Erdoğan korkudan besleniyor
AKP’nin havuz medyası bu kez de “Suikast iddialarını” manşetine taşıdı.
Oğuz GüvenAKP’nin tetikçi gazeteleri Star, Akşam ve Güneş bir yerlerden yönlendirilmiş “Sümeyye Erdoğan’a suikast emri” manşetleriyle çıktı. İddianın kaynağı da, Twitter’da CHP Milletvekili Umut Oran ile gazeteci Emre Uslu ve Fuat Avni’nin yazışmalarından ortaya çıktığı gibi gayri ciddi bir kaynağa dayandırıldı.
Peki her seçim döneminde gündeme gelen bu suikast iddiaları ne kadar gerçek? Şimdi en yakın döneme bakalım. Havuz medyasının iddiaları yazmasından 13 gün önce, Erdoğan Bursa konuşmasında “yakınlarına suikast” iddialarını gündeme getirmişti. Havuz medyası talimatı almıştı yani. Erdoğan’ın belediye başkanlığı adaylığından başlayarak, evinin krokisinin ele geçirilmesine, oğlunun düğününe ve şimdi de kızına kadar hep suikast iddiaları gündeme getirildi. Ancak şimdiye kadar hiçbiri kanıtlanamadı.
Yeni Türkiye ve suikast
Seçim beyannamesinde “suikast iddiasının ne alakası var demeyin. Çünkü, geçtiğimiz Ağustos ayında, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki “Yeni Türkiye manifestosu” da “kendisine yapılan suikast” iddialarıyla başlıyordu. Erdoğan şöyle diyordu manifestosunda: “Bizzat ben defalarca ölüm tehditleri aldım. Çok somut suikast girişimleri son anda önlendi...”
Yol arkadaşları Hüseyin Besli, Ömer Özbay tarafından yazılan ve Erdoğan’a güzelleme denilebilecek “Bir Liderin Doğuşu’ kitabının da Erdoğan’a bir suikast iddiasıyla başlaması da rastlantı olmasa gerek.
Korku imparatorluğu
Peki, hemen hepsi boş çıkan bu suikast iddialarının sürekli gündeme getirmesinin nedeni ne? Bunun yanıtını Gazeteci Mustafa Hoş’un, Erdoğan’ın geçmişine ışık tuttuğu “Big Boss” kitabından aktarıyoruz: “Onlarca koruma, olağanüstü güvenlik önlemleri, her an bir şey yapılacak tedirginliği... Tayyip Erdoğan’ın sokak hali her gün böyle. Sürekli bir suikast olacak havası yaratılıyor. Bu aynı zamanda da bilinçli bir psikolojik savaş stratejisi olarak uygulanıyor... Her türlü toplumsal itiraz ya da eleştiri anında “hükümeti devirmeye teşebbüs” olarak gösteriliyor. Yaratılan “hükümeti yıkma” algısı ile devlet şiddeti meşrulaştırılıyor. Erdoğan’ın gücü ve kudreti aldığı oylardan çok sahip olduğu/ biat ettirdiği medyadan geliyor. “Korku İmparatorluğu”nun bütün burçları medya sayesinde yapılıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Erdoğan kitaplarında suikast iddiaları özel bir yer tutuyor. Bu imajla bir, Erdoğan’ın ne kadar korkusuz ve tevekkül sahibi olduğu imajı yaratılıyor; iki, insanların korku halinde ilk vazgeçecekleri şey olan özgürlükleri tamamen algı operasyonlarına teslim olmuş oluyor.”