Erdoğan: Suriye'ye verilen süre doluyor
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu. İdlib'ten gelen şehit haberlerinin ardından Suriye'ye gözlem noktasının gerisine çekilmesi için verilen sürenin dolmaya başladığını söyleyen Erdoğan'ın CHP'yi hedef alan “Milletin CHP’li başkanlara hizmet umuduyla teslim ettiği belediyeleri teröristlere peşkeş çekerseniz bunun bedelini hem siyaseten hem de hukuken ödersiniz” ifadesi de dikkat çekti.
cumhuriyet.com.trAKP'nin bugünkü grup toplantısı, Erdoğan’ın doğum gününün kutlanmasıyla başladı. Kendisi için hazırlanan videoya teşekkür eden Erdoğan, şu cümleleri kurdu:
“Çocukluk yıllarına beni götürmesi bunun yanında da tercih edilen yanındaki birkaç anekdot çok çok önemliydi. İşte bu simit idi, kitaptı, bu suydu. Bunların üçü çocukluk yıllarımın en önemli başlıklarıydı. Sınıfımdaki bir arkadaşımın kitapevleri vardı. Kütüphaneme aldığım ilk eserin taksitlerini kitap ve su satarak ödemiştim. O günden bu güne de hamdolsun bu şekilde yürüyerek geldik. Arkadaşlarım bunları güzel tespit etmiş yakalamış ve anneciğimin evdeki makinesinde komşulara diktiği elbiselerle, bana vermiş olduğu üç beş kuruşla haftayı doldurup giderdim. Böyle başlayan bir hayat ve şimdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki bu dev kütüphane ile tırmandığımız dev nokta. Şüphesiz ki kitap bizim için en önemli yol arkadaşım. Unutmayalım ki her kitap bir alimdir.”
“Çevremizde tek bir garip, ihtiyaç sahibi, imkânsızlıktan dolayı gözü yaşlı insan varsa bu mübarek ayları ve mübarek geceleri hakkıyla değerlendirmiş olamayız.”
Erdoğan'on konuşmasından satır başları şöyle;
DEPREM
-İlk etapta dönüştürülmesi gereken konut sayısı 6 milyon 700 bin. Hedefimiz her yıl 300 bin yeni konut inşa etmek.
-Kanal İstanbul tek başına 500 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesidir.
-Hedefimiz, her yıl 300 bin yeni konut inşa ederek önümüzdeki 5 yılda 1 milyon 500 bin konutu dönüştürmektir.
-Türkiye’nin pek çok sıkıntısı var ama CHP zihniyeti ve onun başındaki zatın hezeyanları hâlâ en önemli meselemiz olmayı sürdürüyor. Zırvalarını dikkate almamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ama bazı gerçekleri ifade etmek mecburiyetinde hissediyoruz. Karşımızda hastalıklı bir zihniyet var. Adaletten bahsedip, hakimlere, yargı kurumlarına her türlü hakareti yapan zihniyet başka nasıl ifade edilebilir bilmiyorum. Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini emperyalistlere satmış bir kişiyi biliyoruz onun da adı Bay Kemal’dir.
-İdlib’deki yavruları televizyonlarda izlemiyor musun? O yavruların nasıl sığınacak yer aradıklarını görmüyor musun? O yavruların âhı sana yeter. Bu katil Esed’in insafına mı bırakacağız bunları? Bana yaptığı teklife bak ya, git görüş diyor. Yahu sen Esed’i görmediğin zaman ben onunla görüşüyordum zaten. Ama biz ona hangi teklifi yaparsak yapalım ama adam olmadığını gördük. Bunda insaf diye bir şey yok. Bugün bizim karşımıza dikilen benim Kürt orijinli kardeşlerim Suriye’nin Kuzey Doğusunda şu anda terör örgütüne destek verenler onlara pasaport dahi vermiyordu. Ben de kendisine tavsiyede bulunuyordum neden vermiyorsun diye. Bak Kemal kalkıyor şimdi bize bu noktada ahkam kesiyor. Ya sen siyaseti bilmiyorsun, siyasetin cahilisin. Bunları tanımıyorsun. Bunlar cibiliyet fukarası.
-Şu anda Apo’nun ortaklarıyla da zaten ortaklığı var. Yürüyüşleri beraber yaptılar. Ankara’dan İstanbul’a beraber yürüdüler. Bunla da kalmadılar AP’de dirsek dirseğe oturdular, oradan da yine ülkemize saldırdılar. Bunlarda bu ülkenin menfaatlerini savunmak diye bir şey yok. Kalkıp da AK Partiyi AP’de Türkiye düşmanlarına şikâyet etmek kadar alçalmak olabilir mi? İşte millilik, yerlilik derken savunduğumuz ama gayri millilik derken işte temsilcisi bunlar.
