Erdoğan 'kale'leri eleştirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Birileri çıkıyor diyor ki 'Diyarbakır bizim kalemizdir', birileri çıkıyor 'Eskişehir bizim kalemizdir', birileri çıkıyor 'İzmir bizim kalemizdir' diyor. Kimsenin şehirlerimizin hür iradesini, insanımızın hür iradesini ipotek altına almaya hakkı yoktur, olamaz'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmasına, ''İzmir'in yiğit, mert insanları, çatal yürekli efelerini selamlıyorum'' diyerek başladı.

İzmir'in ilkler şehri olduğunu, vatan savunmasına İzmir'de atılan ilk kurşunla başlanıldığını, İstiklal Savaşı'nı kazanan Türkiye'nin istikbal imkanının bu kentten doğduğunu, ilk büyük ekonomik kongrenin 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi adıyla yapıldığını, o kongrede alınan kararlarla, güçlü Türkiye'nin inşa edildiğini anlatan Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti'yi İzmir'de kurduğunu kaydetti.


"Gerilim siyaseti yapıyorlar"

Bazı partilerin meydanlarda, gazetelerde, televizyonlarda gerilim siyaseti yaptığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Birileri çıkıyor diyor ki
'Diyarbakır bizim kalemizdir.' Birileri çıkıyor 'Eskişehir bizim kalemizdir.' Birileri çıkıyor, 'İzmir bizim kalemizdir' diyor. Değerli kardeşlerim, kimsenin şehirlerimizin hür iradesini, insanımızın hür iradesini ipotek almaya hakkı yoktur, olamaz. Ama bunlar her nasılsa bu hakkı kendilerinde görüyorlar. Bunların demokrasi anlayışları saltanattan farksız. Kendi partilerinde saltanat sürdükleri yetmezmiş gibi, şehirlerimizi de payitaht gibi görüyorlar. Türkiye'yi bir bütün olarak savunamıyorlar, kucaklayamıyorlar. Onun için de Sivas'tan öte gidemiyorlar. Dün nasıl olduysa söyledik, söyledik, söyledik, en sonun da Baykal Mardin'e gitti. Güzel bir gelişme. Anlamlı bir gelişme. Zaten biz de bunu bekliyorduk. Şimdi istiyorum ki şöyle Hakkari'ye doğru uzansın. Van'a doğru uzansın. Çünkü Türkiye'nin yüzölçümü 780 bin kilometrekare Sayın Baykal. Siyasetçisin, hepsine gideceksin, hepsine. Sadece Ankara, İzmir, İstanbul, böyle bir şey olmaz. 81 vilayetimizin hepsine gideceksin. Öyle zannediyorum ki bundan sonra gidecek. 71.5 milyon insanımızın tamamına konuşacaksın. Ama ona da alışmaya başladı. Çünkü dün Mardin'de bu noktada da bazı değişimler gördük. Biz bütün vatan topraklarına adil hizmet götürmenin mücadelesini veriyoruz. Çünkü AK Parti bir bölge partisi değildir.''

Erdoğan, hiçbir partinin kentleri kalesi olarak görmemesi gerektiğini belirtti. Bu zihniyetin daha önce Antalya, İstanbul, Ankara, Yozgat, Gaziantep'i ''kaleleri olarak gördüğünü'', seçimi kaybettiklerinde ''Kalelerimiz düştü'' dediğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''(Kalelerimiz düştü) dediler, vah vah vah. Ne kalesi, bu kalelerin gerçek sahibi millet, kişiler değil. Çünkü içine kapattıkları şehirler tabularını kırmaya başladı. Çünkü hizmeti esirgedikleri şehirler, hizmetle tanıştı. Bu şehirler, etraflarındaki duvarları yıktı. AK Parti hizmetleriyle şaha kalktı, dünyaya açıldı, dünya kenti haline geldi. Biz şehirlerimizi fethetmiyoruz, biz gönülleri fethediyoruz, şehirlerimize hizmet götürüyoruz.''

