Erdoğan, yine medyaya yüklendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İmralı görüşmelerinin tutanaklarıyla ilgili haberleri sert bir şekilde eleştirerek "Bunlar sizin karşınıza dedikoduyla söylentiyle sabotajla provokasyonla medya operasyonuyla çıkıyor" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, yaklaşık 2 yıl önce 12 Mayıs 2011'de Balıkesir'de 42 ayrı hizmetin ve yatırımın resmi açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, aradan iki yıl geçmeden bugün yine Balıkesir'de olduklarını ve toplu açılışlar yaptıklarını söyledi.

Balıkesir ve ilçelerine, 29 farklı kalemde toplam 296 milyon 680 bin liralık yatırım ve hizmeti kazandırdıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ayvalık'ta, Sındırgı'da, Dursunbey'de, Manyas'ta, Kepsut'ta, Erdek, Gönen, Balya'da yeni inşa ettiğimiz okullardan tutunuz, anaokulu, ilkokullar, liseler, pansiyonlar, yeni inşa ettiğimiz yollar, köprüler bugün hizmete alınıyor. Balıkesir merkez ve ilçelerdeki Toplu Konut İdaremizin konutlarını, tarımsal destekleme yatırımlarını, İl Özel İdaresi, KÖYDES yatırımlarını yine bugün resmi olarak hizmete alıyoruz. Merkezde Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'ni, Erdek'te bir devlet hastanesini bitirdik. Yarın Erdek'teyiz, onun da resmi açılışını yapıyoruz. Bunları da Balıkesirimizin tüm ilçelerinde hizmete alıyoruz. Merkezde çeşitli spor tesislerini, Erdek'te bir spor salonunu da bugün sizlere resmen kazandırıyoruz. Merkezdeki Şeyh Lütfullah Camisi ile Balya'daki Ali Demirci Köyü tarihi camisini de restore ettik, tamir ettik, bu tarihi eserleri de bugün yeniden sizlerle milletimle buluşturuyoruz.''

Bugün Bigadiç'e, yarın da Edremit ve Bandırma'ya giderek toplu açılışlar yapacaklarını aktaran Erdoğan, ''Bigadiç, Edremit ve Bandırma'da yapacağımız açılışlarla bugün Balıkesir'de kazandırdığımız hizmetlerin toplam tutarı 388 milyon lira, eski rakamla 388 trilyon. Bunları bugün inşallah hallediyoruz. Bir seferde 388 milyon liralık 43 kalem hizmet ve yatırım resmen Balıkesir ile buluşuyor'' diye konuştu. Bu hizmet ve yatırımların Balıkesir'e hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bunda emeği olan herkese teşekkür etti.

 

'10 yıldır Türkiye'yi büyütmek için çalıştık'

Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sevgili Balıkesirliler, sevgili kardeşlerim bugün şu meydanda gösterdiğiniz ilgi, nezaket, heyecan bir şeyin ifadesidir. Siz özgürlük sevdalısısınız. Siz demokrasi sevdalıları olarak bu meydandasınız. Siz hiçbir zaman demokrasi dışı yaklaşımlara prim vermediniz. Siz rahmetli Menderes'ten bu yana hep bu demokrasi mücadelesinin yanında oldunuz, özgürlük mücadelesinin yanında oldunuz. Havaalanından buraya gelirken cadde boyunca yolun sağında solunda gördüğümüz o teveccüh, o ilgi Balıkesirli'nin nerede durduğunu çok iyi ortaya koyuyor. Bundan dolayı şahsım adına, Hükümetim adına sizlere şükranlarımı arz ediyorum.''

''10 yıldır Türkiye'yi büyütmek için, Türkiye'nin gücünü, Türkiye'nin itibarını, Türkiye'nin etkinliğini artırmak için gerek ben, gerek çalışma arkadaşlarım çok ama çok yoğun bir çalışmanın içinde olduk'' ifadesini kullanan Erdoğan, son bir ay içinde gerçekleştirdiği yurt içi ve yurt dışı gezileri, etkinlikleri, çalışmaları, temasları ve kabulleri anlattı. Bu kapsamda Mardin ile ilçeleri Midyat ve Kızıltepe'de milletle bir arada olduklarını anımsatan Erdoğan, ''Arabıyla, Kürdüyle bir arada olduk. Ayrım yok. Türküyle bir arada olduk. Çünkü biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Bunu gören halkımız da tıklım tıklım meydanları doldurdu'' dedi.

