimi sadece görüşmeler vasıtasıyla sürdürüyor. Onlara bir demokratikleşme sürecine katkı sağlamak, silahı bırakmak, böyle bir şey yok. Tam aksine ne diyor; 'İmralı'yı muhatap alsınlar'. Böyle bir şey olur mu ya. Bu nasıl konuşulur. Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olmuş birisiyle siyasi irade muhatap olacak. Öyle saçmalık olur mu? Bunu söylemek onların nerede olduğunu gösteriyor. Biz terörle mücadeleden asla taviz veremeyiz. Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürme durumumuz var. Ama bu işin sadece güvenlik boyutu yok. Bunun psikolojik, sosyolojik, diplomatik, ekonomik boyutu var. Bütün bu alanları devreye sokmak suretiyle bu çalışmayı sürdürmemiz lazım."
 

Domuz gribi aşısına yönelik tepki

Başbakan Erdoğan, domuz gribi aşısıyla ilgili soruları yanıtlarken de "ABD'nin kullandığı aşılarda farklı şeyler olduğu, bize gelende farklı şeyler olduğu belirtiliyor. Zorlayıcı asla olmamalıyız. Yan etkileri ve faydaları anlatılmalı ve önüne gelen istediği gibi konuşmamalı." diye konuştu. Başbakan Erdoğan şöyle dedi:
"Ben bakanımla daha önce bu konuları görüştüm. Grup toplantısına giderken, bakanın yaptığı bir açıklamayı arkadaşlarım bana getirdiler. Orada 'siyasilerin de olması gerekir 'gibi bir açıklaması oldu. Ben kendisine daha önce söyledim. Bu yine söylenince, böyle bir şeyi ben yine doğru bulmuyorum. Belirli bir risk yaşı ilan edilmiş. Ben bu işin ehli olan yani tıptaki insanlar bunu bu şekilde teslim ettikten sonra, ben bunların söyledikleri yanlıştır iddiası içine giremem. Olay bir aslında bünyenin bir işe tahammülü olabilir. Ben kendi kararımı daha önce vermiştim. Benim buradaki isteğim, ağırlıklı olarak bu aşının yan etkilerini anlatmasını istemiştim. Her şeyi anlat. Ama anlattıktan sonra da faydası zararından daha fazladır ilkesinden hareketle, en azından çocuklarla ilgili ebeveyn istiyorsa aşı yaptırsın ve bu konuda ebeveynleri özellikle bu süreci yakın takibe almalarını isteyelim."