Erdoğan ulusa seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, "Siyasi, askeri, ekonomik, sosyo-kültürel ve psikolojik her alanda uygulamaya geçirdiğimiz tedbirlerle terör örgütünü içeride ve dışarıda yalnızlaştırmaya, etkisiz kılmaya devam edeceğiz'' dedi. Erdoğan, ayrıca AB, Kafkaslar, Kıbrıs konusu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, "Siyasi, askeri, ekonomik, sosyo-kültürel ve psikolojik her alanda uygulamaya geçirdiğimiz tedbirlerle terör örgütünü içeride ve dışarıda yalnızlaştırmaya, etkisiz kılmaya devam edeceğiz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, dış gündem maddelerinin baş sıralarında gelen AB üyeleği konusunda ise ''Önümüzdeki dönemde dikkatlerimizi yoğunlaştırmamız gereken konulardan biri AB katılım sürecidir. Yeni bir Ulusal Program hazırlamak için çalışmalarımızı başlattık. Türkiye, stratejik bir tercih olan AB tam üyeliği yolunda ilerleyişini sürdürecektir" dedi.
Kıbrıs konusu
Başbakan Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la 28 Ağustosta Ankara'da yaptıkları görüşmeyi anımsatarak, yeniden başlayan müzakerelere ilişkin "Anavatan ve garantör ülke olarak, ortaya koyduğumuz temel parametreler çerçevesinde KKTC'nin maruz kaldığı haksızlıkları sona erdirmek için bu süreci de hassasiyetle yürütüyoruz'' diye konuştu.
Kafkaslar
Erdoğan, ''Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu'' önerisi ile bölgede süren sıcak çatışmanın önüne geçmek niyetinde olduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İlgili aktörlerin gidişatı zamanında fark ederek çatışmayı önleyememiş olmaları üzücüdür. Bu tehlikeli tırmanış sadece bölgemizde barış ve istikrarı tehdit etmemekte, aynı zamanda küresel düzen için de çok ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Derin bir tarihe sahip ihtilafları kışkırtacak şekilde Kafkaslarda barış ve istikrarın bozulması, küresel barış ve istikrar açısından da çok ağır sonuçlar doğuracaktır."
''Rusya ile Gürcistan arasındaki çatışmaların, bölgede istikrarı bozacak tehlikeli gelişmelere zemin hazırlamasından" endişe duyduklarını dile getiren Erdoğan, Dmitri Medvedev, Vladimir Putin ve Mihail Saakaşvili ile yaptıkları görüşmelerde, ateşkesin sağlanması ve diplomatik müzakerelerin başlatılması yönündeki beklentilerini ilettiklerini ifade etti.
Türkiye'nin Gürcistan'ın uluslararası hukuk çerçevesinde bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem atfettiğini söyleyen Erdoğan, bu süreçte deniz yoluyla boğazlar üzerinden Gürcistan'a insani yardım sevkıyatının da, Karadeniz'de yeni gerilimlere yol açacağı yönündeki Montrö Anlaşması'na uyulup uyulmadığı sorununa dair "Anlaşmanın her hangi bir şekilde ihlal edilmemesini hassasiyetle takip ediyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ağustos ayı içinde Türkiye'de misafir edilen Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile Irak'ta istikrarın sağlanması, Suriye-İsrail barış görüşmeleri ve Suriye-Lübnan ilişkilerinin normalleşmesi gibi konular üzerinde görüş alış verişinde bulunduklarını belirtti.
Bu çerçevede Irak yönetimi ile de yakın temasları sürdürdüklerini ileten Erdoğan, "Irak Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Tarık Haşimi ile de bir görüşme yaptık. Sayın Haşimi ile başta Kerkük'te yaşanan son olaylar olmak üzere birçok konuda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk.
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile bölgesel meselelerin yanında iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesine yönelik konularda da önemli açılımlar sağladıklarını belirten Erdoğan, İran ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin bu yıl sonu itibariyle 10 milyar dolar seviyesine, 2011'de de 20 milyar dolar seviyesine yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi.
YTL'den TL'ye
Başbakan Erdoğan, 1 Ocak 2009 itibariyle yeniden TL'ye dönüleceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Yapılacak operasyon, paralarımızın başındaki 'Y' harfini atmaktan ibaret olacak. Hiçbir karışıklığa, hiçbir tartışmaya mahal vermeden, bu adımı da inşallah tamamlayacağız. Hazine Müsteşarlığımız ve Merkez Bankamız bu operasyonla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar. 1 Ocak 2009 itibariyle büyük bir operasyonu, dünyaya örnek olacak, literatüre girecek bir süreci tamamlamış olacağız. Bugün Türk Lirası, taşıdığı değerle, taşıdığı saygınlıkla, güçle, dünya para birimleri arasındaki haklı yerini almış durumda. Düne kadar krizlerle boğuşan Türk ekonomisi, bugün layık olduğu, özlediğimiz, arzuladığımız seviyelere ulaşıyor. Bugün Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 17'inci ekonomisi konumundadır. Bugün Türkiye ekonomisi, Avrupa'nın en büyük 6'ıncı ekonomisi konumundadır. Bugün Türkiye'nin müteahhitlik sektörü, Çin ve ABD'den sonra dünya genelinde üçüncü sırada yer almaktadır. Bunlar Türkiye'nin ekonomik istikametinin doğru olduğunun bariz işaretleridir. Bakınız; 2002 yılında en düşük memur maaşı, aile yardımı dahil olmak üzere 392 YTL seviyesinde idi. En son, önceki hafta açıkladığımız ek zamlarla birlikte en düşük memur maaşı bin 118 YTL seviyesine yükseldi. Ortalama memur maaşı 2002 yılında 578 YTL seviyesinde iken, son zamlarla birlikte bin 360 YTL oldu. Bu 5 buçuk yıl içinde memur maaşlarını enflasyona ezdirtmedik, üstelik de geçmiş yıllardan gelen kayıplarını önemli oranda telafi ettik."
Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramının milletçe büyük coşku ile kutlandığını anımsatarak, konuşmasını ''Konuşmamın sonunda Zafer Bayramınızı kutlarken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve istiklal kahramanlarımız başta olmak üzere bu ülke için canını feda etmiş bütün şehitlerimizi bir kere daha rahmetle, şükranla anıyorum'' sözleriyle bitirdi.