Erdoğan muhalefete çattı

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bunların molotofkokteylleri, bombaları, şusu busu bizi bu yoldan alıkoymayacak. Çünkü biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Bu yürekle çıktık'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Rize'de, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yurttaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, 8,5 yıl boyunca nice tehditler aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

''Bizi engellemek, bizi durdurmak, bizim üzerimizdeki millet emanetini almak için nice tuzaklar kuruldu. Hiçbirine düşmedik. Hukuku zorladılar, çeteleri üstümüze saldılar. Akla hayale gelmedik tezgahlar kurdular. Evelallah altüst ettik. En son Kastamonu'da konvoyumuza saldırdılar. Recep'imiz şehit oldu, Metin'imiz yaralı. Rabbim şehitlik makamıyla taltif etsin, Metin'imize de şifalar versin. Silopi'de iki polisimiz şehit oldu. Bunlar son günlerdeki olaylar. Şu anda Türkiye genelinde AK Parti'nin seçim bürolarına, il ve ilçe bürolarına saldırıyorlar. Bunlara da boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Demokrasi mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bunların molotofkokteylleri, bombaları, şusu busu bizi bu yoldan alıkoymayacak. Çünkü biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Bu yürekle çıktık. Biz bu yola bu mücadelemizin ne kadar kutsal bir mücadele olduğunu bilerek çıktık ve böyle de devam edeceğiz. Eşkiyaya, çapulcuya, çeteye, mafyaya, asla pabuç bırakmadık, bundan sonra da bırakmayız.''

Sözün bittiği yerde şiddetin başladığını söyleyen Erdoğan, ''Düşüncenin bittiği yerde eşkiyalık başlar. İnsanlığın bittiği yerde vahşet başlar, bunu böyle bilelim. İşte bunların sözü bitti, bunların düşüncesi zaten hiç olmadı. Bunlar insanlıklarını da kaybettiler, seçimden netice alamayacaklarını anladılar, onun için seçim bürolarımıza saldırmaya başladılar'' diye konuştu.
 

''Gözü kararmış şekilde..."

Dört bir koldan AKP'ye karşı saldırıya geçildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Çünkü o eski günlerine döndürmek istiyorlar. Bunlara yol verecek miyiz? İttifak halinde AK Parti'yi hedef tahtasına koydular. CHP'si, MHP'si, BDP'si, terör örgütü, Ergenekon'u, onların yandaş, candaş medyası aynı hizaya geçtiler. İttifak halindeler, gözü kararmış şekilde AK Parti'ye saldırıyorlar. Kastamonu'da, Silopi'de, Diyarbakır'da polisimize saldırıyorlar. Ama biz durmak yok, yola devam edeceğiz. Durmayacağız. Dün Adana seçim büromuza saldırdılar, Doğu'da ve Güneydoğu'da sürekli seçim otobüslerimize, milletvekillerimize saldırıyorlar.''

Başbakan Erdoğan, miting alanındaki ''Çete yaz, Kemal'e yolla. Üye kartın cebine gelsin'' yazılı pankartı göstererek, zaman zaman Rize şivesiyle ''Nasıl, benim hemşehrilerimun her yerinden zeka fışkırıyor da...'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:

''Söz kalmadı. Savunacakları ilkeleri yok. Biz bataklığı kurutuyoruz. Çünkü terörün, teröristlerin elindeki istismar araçlarını alıyoruz, aldık. Bundan rahatsız oluyorlar, onun için AK Parti'ye saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşlerimin sorunlarını çözdüğümüz için BDP de terör örgütü de bundan çok büyük rahatsızlık duyuyorlar. Doğu'nun, Güneydoğu'nun yoksulluğu bitmesin istiyorlar. Anaların gözyaşı, gençlerin kanı dinmesin istiyorlar. Bugüne kadar kandan gözyaşından beslendiler. Bundan sonra da ondan beslenmek istiyorlar."
 