'Millete efendi olmaya değil bu millete hizmetkar olmaya geldik'

''Biz sizin gönüllerinize misafir olduk, siz de bizim gönüllerimizin misafirisiniz. Bunu biliyoruz'' diyen Erdoğan, 81 ilin 81'ine de ulaşmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Bugünkü ziyaretinin, Başbakanlığı döneminde Balıkesir'e yaptığı dokuzuncu ziyaret olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Cumhuriyet tarihinde hiçbir Başbakanın bu şekilde gelmesi söz konusu değil. Belki bazıları hiç uğramamıştır. Ama ben geldim. Niye? Çünkü biz bu millete efendi olmaya değil bu millete hizmetkar olmaya geldik. Bizim farkımız bu'' ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Ne kadar yoğun olursak olalım, ne kadar meşgul olursak olalım, biz Balıkesir'i ihmal etmeyiz. Balıkesir'i unutmayız, Balıkesir'den uzakta kalmayız. Biz Ankara'ya kilitlenip orada kalan bir iktidar değiliz. Biz Ankara'dan çıkmayan, milleti ile kucaklaşmayan, milletinin arasına girmekten kaçınan bir iktidar değiliz. Hamdolsun Hükümet görevini devraldığımız günden bugüne Van'dan İzmir'e, Hatay'dan Trabzon'a, Muğla'dan Batman'a, Balıkesir'den Iğdır'a kadar 780 bin kilometrekare üzerindeki 81 vilayete defalarca gittik, oralarda vatandaşlarımızla kucaklaştık. Biz Sivas'ın ötesine geçemeyen, Sivas'ın ötesine söyleyecek sözü olmayan bir Hükümet değiliz. Sadece sahillerde, sadece belli illerle, belli ilçelerle muhabbet kuran bir Hükümet değiliz. Türkiye'nin tamamında biz varız. Türkiye'nin tamamında eserlerimiz var, hizmetlerimiz var, yatırımlarımız var, şantiyelerimiz var. Türkiye'nin tamamını kucaklayan bir dilimiz, Türkiye'nin tamamını bir gören, kardeş gören bir üslubumuz var.''

 

'Bayrağı Balıkesir'de nasıl dalgalandırıyorsak Hakkari'de de öyle dalgalandırdık'

Van'da coşkuyla Şanlıurfa'da ve Gaziantep'te muhabbetle Kayseri'de ve Mardin'de heyecanla karşılandıklarını belirten Erdoğan, ''İşte bugün buyurun. Ben konuşmuyorum, Balıkesir kendisi konuşuyor. Televizyon ekranları başında bizleri izleyen milletim, Balıkesir'in selamını bayraklarla görüyor. Biz bu bayrakları Balıkesir'de nasıl dalgalandırıyorsak Hakkari'de de öyle dalgalandırdık'' dedi.

Erdoğan, ''Ama Balıkesir'e gelip bayrak dalgalandıran anamuhalefet, Hakkari'de bir tane Türk bayrağı çıkaramamıştır. Bir diğeri zaten buralara hiç gidememiştir. Biz 780 kilometrekarenin her yerinde varız. Van'daki, Mardin'deki, Şanlıurfa'daki, Gaziantep'teki, Kayseri'deki coşku, muhabbet, heyecan ne ise Allahıma hamd ediyorum bugün Balıkesir'de de onu gördük'' diye konuştu.

