Erdoğan ve Dışişleri çelişti
Başbakan Erdoğan ABD Başkanı Obama'nın "soykırım" ifadesini kullanmamasını 'Obama, hassasiyet gösterdi' şeklinde değerlendirirken; Dışişleri Bakanlığı'ndan sert bir açıklama geldi: Esefle kınıyoruz.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD Başkanı Barack Obama'nın 'soykırım' yerine Ermenice 'Büyük felaket' ifadesini kullanmasının hatırlatılması üzerine Başbakan, "Bazı mahfillerin bu konuyla ilgili beklentileri çok farklıydı. Bu beklentilere Sayın Obama, bizim hassasiyetimizi de gayet iyi bildiği için bu istikamette bir açıklama yapmadı. Ve bu açıklama şu andaki ABD yönetiminin bu konudaki bakışının ne kadar hassasiyet içinde kaleme alındığını göstermektedir. Süreci bizler de tabi ki hep hassasiyetle takip ettik" diye konuştu.
"Sapma sözkonusu değil"
Bugün Parlamentodaki bazı açıklamaları dinleyince 'şok' olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çünkü bazı partiler adına öne çıkan konuşmacılar ne yazık ki benim gerek Sayın Obama ile gerekse Sayın Putin ile yapmadığım görüşmeleri ve onların da yapmadıkları açıklamaları yapmış gibi gösterdiler. Benim gerek son Nükleer Güvenlik Zirvesinde yaptığım görüşmeler ki orada Sayın Putin ile yaptığım bir görüşme yok. Sayın Medvedev ile yaptığım bir görüşme var, Sayın Obama ile yaptığım bir görüşme var. Bu konuda Türkiye'nin hassasiyetlerini, iradesini ortaya koyan bir görüşmedir bu.
Bütün bu görüşmelerde bizim Azerbaycan'ın hukukuna halel getirebilecek en ufak bir sapma söz konusu değildir ve bu güne kadar, bakınız 20 yıllık Minsk üçlüsü sürecinde 17 kez bir araya gelirlerken, sadece son bir kaç ay içesisinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Sarkisyan'la, bildiğiniz gibi Medvedev ile birlikte 10 kez bir araya geldiler. Bunlar bütün bu yapılan çalışmaların neticesindendir. Son seyahatimizde gerek Fransa, gerekse de Sayın Obama ile de üçlü olarak da çalışmayı yapıp tarafları bir araya getirmek suretiyle artık bu işi bir neticelendirmenin vakti geldi geçiyor diye bizim ısrarlarımız olmuştur.
AK Parti iktidarını kalkıp da Azerbaycan'ın hakkını hukukunu çiğnetmeye yönelik tavır içerisinde göstermek bir aymazlıktır. Bunu özellikle söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. Bu konuda Azerbaycan'ın hukukuna en ufak bir gölge düşürmeyen Ak Parti iktidarı bundan sonra da düşürmeyecektir. Kimse burada hedef saptırmaya gitmesin. Bir diğer husus da; bunu da özellikle yine ifade etmek istiyorum. Bizim parlamentoya göndermiş olduğumuz Zürih'deki protokol, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bölgesel barış tesis edilmeden devreye girmez. Bunu da biz Sarkisyan'a açıkça söyledik."
"Cinsi cibiliyeti nedir? Bilemem"
Başbakan Erdoğan Ermenistan'da yapılan eylemleri de değerlendirdi. Başbakan "Ermenistan'da sokağa dökülen aşırı uçlar, cinsi cibiliyeti nedir? Bilemem, bunlar tamamen uluslararası ahlak kurallarını çiğnemeye yöneliktir. Bu tür şeyler Türkiye'de de yapılabilir. Bunun karşılığında o zaman ne yapacaklar? Bunlarla bir netice alınmaz, bunlarla bir yere varılmaz. Bunlarla sadece bir normalleşme süreci zorlamaya döner. Olay bu kadar basittir" diye konuştu.
Dışişleri: Esefle kınıyoruz
Dışişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan konuya ilişkin açıklama ise şöyle:
"ABD Başkanlarının her yıl 24 Nisan günü yaptıkları yazılı açıklamalar Başkan Obama tarafından bu yıl da tekrarlanmıştır.
Hatalı ve tek yanlı bir siyasi bakış açısını yansıtan sözkonusu açıklamayı esefle karşılıyoruz.
Tarihsel gerçeklerin en büyük düşmanı öznel hafıza kayıtlarıdır. Hiçbir ulus bir diğerine kendi hafıza kayıtlarını dayatamaz.
Üçüncü ülkelerin de Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihi konusunda siyasi saiklerle hüküm verme hak ve yetkileri yoktur. "
Davutoğlu: Kabul edilemez
''Hep vurguladığımız bir husus, biz tarihin herhangi bir şekilde siyasallaştırılarak değerlendirilmesine karşıyız. Tarihin ancak ve ancak tarihçiler tarafından araştırılabileceğine ve bu tür tarihi olayların, o tarihi olaylarla doğrudan ilgili ülkeler, toplumlar arasında konuşulabileceğine inanıyoruz. Bunun siyasi boyutu olmamalı. Bu açıdan Sayın Obama'nın açıklamasını doğru bulmuyoruz, kabul edilebilir değildir. Hiçbir şekilde ne yürütme, ne de parlamentoların bu tür açıklamalarla tarihi yargılarda bulunması kabul edilebilir bir durum değildir ve tarihi tek taraflı okuma çabaları da bir tür başka bir adaletsizlik doğurmaktadır.''
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için imzaların atıldığı gün kendisinin ''adil hafıza'' çağrısında bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Eğer acıları paylaşacaksak hepimizin acılarını paylaşmalıyız'' dedi.
Davutoğlu, 1915'in Türkiye için aynı zamanda Çanakkale Savaşları, yüz binlerce Türk'ün öldürüldüğü, büyük göçlerin yaşandığı yıllar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Yine bugün 24 Nisan, Ermeniler için kendi açılarından önemli bir gün olabilir. Ancak 25 Nisan bizim için de Anzak günüdür. Bu acıları eğer paylaşacaksak hep beraber paylaşmalıyız. Bütün bir imparatorluğun çözülme döneminde yaşanan acıları... Biz başkalarının acılarına saygı duyuyoruz, ama bizim acılarımıza saygı duyulması lazım. Özellikle de müttefiklerimizin bizim çektiğimiz acıları bizimle paylaşmaları lazım. Türk-Amerikan ilişkilerinin artık bu tür ipoteklerden kurtarılması gerekmektedir. Tarihi yargılarda bulunmak doğru değil. Eğer hepimiz insani gerekçelerle duyduğumuz acıları paylaşacaksak, o zaman bizim acılarımıza da saygı bekleriz.''