''MHP de PKK terör örgütüne teşekkür etti"

Başbakan Erdoğan, ''12 Haziran'dan sonra yeni anayasa'' dediklerini dile getirerek, ''Özgürlükçü sivil, katılımcı bir anayasa diyoruz. İlk kez millet kendi anayasasını yapacak diyoruz. İşte bunu engellemeye, bunun önünü kesmeye çalışıyorlar. Allah aşkına bakar mısınız, bütün ömrünü CHP ile mücadele ile geçiren 87 yaşındaki bir zat CHP ile kol kola yürüyor, kim olduğunu biliyorsunuz değil mi?'' dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:

''CHP çetelerle kol kola giriyor. BDP, PKK, terör örgütü MHP'yi savunuyor. Dün çok şaşırtıcı bir şey oldu. MHP de PKK terör örgütüne adeta teşekkür etti. Kaset olaylarında MHP'ye arka çıktığı için, kendilerini savunduğu için adeta PKK'ya iltifat etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı aynen şu ifadeyi kullanıyor, dikkat edin, PKK terör örgütü için söylüyor, 'demek ki kendilerine özgü fikir ahlakları, namusları var. Takdir duygusuyla söylemiyorum ama kendi içlerinde tutarlı fikir namusu var.' Bu nasıl bir ittifak, bu nasıl bir AK Parti karşıtlığı. Buradan, Rize'den öyle bir haykıralım ki bütün Türkiye duysun, Kandil duysun, Silivri duysun...
Sevgili hemşehrilerim bu oyunu bozacak mıyız, bu tezgahı alt üst edecek miyiz? Bunlara gereken cevabı 12 Haziran'da verecek miyiz? Rize bizim yanımızda mı, arkamızda mı? İstikrar sürsün, Rize büyüsün mü? Evelallah bu iş yoluna girdi.''

"Yüzüne vurmaya devam edeceğim"

Erdoğan, partisince Rize Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na bir sorusu daha olduğunu belirten Erdoğan, ''Bu sorulara cevap alıncaya kadar da yüzüne vurmaya devam edeceğim'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, gösterdiği dosyada her şeyin ortada olduğunu da vurgulayarak, şöyle devam etti:
''11 Ekim 1998 gazetelerde yayımlanan haberin bir kısmını burada size aktarıyorum. Bakın bu da çok enteresan. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakanlık Takip Kurulu'nun görevden alınmasını istediği yöneticilerin listesini SSK yönetim kuruluna getirdi. Kılıçdaroğlu isteğini şifai olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kanalı ile iletildiğini bildirdi, yazılı değil. SSK Yönetim Kurulu üyesi olan TİSK Genel Sekreteri Kubilay Atasayar şunları söylüyor; 'Genel Müdür Kemal Kılıçdaroğlu bizden bazı yöneticilerin görevden alınmasını istedi. Bunların görevden alınmasını müsteşar istedi, Başbakanlık Takip Kurulu'nun isteği, bunları görevden alacağız' dedi. Ama biz karşı çıktık. Çünkü dosyalarına bakıyoruz pırıl pırıl insanlar'. Şimdi ben buradan soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu, SSK genel müdürlüğünüz sırasında bu insanları hangi gerekçe ile görevde aldınız, deliliniz neydi, elinizde hangi belgeler vardı. Buna benzer şekilde kaç personelin görevine son verdiniz. Halep oradaysa arşın Rize'de. Sevgili hemşehrilerim CHP budur.''


"Zoru biz başardık"

Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki iktidarların hep Ovit Tüneli'ni konuştuklarını belirterek, ''Rize'de 40 yıldır konuşulan nedir, Ovit Tüneli. Biz geldik, öncesinde bir söz verdik. Dedik ki Karadeniz Sahil Yolunu bitireceğiz. Bizden önce yüzde 35'ini yapmışlardı 15 senede. Biz geldik 4,5-5 senede geri kalan kısmını bitirdik. Şimdi Sarp'a kadar tamam mı, tamam. Birçok ilave de yaptık. Ama hepsinden önce 12 tünel yaptık. Zoru biz başardık. Neden? Biz Ferhat'ız, siz Şirin'siniz. Dağları deldik, Şirin'imize ulaştık. Elhamdülillah'' dedi.