 

'Gideceğiz, gündüz gece'

Başbakan Erdoğan, bu milletin dertlisi olduklarını belirterek, derdi olmayanın, deva olmak gibi bir gayesi bulunmayacağını söyledi. ''İşte biz de o dert var. O millete hizmet derdidir. Bizde o sevda var. O sevda bu yürekte evelallah sönmeyecektir, ölene kadar. Çünkü biz şunu biliyoruz, 'halka hizmet Hak'a hizmettir' Bu yolda böyle yürüyoruz'' ifadelerini kullanan Erdoğan şöyle devam etti: ''Biz yola çıkarken ne dedik? Balıkesir'e ilk geldiğimde de bunu söyledim. Aşık Veysel gibi, uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece dedik. Gideceğiz, gündüz gece. Yıkılmadan gideceğiz. Biz, bizim yaşadıklarımızı, çocuklarımız, torunlarımız yaşamasın diye yürüyoruz. Çırpınışımız onun için. Bu ülkeyi inşallah, bütün dertlerinden, bütün sıkıntılarından kurtarıp, geleceğin güçlü, büyük, etkili bir devleti yapmanın mücadelesini veriyoruz.''

 

'Bizi bu makamlara taşıyan sizlersiniz'

Balıkesir'e toplu açılış törenlerini yapmak, aynı zamanda Balıkesirliler ile dertleşmek, istişare etmek için geldiklerini söyledi. ''Şu son 10 yıldır milletim neye 'evet' dediyse biz ona 'evet' dedik'' ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Milletim neye 'hayır' dediyse biz ona 'hayır' dedik. Bizi bu makamlara taşıyan sizlersiniz. Bize yetki veren, bize görev veren, bize sorumluluk yükleyen sizlersiniz. Bizi nasıl bu makamlara getiren irade sizseniz, yanlış yaptığımızda bizi uyaracak, yanlışta ısrar ettiğimizde bizden emaneti alacak irade yine sizlersiniz. Zaten demokrasinin güzelliği bu değil mi? Şunu bilin ki biz size rağmen hiçbir işin içinde, hiçbir girişim içinde olmayız. Size rağmen tek adım bile atmayız. Sizi mahcup edecek, sizin başınızı öne eğecek, sizi mağdur edecek hiçbir girişime biz pirim vermeyiz. Biz sadece ve sadece sizin çizdiğiniz istikamette yürüyoruz, sadece sizin çizdiğiniz rotada ilerliyoruz.''

 

'Hiç mezun veremedi'

Balıkesir Lisesi'nin 1916-1917 eğitim-öğretim dönemindeki adıyla ''Balıkesir Sultanisi''nin hiç mezun veremediğini belirten Erdoğan, ''Bunu dedelerimiz, sizlere nakletmiştir, çünkü Balıkesir'in gençleri tek yürek halinde cesurca, kahramanca, mertçe nereye gittiler biliyor musunuz? Çanakkale Cephesi'ne gittiler'' dedi.

O gençlerin hiçbirinin Balıkesir Sultanisi'nden diploma alamadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Ama hepsi de kahramanlık diplomasını, cesaret diplomasını, şahadet diplomasını göğüslerine nakşettiler. Balıkesir'den bir başka yiğit, bir başka kahraman çıktı. Seyit Onbaşı. Çanakkale'de o devasa mermiyi sırtladı, adını kahramanlık tarihine yazdırdı. Şimdi birileri onu unutturmak istiyor, bu milletin gerçek temsilcileri Seyit Onbaşı'nın ne olduğunu, kim olduğunu çok iyi bilir ve onu da gönlünün derinliklerine işler. Balıkesir, Çanakkale'de tüm gençlerini, Balıkesir Sultanisi'deki gençlerin tamamını kaybetti. Ama yılmadı, yıkılmadı, umutsuzluğa kapılmadı. Kurtuluş Savaşı'nda şurada Alaca Mescit'te toplanan Balıkesirliler Kuvayi Milliye hareketini başlattı. Vatanlarını onlarda kahramanca savundu. Ben buradan Seyit Onbaşı'yı bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum. Balıkesir Lisesi'nin şehit öğrencilerini, Balıkesir'in tüm şehitlerini rahmetle, minnetle yad ediyorum. Mehmet Vehbi Bey'i, Mehmet Emin Bey'i, Şükrü Efendi'yi, Hasan Basri Çantay Hocamızı rahmetle, minnetle yad ediyorum. Hepsinin mekanı cennet olsun inşallah, Allah hepsinden razı olsun inşallah. İzimiz onların izidir, yılmayacağız, onlar nasıl şahadete koştuysalar, biz de aynı şekilde şahadete koşacağız. Bizler bu noktada bildiğiniz gibi Körfez Havalimanı'na Seyit Onbaşı'nın adını verdik, onunla yad edilsin, onunla anılsın, onu unutturmayacağız. Hedefimiz bu.''