-Libya’da ülkemizin ne yapmaya çalıştığını anlamamış bir kişinin söyledikleri deryada damla hükmünde değildir. Gazi Mustafa Kemal’in Trablusgarp’ta ne işi vardı? Neden oralara gitti? Biz tarihimizi inkar eden değil onunla beraber geleceğe yürüyen bir siyasi partiyiz. Bugün Libya’da Türk aşiretleri var. Ama sorun bilmez. CHP’in 15 yıllık geçmişini de bilmez.
-Tank üretmeyi teneke kutu üretmek, savunma sistemleri geliştirmeyi beş taş oynamak sanan bir kişiye elbette ne söylesek boştur. Esasen bu zihniyet ülkemize yabancı değildir. Biz bunları tanırız. Türk milleti Çanakkale’de savaşırken de emperyalistlerin borazanlığını yapanlar vardı. İstiklal Harbimizde Yunan’a alkış tutanlar olduğunu biliyoruz. Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra da CHP çatısı altında varlığını sürdüren bu hastalıklı zihniyet fırsat buldukça kafasını çıkartıp aynı sapkınlığı yapmaktan geri durmamıştır. şimdi CHP’nin başındaki zat yapıyor. Gavurun kılıcını çalarak bu milletin canını acıtabilirsiniz ama asla mücadele azmini kıramazsınız. İşte bunun için CHP’yi milletimize başındaki zatı da işinin başında olan hekimlerimize havale ediyorum. Sürekli saman konusu açması zihin dünyasının çapıyla ilgili yeteri kadar fikir vermeye yeterlidir. Daha bu ülkenin saman meselesini anlayamamış bir kişiden bölgesel ve küresel politikalarını kavramasını beklemenin haksızlık olduğunu kabul ediyorum.
-Gelelim buğday meselesine yılda 20 milyon ton buğday üretiyor. 18,5 milyon ton da tüketiyoruz; peki buna rağmen niye buğday tüketiyoruz? Çünkü Türkiye dünyanın en önemli gıda üretici ve ihracatçılarından biridir. Tarım ürünleri ihracatımız 2002’de 3,8 milyar dolar iken 23019’da 18 milyar dolara yükselmiştir. Yani yaklaşık 5 katına çıktı. Söylenenin aksine Türkiye tarım ürünlerinde ithalatçı değil, ihracatçı bir ülkedir.
TEHDİT GİBİ SÖZLER
'BUNUN BEDELİNİ HEM SİYASETEN HEM DE HUKUKEN ÖDERSİNİZ'
-CHP yönetiminin bir amacı da kurduğu kirli ittifakları gizlemektir. Ellerinde milletin kanı olanlarla yapılan ittifak siyaset değil ihanettir. Bölücü örgüt güdümündeki partinin eş başkanı çıktı CHP’ye artık ittifak ilişkilerini alenileştirme çağrısı yaptı. Bu ne demektir; ‘bu güne kadar gizli yaptık artık açıktan yapalım.’ Bu ittifakla kazanılan CHP’li belediyelerin olduğu yerlerdeki halk çarpık ilişkiyi iyi biliyor. Bu ilişkiyi meşrulaştırmak için kullanılan bir diğer partideki sıkıntıların da giderek arttığı görülüyor. Gizli saklı ilişki yürütürken gün gelir senden bunun bedelini isterler. Bu bedel kimi zaman siyasi ihanet kimi zaman kendini inkar, kimi zaman da ekonomik rant olur. Milletin CHP’li başkanlara hizmet umuduyla teslime ettiği belediyeleri teröristlere peşkeş çekerseniz bunun bedelini hem siyaseten hem de hukuken ödersiniz.
İDLİB'DE SALDIRILAR
-Talebimiz rejimin saldırılarını bir an önce sonlandırıp gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesidir. Gözlem kulelerimizi kuşatma altına alanlara verdiğimiz süre doluyor. Gözlem noktalarımızı bu kuşatmalardan öyle veya böyle kurtarmanın planlaması içindeyiz. Biz bu coğrafyanın misafiri değil ev sahibiyiz. Bunun için İdlib'de en küçük bir geri adım atmayacağız.
-Şu anda en büyük sıkıntımız hava sahasını kullanamıyor oluşumuzdur. İnşallah yakında buna da bir hal çaresi bulacağız.
Erdoğan İdlib'te art arda gelen şehit haberlerinin ardıdan Şubat ayı başında 'Rejim şubat ayı içinde gözlem noktalarımızın gerisine çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde kalacaktır' demişti.