Ovit Tüneli'nde şimdi adımı attıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ovit Tüneli'nde toplam uzunluk ne kadar biliyor musunuz? 14 bin 700 metre. Yani yaklaşık 15 kilometre. Şimdi Ovit Tüneli'ni deleceğiz. İki gidiş, iki geliş yapacağız ve karşıya geçmek inşallah bize nasip olacak. Bu ay içinde proje bitiyor. Yıl sonuna doğru ihaleyi yapıyoruz. Böylece Rize için son derece önemli bu projeyi, Türkiye'nin en uzun tünellerini fiilen başlatmış oluyoruz. Bu sözümüz böyleydi, böylece bunu halletmiş oluyoruz, böylece Erzurum'a gidişimiz kar kış demeden bu yollar açık olacak. Bu yolculukta süreden de ciddi manada kazanıyoruz.''

"Batırdın SSK'yı be, batırdın"

Şu anda istenilen hastaneye gidildiğini kaydeden Erdoğan, zaman zaman Rize şivesiyle sürdürdüğü konuşmasında şunları söyledi:
''Alamadığın ilaç var mı? Bay Kemal'e bi soralum. Sen 90'lı yıllarda SSK'nın genel müdürlüğünü yaptun. Bu hastanelerin kapısında az mi anamuzu ağlattun anamuzi. Azmi kuyruk bekleduk. Reçeteyi uzatırsın, ilacın bir kısmı var, bir kısmı yok. Bu çileleri çekmedik mi? Kimdi genel müdür? Kemal Kılıçdaroğlu. 8 yıl orada kaldın, batırdın SSK'yı be, batırdın. Daha sonra baktın bu iş olmuyor, çekildin gittin. 1999'da merhum Ecevit'e gitti 'ben milletvekili olmak istiyorum' diye. Merhum Ecevit de başarısız bir genel müdür gördüğü için veto etti. Böyle birisi.''

Rize'de sağlık, konut, ulaştırma, tarım alanlarında yaptıkları çalışmaları anlatan Başbakan Erdoğan, ''Şimdi Artvin'in de dağları deliyoruz, tüneller açıyoruz. İnşallah Artvin'e ulaşım daha kolay olacak. Rize'mize doğalgazı getirdik. Batılı bu imkanlardan istifade ediyor da benim vatandaşım niye etmesin. Çiftçiye Ziraat Bankası yüzde 59 faiz ile kredi veriyordu, şimdi yüzde 5 ile. Halk Bankası yüzde 47 ile veriyordu, şimdi yüzde 5 faiz ile. Halk Bankası 5 bin lira veriyordu, biz şimdi esnaf sanatkara 100 bin liraya kadar kredi veriyoruz'' dedi.

 

Erdoğan Giresun'da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'deki miting ve ziyaretlerinin ardından Emniyet Genel Müdürlüğüne ait helikopterle saat 17.00'da Giresun'a geldi.

Başbakan Erdoğan'ın helikopterine polis helikopteri de eşlik etti. Başbakanı taşıyan helikopter şehir turu attıktan sonra Giresun Limanı'na iniş yaptı.

Giresun'da halka seslenen Erdoğan, partisinin millete efendilik için değil, hizmetkar olmak için yola çıktığını, partisinin rotasını Ahmet'in, Mehmet'in değil, milletin çizdiğini kaydetti.

Erdoğan, AKP'nin çetelerin, seçkinlerin, sadece Ankara'nın, İstanbul'un istediği değil, topyekun Türkiye'nin, 81 vilayetinin, tüm vatanın partisi olduğuna vurgu yaparak, ''Dikkat edin, biz bir bölgeden oy alarak iktidar olmadık. Biz, belli bir etnik unsurun oyunu alarak iktidar olmadık. Bize 81 vilayetimizin 80'i milletvekili verdi. Diğerlerinde böyle bir şey var mı? Yok. Neden? Bunu iyi düşüneceğiz. Çünkü onlar benim milletimin tamamını kucaklayamadılar. Onlar bu vatan topraklarının tamamını kucaklayamadılar. Ama AK Parti bunu başardı'' diye konuştu.