 

'O şehitler Çanakkale'de, Dumlupınar'da kardeşçe, kucak kucağa yatıyor'

Şehitlerin bağımsız bir vatan emanet etmek için canlarını feda ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şehitlerimiz şu ay yıldızlı bayrağımız için, o bayrağın özgürce bu topraklar üzerinde dalgalanması için canlarını verdiler. Ama bütün o şehitler, aynı zamanda birliğimiz için, bütünlüğümüz için, kardeşliğimiz için fedai can ettiler. Bugün o şehitler Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da kardeşçe, kucak kucağa yatıyor. Balıkesirli şehitle Diyarbakırlı şehit, Manisalı şehitle Vanlı şehit, Bursalı şehitle Batmanlı şehit, Kütahyalı şehitle Muşlu şehit aynı kabristanda, hatta aynı mezar içinde, aynı şehitlikte yatıyorlar. Vatanımızı, bağımsızlığımızı koruyacağız ama yetmez, ay yıldızlı bayrağımızı onun itibarını koruyacağız, ama yetmez. Eğer şehitlerimizin mirasına sahip çıkacaksak eğer bu bizim üzerimize bir sorumluluksa biz aynı zamanda kardeşliğimizi, birliğimizi, bütünlüğümüzü de korumak zorundayız. 3 şeyi biliriz: Arkadaş, karındaş, kardeş. Arkadaş, güzel bir şeydir. Karındaş, aynı anneden babadan olanlar, bunlar karındaştır. Fakat bizim medeniyetimizde, bizim inanç değerlerimizde kardeş bunların hepsinin üstündedir, fevkindedir. Karındaş olursun ayrı düşersin, arkadaş bir yere kadar ama gerçek manada kardeş, hepsinin üstündedir. Bizim değerler silsilesi içerisinde ancak inananlar kardeştir, bu bizi birbirimize bağlar, işte onun için biz 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz', bu bizi birbirimize bağlar.''

 

'Zoru seçtik'

Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Hayatın, siyasetin risk olduğunu ve bu süreçte bedeli ne olursa olsun milletin refahın ve huzuru için her şeyi yapacaklarını belirten Erdoğan, ''Çünkü annelerin ağlamaması lazım, gözyaşlarının durması lazım, kanın durması lazım. Onun için silahlar bırakılıncaya kadar mücadelemiz sürer, siyasetle de müzakeremiz sürer. Milletimizin değerlerinden taviz vermeksizin, bu milletin o tarihteki anlı şanlı yerinden taviz vermeksizin bu süreç devam edecek'' değerlendirmesinde bulundu.

