Erdoğan ve Gül: Makas gitgide açılıyor

AKP içinde Gül’ün açıklamaları “Artık partili gibi davranmadığı, partiden uzaklaştığı, 2019’a yönelik aday arayışındaki kesimlere prim verdiği” yorumlarına neden oldu.

Erdem Gül

Sivillere yargı zırhı sağlayan son KHK, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile AKP yönetimi arasında belli bir süreden beri oluşan mesafeyi açığa çıkardı. Gül’ün isminin 2019 hesaplarında da dile getirilmeye başlanması üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, medya üzerinden ilk kez bu mesafeyi deklare etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar eleştirel konuma geçen partinin kurucu isimlerine karşı farklı, Gül’e farklı davrandı. Geçen süre içinde kurucu isimlerden Abdüllatif Şener ile birlikte birçok isim parti ile yollarını ayırmak zorunda kaldı. Eleştirel tavra geçmesine karşın partide kalan Bülent Arınç ise Erdoğan’ın “o zat” nitelemesine hedef oldu. Partiyi ve politikaları eleştiren bu isimlerin tamamı yandaş medya tarafından zaman zaman çok ağır kampanyalarla karşı karşıya kaldılar.

Gül istisnaydı

Tüm bu süreçte Erdoğan ve AKP yönetimi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e farklı bir muamele uyguladı. Zaman zaman dolaylı da olsa yaptığı eleştirilere karşı medya üzerinden yanıt verilmemesi yoluna gidildi. Özellikle Erdoğan her zaman Gül’ü hedef alacak ifade kullanmaktan kaçındı. Ancak son KHK’ye yönelik Gül’ün “Kaygı verici, düzeltilmesi gerekir” eleştirisi AKP yönetiminin tavrını değiştirdi. Erdoğan doğrudan medya üzerinden Gül’e yanıt verdi. AKP’deki partinin çıkardığı ilk Cumhurbaşkanı’na yönelik bu tavır değişikliğinin yalnızca son KHK ile ilgili anlaşmazlıktan kaynaklanmadığı, perde arkasında 2019’a yönelik hesapların bulunduğu belirtiliyor. Kulislerde buna ilişkin değerlendirmeler şöyle:

Gül’ün rahatsızlıkları: Gül uzunca bir süredir ziyaretine gelen partililere, partinin kuruluş dönemi ayarlarına dönülmesi gerektiğini açıkça ifade ediyordu. AKP’yi kurarken muhafazakâr demokrat bir parti olarak bütün dünyanın saygın zirvelerinde önemli yer bulduklarını, şimdiki politikalarla bunları bir bir kaybetmekte olduklarını vurguluyordu. Özellikle eleştirilerini dört noktada ifade ediyordu. Birincisi, uluslararası sistemin uzağına ve dışına düşme tehlikesi. İkincisi, düşünce ve ifade özgürlüğü alanındaki gerileme sayılacak uygulamalar. Üçüncüsü, yargı bağımsızlığı ve yargıya güven ile ilgili kaygılar. Dördüncüsü de, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş ile birlikte denge ve denetleme mekanizmalarının yeterince işlemeyişinden doğan olumsuzluklar.

2019 senaryoları: Gül’ün kendisini ziyaret edenlere yaptığı bu değerlendirmelerin yanı sıra partinin hiçbir etkinliğine katılmayışı da aradaki mesafeyi büyüttü. Eşzamanlı olarak 16 Nisan referandumunun ardından 2019’daki adaylar arasında bazı çevrelerce Gül’ün adının da geçirilmesi konuyu daha da kritik hale getirdi. AKP içinde de Gül’ün “Bir süredir artık partili gibi davranmadığı, partiden uzaklaştığı, 2019’a yönelik aday arayışındaki kesimlere prim verecek hal ve davranışlara girdiği” yorumlarına neden oldu. Erdoğan’ın Gül’e yönelik son tavrı tüm bu fotoğraf içinde ele alınıyor.

AKP içinde ve AKP’ye yakın araştırma kuruluşlarınca Erdoğan’ın AKP seçmenindeki destek bakımından açık ara birinci olduğu vurgulanıyor. Ancak Erdoğan dışında ikinci bir isim sorulduğunda da bu ismin tartışmasız Abdullah Gül olduğu belirtiliyor. Gül’ün AKP tabanında hâlâ ciddi bir desteğe sahip olması da 2019 hesapları çerçevesindeki tartışmaları alevlendiriyor.

AKP yüzde 40’larda

Son yapılan anketlerde AKP 7 Haziran’daki oy düzeyi olan yüzde 39-40 bandında seyrediyor. MHP’nin oy oranının ise yüzde 5-7 arasında olduğu konuşuluyor. Bu nedenle 50+1 zorunluluğu bakımından ilk turun çok zor olduğu, tüm hesapların ikinci tur üzerine yapılacağı belirtilirken AKP içinde muhalefet tarafından Gül’ün ikinci tur hedefi ile aday yapılabileceği kaygıları dile getiriliyor.

Abdullah Gül'den Davutoğlu'na yakınlığıyla bilinen Karar'a ziyaret