AKP olarak etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmayacaklarını söylediklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bunu yapmadık. Çünkü bizim kitabımızda, bizim ilkelerimizde ayrımcılık yoktur, olmayacaktır. Biz Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romeniyle, Arnavutuyla, Boşnakıyla milletimizin bütününe sarıldık. Yunus'un (Yunus Emre) deyimiyle yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Kapımızı kimseye kapatmadık. Gücümüzü milletten aldık. Milletin iradesini her şeyin üzerinde tuttuk. Biz Ankara'dan Silivri'ye tünel kazanlardan olmadık. Ergenekoncularla el ele olanları görüyorsunuz. Yalanla, iftirayla, karalamayla, çamurla değil, samimiyetle, dürüstlükle güzel bir dille, güzel bir üslupla siyaset yapmanın içerisinde olduk. Biz, çocuklar, gençler, yaşlılar, esnaf, köylü, çiftçi için siyaset yapıyoruz. Biz engelli kardeşlerimiz için, hanım kardeşlerimiz için, yoksul kardeşlerimiz, darda, yolda kalmışlar için hizmet üretiyoruz. Bizim derdimiz makam değil. Bizim derdimiz ikbal değil. Bizim çıkar kavgamız, rant kavgamız, koltuk ihtirasımız yok.''


"CHP bugüne kadar avukatlığını yaptığı çetelere, bugün de artık kol kanat gerdi"

Erdoğan, CHP'yi eleştirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''CHP yıllardır kendisine en ağır hakaretleri eden emekli siyasetçilerle de bu ara kol kola girdi. CHP bugüne kadar avukatlığını yaptığı çetelere, bugün de artık kol kanat gerdi. MHP, kendi tarihini, kendi ilkelerini bir kenara bırakıp, 12 Eylül'de olduğu gibi 12 Haziran öncesinde de CHP'nin yedeğinde siyaset yapmayı tercih etti. O kadar enteresan ki, BDP ve terör örgütü PKK çıkıp, MHP'ye övgü dolu sözler söylüyorlar. MHP'nin genel başkan yardımcısı da onları övüyor. PKK terör örgütünün haber ajansında yayımlanan yorumdan dolayı PKK'ya iltifatlar yağdırıyor. Bu nasıl bir tezgah? Bu nasıl bir kirli ittifak. Her zaman söylüyorum; bunların millet diye bir derdi yok. Bunların memleket diye bir meseleleri yok. Bunlar AK Parti kaybetsin de, ülkeye ne olursa olsun derdindeler. 12 Eylül'de olduğu gibi aynı safta buluştular. CHP, MHP, BDP, TKP, TİP illegal örgütler vesaire, hepsi bir arada. AK Parti'yi hedefe koydular. Oradan kendilerine göre top atışı yapıyorlar. Ne yaparsanız yapın, biz milletle beraberiz.''

 

Giresun'da partisinin düzenlediği mitingde halka seslenen Erdoğan, çetelerle işlerinin olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:
''Bizim terör örgütleriyle işimiz yok, biz milletimizle doğduk, milletimizle ölüyoruz, bizim işimiz bu. Bugün Giresun'da farklı bir heyecanı yaşıyoruz. Giresun 12 Haziran'da çetelere gereken cevabı vermeye hazır mı? Bu kirli tezgahı alt üst etmeye hazır mıyız? 12 Haziran'da ileri demokrasiye bir kez daha sahip çıkıyor muyuz? 12 Haziran'da istikrar sürsün, Giresun büyüsün mü? Evelallah bu iş bitmiştir. Onun için Karadeniz bugün bir başka güzel. Az önce Rize bambaşka güzeldi, geldim Giresun'a bir başka güzel. İnanıyorum ki sizler 12 Haziran'da AK Parti'yi Giresun karşılamasıyla karşılayacaksınız. Bugün 14 Mayıs. 14 Mayıs'ın bizim siyaset tarihimizde özel bir yeri var, önemli bir yeri var.
Türkiye'de gerçek anlamda ilk çok partili demokratik seçim 14 Mayıs 1950'de yapıldı ve millet ''Yeter Söz Milletindir'' diyerek merhum Adnan Menderes'i tek başına iktidara taşıdı. 10 yıl boyunca bu millet bu ülkeye en büyük hizmeti yaptı. Ancak 27 Mayıs 1960'ta biliyorsunuz bir müdahaleyle Menderes'i Başbakanlık koltuğundan indirdiler. Ne oldu? İdam ettiler. Öyle mi? Menderes'in idamının arkasında kimlerin olduğunu biliyorsunuz, anlatmama gerek yok. CHP'nin o zamanki milli şefi müdahalecilere alkış tutarak, ''emrinizdeyim'' diyerek tekmil verdi. CHP işte budur sevgili kardeşlerim.''