Milletle aracılar ve araçlar vasıtasıyla değil ''ru be ru'' yani yüz yüze konuşacaklarını, kalpten kalbe, gönülden gönüle giden yolda konuşmaya devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Sizden çok ama çok önemli ricam olacak. Aziz milletimden, 70 milyondan rica ediyorum, art niyetli haberlere itibar etmeyin, dedikodulara itibar etmeyin, söylentilere itibar etmeyin. Medya üzerinden yapılan karanlık operasyonlara medya aracılığıyla kurulan tuzaklara itibar etmeyin. Şanlıurfa'da, Gaziantep'te, Kayseri'de, İstanbul'da, Ankara'da, Mardin'de söylediğimi bugün burada da söylüyorum: Yıkmak kolaydır, yapmak zordur, savaş kolaydır, barış zordur. Biz zor olana talibiz. Ayırmak kolaydır, birleştirmek zordur ama ecdadımız nasıl kolayı değil zoru seçtiyse şehitlerimiz nasıl kolayı değil zoru seçtiyse biz de kolayı değil, zoru seçtik, zoru seçiyoruz. Biz çözmek için uğraştıkça, çözdürmemek için uğraşanlar var. Biz yapmak için uğraştıkça yıkmak için mücadele edenler var. Biz tamir etmek için uğraştıkça bozmak için elinden geleni yapanlar var. Biz kalpleri onarmak için uğraştıkça kalpleri kıranlar var. Biz samimiyetle, kararlılıkla elimizi, bedenimizi, bütün vücudumuzu taşın altına koyup gençlerin kanını, annelerin gözyaşını dindirmek için çırpındıkça bunu sabote etmeye, bunu bozmaya, bunu başarısızlığa uğratmaya çalışanlar var. Bunlar sizin karşınıza yalanlarla, iftiralarla çıkıyorlar, sizin karşınıza küfürlerle, hakaretlerle, öfkeyle, nefretle çıkıyorlar. Bunlar sizin karşınıza dedikoduyla, söylentiyle, sabotajla, provokasyonla, medya operasyonlarıyla çıkıyorlar.''

 

'Böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin gazeteciliğin'

Başbakan Erdoğan, bir gazetenin çözüm süreci ile ilgili yaptığı haberi eleştirerek, ''Bir tane gazete çıkmış, bir başlık atıyor, attığı başlıkla İmralı'dan haberler veriyor. Her zaman söyledim; 'bir kısım medya hiçbir zaman yanımızda olmadı' diye. Bu medyanın bazı uzantıları, kalemşörleri şunu yazıyor, 'Devlet yönetmek başka bir şey, gazete yapmak farklı bir şey'. Eğer bu ülkeye, bu millete zerre kadar sevdanız varsa şu çözüm sürecine katkıda bulunmak istiyorsanız böyle bir haberi atamazsınız, atmamanız gerekirdi'' diye konuştu.

Çözüm sürecinin çok hassas bir süreç olduğunu, bu süreçte kendisinin konuşmadığını, arkadaşlarına da ''sabredeceksiniz, konuşmayacaksınız'' dediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil bizim derdimiz üzümü yemek. Biz üzüm yiyeceğiz, o huzurdur, o refahtır, o bu milletin birliğidir, beraberliğidir. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla aklınıza ne gelirse birliktir, beraberliktir. Ama bunlar ne yapıyorlar? Attıkları manşetlerle köşe yazılarıyla neymiş, gazetecilik yapıyorlarmış. Eğer böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin gazeteciliğin. Biz bu millete hizmet istiyoruz. Medya yine şunu diyecek: 'Başbakan bize saldırdı'. Ben, şu anda gerçeği söylüyorum, bu süreç içerisinde kim bu çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorsa o benim de arkadaşlarımın da Hükümetimin de karşısındadır. Çünkü biz burada her türlü riski almışız, bu yolda yürüyoruz. Önümüze konan taş engellemek içindir, biz o taşı önümüzden çeker, atarız ve bunu da dinlemeyiz. Kim olursa olsun, dinlemeyiz. Eğer zerre kadar bu vatana, millete sevgileri varsa lütfen kalkıp bu ülkede atılan bu güzel adımları engellemeye çalışmasınlar. Gücümüzü Hak'tan ve halktan alıyoruz, onlardan değil. Biz zaten onlara rağmen bu ülkede iktidar olduk, biz onlarla iktidar olmadık. Onlara rağmen milletimiz bizi iktidara taşıdı ve milletimizle de yolumuza devam edeceğiz. Milletimizin onlara verdiği cevap ortada, yüzde 34,4 ile önce iktidar yaptı, '47' dedi, daha sonra 'yüzde 50' dedi. Kim dedi? Millet dedi. Eğer benim milletim bunu söylüyorsa milletimin dediğidir doğru olan, onların köşelerindeki yazılar değil.''

