Erdoğan: Tek belirleyici İslam olmalı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrasya İslam Şurası'nda ''Biz sünnilik, şiilik bu tür tabular içinde İslam'ı gölgeleyemeyiz. Bizim için tek belirleyici İslam olmalıdır'' dedi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Gelenekten Geleceğe Avrasya'nın İslam Ufku'' ana temasıyla düzenlenen 8. Avrasya İslam Şurası'nda yaptığı konuşmada, ırkçılığın son derece tehlikeli olduğuna inandıklarını ve buna karşı samimi bir mücadele verdiklerini belirtti.
Kuzey Afrika ve Orta Doğu'dan başlayan dönüşümü, Müslüman karşıtlığı gözlüğüyle izleyen ve bunun üzerinden çatışma ve korku senaryoları üretenlerin sayısı hiç de az olmadığını kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu senaryolarla bizzat bölge halklarını da etkilemeye ve süreci farklı yönlere çekmeye çalışanlar da bulunuyor. Gerçekten bölgeye bakıldığında, bir tarafta, özgürlük, demokrasi, hak ve adalet mücadelesinin aydınlattığı ümit dolu bir gelecek beklentisinin, diğer yanda ise mezhepsel, dini ve etnik çatışmaların körüklendiği uzun süreli bir istikrarsızlık ve savaş korkusunun hüküm sürdüğü görülüyor. Ancak unutulmamalıdır ki, geride bıraktığımız yüzyılın bakış açısını yansıtan siyasi, ekonomik, kültürel paradigmalar artık birer birer değişiyor. Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgesindeki halklar, özgürlük, adalet ve eşitlik beklentilerinin karşılanması için geri dönülmez bir süreci başlattılar. Artık bu bölge bundan 10 sene öncesinin bölgesi değil. Yönetimler 10 seneki yönetimler değil. Bu aşamadan sonra çeşitli korku senaryolarıyla bölge halklarını sindirmeye, Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecektir.''
Mısır ve Tunus'ta ''önemli merhaleler kat eden'' demokratik süreçlere desteklerini sürdürdüklerini, devrimler sonrasında ''ciddi güvenlik riskleri ve belirsizlikler yaşayan'' Libya ve Yemen'e de her türlü yardımı sağladıklarını ifade eden Erdoğan, ''Arap coğrafyasındaki devrimlerin dini, mezhepsel veya etnik temelli yeni kutuplaşmalara yol açmaması, ülkelerin toprak bütünlüğü ile sosyal huzurunun muhafazası konusunda da hassasiyet gösteriyoruz'' ifadelerini kullandı.
''Birbirimizi Allah için sevmek zorundayız, mezhep için değil''
Mezhepçiliğin tarih boyunca bölgede yol açtığı acılar ve yıkımları çok iyi bildiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz, Sünnilik, Şiilik; bu tür bir tabular içinde İslam'ı gölgeleyemeyiz. Bizim için tek belirleyici İslam olmalıdır, mezhepler değil. Mezhepleri tabu haline getirmek suretiyle biz birbirimize düşemeyiz. Şu anda Suriye'deki gidiş ne yazık ki orayadır ve acımasızca Suriye'de yapılan katliamların altında da bu yatmaktadır. Bunu görmek zorundayız. Bizim bu fitneye, başka ülkelerde de düşmememiz gerekir. Biz birbirimizi Allah için sevmek zorundayız, mezhep için değil. Bunu başarmak zorundayız. Suriye'deki bu tehlikenin halen yoğun şekilde görüldüğünü görüyoruz. Esed rejimi, onur mücadelesi veren Suriye halkına karşı yürüttüğü kanlı vahşeti meşrulaştırmak için bu mücadeleye mezhepsel bir nitelik atfetmeye çalışıyor.''
''Suriye'de yaşananlar mezhepler arası bir çatışma değil''
Suriye'de tüm bölgeyi bir yangın yerine çevirebilecek tehlikeli bir oyunun oynandığını kaydeden Erdoğan, ''Ancak bugün Suriye'de yaşananlar, mezhepler arası bir gerginlik veya çatışma değil, Baas rejiminin halka rağmen gücü elinde tutmak için kendi halkına karşı giriştiği zulmün yürek yakıcı bir hikayesidir. İşte bu noktada, Orta Doğu'daki gelişmeleri münhasıran mezhepsel çatışma ve din mücadelesi zaviyesinden anlamaya ve anlatmaya çalışanlara karşı verilecek mücadelede, hepimize önemli görev ve sorumluklar düşüyor. İnsanları din ve mezhep temelinde ayrıştırmaya yönelik çabaları bertaraf etmek için elimizden gelen çabayı göstermemiz gerekiyor'' diye konuştu.
Erdoğan, Avrasya bölgesinin yüzyıllardır süregelen çok dinli, çok mezhepli ve çok kültürlü yapısının, farklı din ve mezheplere mensup halkların karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma içerisinde bir arada yaşayabileceğinin en canlı örneği olduğunu ifade etti.
İslam dünyasının karşı karşıya bulunduğu bütün bu problemler, özgürlükçü bir bakış açısıyla, geleneğin ve aklın rehberliğinde, ilim ve müşavereyle çözülebileceğini kaydeden Erdoğan, Avrasya İslam Şurası'nın, bu amaca yönelik faydalı bir platform olduğuna inandığını belirtti.