''İşte çok partili hayata geçtikten sonra şu CHP, tek başına iktidar olabildi mi?"

CHP deyince akla darbe geldiğini, çünkü CHP'nin hiç bir zaman milletle beraber olamadığını belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İşte çok partili hayata geçtikten sonra şu CHP, tek başına iktidar olabildi mi? Demokratik yoldan hiç bir zaman gelebildi mi? Sevgili kardeşlerim çünkü bu milletin değerlerine hiç saygılı olmadılar. Hiç bir zaman benim milletimle iç içe olmadılar ve bu ülkeye de taş üstüne taş koymadılar. Bugün de aynısını yapıyorlar. Yine değişen bir şey yok. Bugün de yapılanı bozmanın derdindeler.
Bakın bugün Rize'de anlattım. Aslında bu Giresun'un bir hikayesi. 2007 seçimlerinde Bulancak'ta CHP'liler bir köye gidiyor. Köyde 'Şükriye' isimli yaşlı bir teyzemiz kabak soyuyor. CHP'liler Şükriye teyzeye soruyorlar, (Teyze bu kabaktan çorba mı yapacaksın) diyorlar. Şükriye teyzemizin cevabı çok ilginç, 'E ya oğul, kabaktan çorbayı eskiden Halk Partisi zamanında yapardık. Şimdi biz bunu hayvanlarımıza veriyoruz'. CHP işte budur. Bir bakmışsınız milli şefleri, Hitler'i destekliyor, Hitler'in doğum gününe heyet gönderiyor. Bir bakmışsınız aynı milli şef, Aziz Nesin'in, Sabahattin Ali'nin kitaplarını yasaklıyor. Bir bakmışsınız ezandan rahatsız oluyor, ezanı Türkçe okutuyor. Ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu, 'CHP sayesinde bu ülkede ezan okunuyor' diyor. Duydunuz değil mi bunu. Ya bu ne yüzdür yahu. Nasıl söylüyor. Ya benim milletim, benim büyüklerim hepsi ezanın kimin döneminde nasıl yasaklandığını çok iyi bilir. 1945... Bunu çok iyi bilirler ve ne oldu? Menderes merhum, geldi ve ezanı aslına döndürdü. 'Tanrı uludur'u kaldırdı 'Allahu Ekber, Allahu Ekber'e yeniden döndü.''


''Kılıçdaroğlu yakın siyasi tarihi bilmiyor''

''Kılıçdaroğlu yakın siyasi tarihi bilmiyor''
diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir bakmışsınız millete hizmet edenlerin darağacına gitmesine seyirci kalıyor. İktidarda oldukları her dönem yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla anılıyor. Bugün de yalanla iftira ile bol keseden atarak, çeteleri arkasına alarak o malum medyayı arkasına alarak hırsla ihtirasla milleti kandırmanın peşindeler. İşte bir taraftan birisini kalkıyor Zonguldak'tan milletvekili adayı yapıyor. Onun da oğlu MHP'nin MKYK'sında görev yapıyor. Hale bak. Giresunlular diyor ya (Yumurtadan yün kırpmanın peşindeler). Ya yumurtadan yün kırpılır mı? Ama CHP yapar bu işi''

Giresunluların 12 Haziran'da gereken cevabı vereceklerine inandığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''14 Mayıs 1950'de bu ülkede nasıl demokrasi bayramı olduysa 3 Kasım 2002'de bu ülkede demokrasi bayramı olmuştur. Şimdi yeni bir bayramın arefesindeyiz. Şimdi 12 Haziran'da ustalık dönemine başlıyoruz. Mimar Sinan ne diyor, ''Şehzadebaşı Cami çıraklık eserimdir, Süleymaniye Camii kalfalık eserimdir, Edirne Selimiye Cami ustalık eserimdir'' diyor. Biz de 3 Kasımdan 22 Temmuz 2007'ye kadar çıraklık döneminin eserlerini verdik. 2007'den 2001'e kalfalık döneminin eserlerini verdik. şimdi ustalık döneminin eserlerini vermeye başlayacağız. Şimdi yeni yatırımlara hazırlanıyoruz.''