 

'Biz bu süreçte dikkat edin konuşmuyoruz, iş yapıyoruz'

Başbakan Erdoğan, vatandaşlardan sadece ve sadece vicdanlarının, şehitlerin sadasını dinlemelerini, sadece akıllarının, ruhlarının ferasetine kulak vermelerini isteyerek, ''Biz bir açıklama yapmadıkça, teyit etmedikçe bütün söylentiler, dedikodular yalandır, iftiradır, asılsızdır. Ortaya dökülen iddialar, iftiralar terörün bitmesini istemeyen, bize karşı, çözüm istemeyen, Türkiye'nin büyümesini istemeyen bu çevrelerin açık bir sabotajıdır. Çözüm sürecinde kim ne söylerse söylesin, kim ne yazarsa yazsın, kim hangi iddiayı, hayali, tasavvuru dile getirirse getirsin son sözü millet söyler'' diye konuştu.

Çözüm süreci başladığı andan itibaren herkesin daha dikkatli, sorumlu davranması gerektiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, ''Biz bu süreçte dikkat edin konuşmuyoruz, iş yapıyoruz, iş. Sürecin hassasiyetini gözeterek son derece dikkatli şekilde bu süreci ilerletiyoruz ama birileri süreci sabote etmek, süreci akamete uğratmak, süreci bu noktada engellemek için elinden geleni yapıyor. Onların nasıl bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var'' dedi.

 

'Bize güvenin, bize inanın, hayır dualarınızı eksik etmeyin'

Yola halis niyetle çıktıklarını, Allah'ın izni ve milletin desteğiyle süreci hayırla neticelendirmek istediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Biz samimi şekilde çözüm istiyoruz ama millete rağmen milletin değerlerine rağmen bir çözüm, çözüm değildir. Biz de böyle bir sürecin içinde zaten olmayız. Şehitlerimizin ruhunu incitecek, onların emanetine halel getirecek hiçbir adımı atmayız. Siz bize güvendiniz, inandınız, bizi bu makamlara taşıdınız. 10 yıl boyunca da sizin güveninizi boşa çıkaracak hiçbir girişimin içinde olmadık, şu anda da 10 yıl önce neredeysek yine oradayız. 10 yıl önce hassasiyetlerimiz neyse şu anda da o. Allah'ın izniyle sizlerin hayır duasıyla biz bu meseleyi inşallah çözeceğiz. Niyet hayr, akıbet hayr. Hiç endişe etmeyin, taviz vererek değil, geri adım atarak değil, terörle mücadeleden vazgeçerek değil, bu aziz milletin onurunu, şerefini ayaklar altına alarak değil, tüm bu hassasiyetleri gözeterek, kardeşlik hukukunu koruyarak kardeşçe biz bu meseleyi çözeceğiz. Dedikodulara, söylentilere, karanlık operasyonlara itibar etmeyin, bize güvenin, bize inanın. hayır dualarınızı eksik etmeyin.''

Geçtiğimiz günlerde 100 yaşını aşkın bir büyüğü ziyaret ettiğini bildiren Başbakan Erdoğan, ''Her şeyiyle aklı selimiyle ufku geniş o haliyle bir şey söylüyordu: 'Sakın bu yoldan hiç taviz vermeyin. Biz size dua ediyoruz. Sizin bunu başaracağınıza da inanıyoruz. Biz yanınızdayız, sizinle beraberiz.' Bakınız o insanların bile ufku, bu denli canlı ve duayla bizim yanımızda'' dedi.

Necip Fazıl Kısakürek'in ''Dua dua, ellerin karıncalanmış, yıldızlar avuçta, gök parçalanmış'' dizelerini hatırlatan Erdoğan, ''Dua o kadar önemli. Biz böyle yürüyoruz bu yolda. Bu meseleyi inşallah Türkiye'nin gündeminden çıkaracak, birlik içinde, kardeşlik içinde hep birlikte geleceğe koşuyoruz, koşacağız. Türkiye'nin büyümesini, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasını, inşallah hiç kimse engelleyemeyecek'' dedi. Başbakan Erdoğan konuşmasını ardından yapımı tamamlanan hizmet, eser ve yatırımların toplu açılışını gerçekleştirdi.

