Erdoğan’a AB’den kınama

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporu genel kurulda oyçokluğuyla kabul edildi. Raporda Ankara yönetiminin, yargı bağımsızlığı, toplanma ve ifade özgürlüğü ile insan hakları konusunda Kopenhag Kriterleri’nden uzaklaştığı ifadelerine yer verildi.

cumhuriyet.com.tr

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raporu oy çokluğuyla kabul edildi. Strasbourg’da AP Genel Kurulu’nda görüşülen rapor için 375 kabul, 133 ret ve 85 çekimser oy kullanıldı.

AB Bakanı Bozkır: AP raporunu iade edeceğiz

AP’nin Türk liderliğindeki artan otoriter eğilimleri derin üzüntüyle karşıladığını ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Can Dündar ile Erdem Gül için tahliye kararı veren Anayasa Mahkemesi aleyhine açıklamarını kınadığını belirten raporun ana hatları şöyle:

İlerleme raporu gecikmemeliydi: AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu İlerleme Raporu’nu açıklamayı 1 Kasım 2015’teki genel seçimlerden sonraya bırakması, AB’nin sığınmacı anlaşmasına karşılık temel hak ve özgürlüklere ilişkin ihlalleri görmezden gelmeyi tercih ettiği yönünde bir algı yarattı.

Sığınmacı anlaşması: Türkiye ile AB arasındaki sığınmacı anlaşması, Ankara’nın AB ile üyelik müzakerelerinden ayrı tutulmalı. Yasadışı göç kaynağı olan ülkelerin vatandaşlarına daha sıkı vize politikası uygulamalı ve göçmen ticareti yapan şebekelerle daha aktif mücadele etmeli, mültecilerle ilgili Cenevre Sözleşmesine koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırmalı. Türk vatandaşlarına vize serbestisi, yol haritasında belirtilen kriterlerin tamamen uygulamaya konulmasıyla mümkün olabilir.

Demokrasi ve hukuk devleti: Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti alanlarındaki gerilemenin ışığında reformlar sadece yavaşlamadı, geriye de gitti. Yargı bağımsızlığı, toplanma ve ifade özgürlüğü, insan haklarına ve hukuk devletine saygı gibi ana alanlarda Kopenhag Kriterleri’nden giderek uzaklaştıran gerilemeden endişe duyuyoruz. Yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarında acil reformlara ihtiyaç var.

İfade-basın özgürlüğü: Türk liderliğindeki artan otoriter eğilimleri derin üzüntüyle karşılıyoruz. Zaman gazetesine yasadışı şekilde el konulmasından Cumhuriyet gazetesinden Can Dündar ile Erdem Gül’ün tutuklanıp yargılanmasına dek özellikle son iki yılda ifade özgürlüğü pek çok ortamda geriledi. AP, düşünce ve ifade özgürlüğü ile bağımsız medyanın Avrupa’nın esas değerleri olduğunu yineler, Can Dündar ile Erdem Gül’ün serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılar ve Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yönelik açıklamalarını kınar. Tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalı. Haberlere konu olan Türkiye’nin Suriye’ye silah gönderdiği iddiaları araştırılmalı.

Medyaya saldırı: Türkiye, gazetecilere yönelik sindirmenin her türüne karşı eyleme geçmeli, gazetecilere yönelik her türlü saldırı ve tehdit soruşturulmalı, medya organlarına saldırılar aktif şekilde önlenmeli. Medya ve internette özgür konuşmayı perdeleyen gergin siyasi hava dağıtılmalı. AP, çok sayıda gazeteye sert ve yasadışı şekilde el konulmasını kınar.

Barış akademisyenleri: Kürt sorununa barışçıl çözüm için dilekçe imzalayan akademisyenlere yönelik yasal yaptırımları kınıyoruz.

Seküler yaşam tarzı: AP, Avrupa değerlerine uygun olarak inanç temelliler kadar seküler olanlar için de farklı yaşam tarzlarına tam saygı gösterilmesi ve devlet ile dinin ayrı tutulmasının sürdürülmesi gereğinin altını çizer.

Kadına yönelik şiddet: Çok yüksek düzeyde olması endişe verici. İlgili yasanın uygulanmasında eksik var

Yolsuzlukla mücadele: Türkiye’nin önceliklerinden biri olmalı.

Kürt sorunu: 400 bin insanın evinden olmasına yol açan güvenlik durumunun kötüleşmesi endişe verici. Güvenlik önlemleri, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına uygun gerçekleştirilmeli. Çözüm için görüşmelere yeniden başlaması çağrısı yapıyoruz. Terörle mücadelede yasal mevzuat, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla uyumlu hale getirilmeli. TBMM’de özel bir komisyon oluşturulmalı. Sokağa çıkma yasaklarına son verilmeli. Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili sorumlular yargı önüne çıkarılmalı. PKK’nın şiddete dönmesini kınıyor ve meşru bulmuyoruz. PKK’yı silahlarını bırakmaya, terör yöntemlerini terk etmeye, barışçıl ve yasal yollarla isteklerini duyurmaya çağırıyoruz. YDG-H militanlarının barikat kurmaları ve hendek kazmalarından ciddi kaygı duyuyoruz.

IŞİD’le mücadele: Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’daki terör saldırılarıyla ilgili ilgili ayrıntılı soruşturma yürütülmesini istiyoruz. Ankara’nın başta petrol ticareti olmak üzere “IŞİD’in Türkiye üzerinden gerçekleştirdiği faaliyetleri” sonlandırmak için daha fazla çaba göstermeli. Ankara karşı mücadele eden Kürt gruplara yönelik askeri müdahaleyi de bırakmalı.

1915 olayları: Raporda doğrudan yer almıyor ama geçen yılki raporda yer alan Türkiye’nin 1915’te yaşananları “Ermeni soykırımı” olarak tanıması talebine atıf yapılıyor. Değişiklik önergeleriyle metne giren atfı, Piri, “Her raporda, ilgili ülkeye ilişkin daha önce alınan kararlara yer veriyoruz. Kendi kararlarımızı reddedemeyiz” diye savundu.

Kıbrıs: Türkiye-AB arasındaki ilişkileri etkilediğinden, tüm taraflar çözüme dönük gayret göstermeli. Türkiye liman ve havaalanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmalı. Bu üyelik müzakerelerini önemli ölçüde güçlendirecektir. Çözüm sürecine Türkiye katkı sağlamalı, askerlerini çekmeli ve Maraş’ı BM’ye vermeli.

'Haziranda vize zor'

AP’deki oylama Türkiye-AB ilişkilerinin Avrupa kamuoyu gözünde dibe vurmuş olduğunu gösterdi. Avrupa Komisyonu’nun üyelik müzakerelerine desteğine karşın, bugüne dek Türkiye’nin üyeliğini savunan Liberaller bile müzakerelerin durmasını istedi. Raportör Kati Piri, sığınmacı anlaşmasında müzakerelerin hızlanmasının vaat edilemeyeceğini belirtti. Ancak Türk vatandaşlarına vize serbestisini desteklediklerini kaydeden Piri, Türkiye’nin 72 kriterin tümünü yerine getirmesi gerektiğini, ama bunu hazirana yetiştireceğine dair iyimser olmadığını söyledi.