 

'Bizde ayrım yok'

Başbakan Erdoğan, Bigadiç ilçe meydanında, toplam maliyeti 45 milyon lira tutarındaki 5 ayrı tesisin toplu açılış töreninde konuştu. Türkiye'de terör sorununu çözerek, kardeşliği yücelterek, bir, beraber ve iri olarak yola devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, ''İnşallah hiç endişeniz olmasın, kardeş olarak geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz'' dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şunu bilin; AK Parti iktidarı, Tayyip Erdoğan batıda ne söylüyorsa doğuda da onu söyler, kuzeyde ne söylüyorsa güneyde de onu söyler. Çünkü hak, hakikat 4 mevsimde değişmez aynıdır, gece başka, sabah başka olmaz. O, her yerde her zeminde her zaman aynıdır. Yola çıkarken bir şey söyledik; 'biz, etnik milliyetçilik yapmayacağız, biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız, biz dinsel milliyetçilik yapmayacağız, etnik milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Neden? Çünkü biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcüsüyle, Boşnak'ıyla, Pomak'ıyla, Arnavut'uyla aklınıza ne gelirse tüm insanları 'yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz' anlayışıyla seviyoruz. Bizde ayrım yok. Türkiye'nin her yerinde, 81 vilayette tüm insanları kucaklıyoruz, biz tüm insanlara eşit mesafedeyiz. İster siyah olsun simsiyah, ister bembeyaz olsun Allah için severiz, ayırt edemeyiz. İnsan olduğu için severiz, biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Çünkü biz şuna inanıyoruz. Halka hizmet, Hakka hizmettir. Bu anlayışla görevdeyiz, bundan daha güzeli olur mu. Bu can bu tende kaldıkça bizler bu milletin hizmetkarıyız.''

 

'Çözüm sürecine odaklanmışız'

Başbakan Erdoğan, hakkında birçok şey söylendiğini, bunların devam da edeceğini, ama kendisinin ve arkadaşlarının işlerini yapmayı sürdüreceklerini ifade ederek, ''Bak bugün Bigadiç'te bu açılışları yapıyoruz, ama bir taraftan da çözüm sürecine odaklanmışız. Niye? Terörü bitirelim, kan dursun, analar ağlamasın biz bunu istiyoruz, ama samimi istiyoruz'' diye konuştu.

Millete sevdalı olduklarını, dertlerinin, aşklarının sadece millet ve millete hizmet olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Bizim aşkımız var bu millete. Ferhat ile Şirin gibi. Ferhat, Şirin'e aşıktı, biz de bu millete aşığız, ne diyordu Ferhat; 'çoğu gitti, azı kaldı' diyordu. Evelallah bizim bu yolculuğumuzun da çoğu gitti azı kaldı. Bu millet tarihte olduğu gibi yine anlı şanlı yerini yeniden kazanacak hiç endişem yok, bunu kazanacağız. 'Bölgesel milliyetçilik yok' diyoruz, neden? Batı neyi bulduysa Doğu ve Güneydoğu aynısını bulacak. 10 sene önce kim derdi ki Hakkari'de havaalanı olacak, kim derdi ki Şırnak'a havaalanı olacak. Şu anda Yüksekova'da, Şırnak'ta, Cizre'de havaalanını bu yıl inşallah bitiriyoruz, Iğdır'da havaalanı açtık. Hiç birinin aklından geçmezdi, çünkü biz birilerinin hayal edemediklerini hayata geçiriyoruz, farkımız bu. Onun için 780 bin kilometrekare vatan topraklarını modern dünyanın yakaladığı o seviyelere çıkaracağız. Göreve geldik bu ülkede 26 noktada havaalanı vardı, şimdi 50, buraya ulaştık, artarak da devam edecek. Çünkü benim vatandaşım artık uçağa biniyor. Eskiden uçağa binmek hayaldi, değil mi? Ama artık uçağa biniyor. İnşallah kısa zaman içinde Balıkesir Havalimanı terminalini, apronunu hazır hale getireceğiz ve benim vatandaşım artık Balıkesir'den de istediği yerlere rahatça uçma imkanı yakalayacak.''