Balıkesir mitingi

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'de partisinin Kuvayı Milliye Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye İkitelli'deki medyanın kılavuzluk yaptığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bunlara o medya rota çiziyor, yol gösteriyor. Yalanlarını, iftiralarını, çamurlarını o medya sayfalarına taşıyor. Bak, dün Bursa'da söyledim, Sayın Bahçeli son birkaç gündür diyor ki 'Sayın Başbakan önce şunu açıklasın. Kara kapılar arkasında, karanlık odalarda hangi savcılarla görüştü de parlamentoya geldi, milletvekili seçildi. Bunu bir açıklasın'. Hukukta, müfteri yani iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Sen böyle bir iddianın sahibisin, eğer dürüstsen diyorum ki 'Bunu açıklamaya mecbursun. Açıklamadığın takdirde namertsin' diyorum. Tayyip Erdoğan'ın karanlık odalarda görüştüğü hiçbir savcı yoktur. Bugüne kadar milletten başka hiç kimseden icazet almadı, almaz. Hayatım benim bununla geçti.

Erdoğan,

''Ne CHP'nin MHP'den, ne MHP'nin CHP'den hiçbir farkı yok. Bu ikisinin kılavuzu da İkitelli'deki yandaş medyadır. Bunlara o medya rota çiziyor, yol gösteriyor. Bunların yalanlarını, iftiralarını, çamurlarını, o medya sayfalarına, ekranlarına taşıyor''

dedi.


 

"Demokrasiyi biz CHP'den öğrendik"

CHP'nin cemaziyelevvelini milletin iyi bildiğini ifadea eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Sayın Baykal, ikide bir bize gelip, Atatürkçülük yapıp duruyorsun. Ya bırak bu işi. Atatürk üzerinden geçinme. Buna Atatürkçülük denmez, buna Atatürk üzerinden geçinmek denir. Geçinme. Yalnız, bu CHP'yi biliniz. Atatürk edebiyete intikal etti, ilk işiniz paraların üzerinden resmini kaldırıp, İnönü'nün resmini oraya koymak oldu. Öyle mi? Posta pullarının üzerinde resimleri vardı, kaldırdınız İnönü'nün resmini koydunuz. Devlet dairelerinden Atatürk posterlerini kaldırdınız. Getirdiniz İnönü'nün posterlerini koydunuz. Siz değil miydiniz, bu ülkede il başkanlarını vali yapan. CHP'nin il başkanı bu ülkede valilik yaptı. Bu günleri gördük biz. Yani demokrasiyi biz CHP'den öğrendik, biliyor musunuz? Şimdi kalkıyorsun, benim Tunceli valime hakaret ediyorsun. Neymiş, 350 tane buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtmış. 350 tane, 500 tane ayni yardım olarak görevi olan bir şeyi yapan bir valiyle Tunceli'de seçimin mukadderatı mı değişiyor? Helal olsun, hayırlı olsun. Bunlar geçen seçimde de AK Parti 16 milyon 500 bin oy aldı, dediler ki 'herkese çeyrek altın dağıttı.' Burada da her halde çok altın alan vardır herhalde? Aldınız değil mi? Bunu diyen hep CHP, aynı mantık, değişen bir şey yok. Sayın Bahçeli'de bunun ruh ikizi. Aynı. Bakıyorum o da aynı şeyleri konuşuyor. Bahçeli, sen hiç olmazsa daha fazla ömürlü koalisyon ortaklığı sürdün. Merhum Ecevit ile 3.5 yıl. Niye 5 yıl kalmadın da 3.5 yılda bırakıp gittin? Seni çok arzuluyordu bu millet kalsaydın, niye bıraktın gittin? Neden? Muktedir değil. Bırakıp kaçtılar, gitmediler. Niçin? Artık duvara çarptılar, duvara. Gitmiyordu bu araba. Ne oldu? O barajın altına gitti, biz de geldik, parlamentonun yüzde 65'ini milletim bize verdi, iktidar olduk. 16 aylık partiyken bizi iktidar yaptınız.

Şimdi, Sayın Baykal diyor ki 'Biz cumhuriyetten eskiyiz.' MHP diyor ki, 'Biz çok çok eski bir partiyiz.''Güzel. Tamam da niçin benim milletimin gönlünü kazanamıyorsunuz? Sayın Baykal diyor ki, 'Çarşıya, pazara gel.' Ben zaten çarşıdan, pazardan çıkmadım ki, çarşıya pazara geleyim. Ama, ben buradan bir çağrı yapıyorum: Ben şimdi 29 Martta pazara geliyorum ve 29 mart pazarının akşamında da genel merkezde olacağım. Ama sen nerede olacaksın, merak ediyorum? 'Televizyon, televizyon' diyorsun. Geçen seçimde üç gün kayıptın, kayıp ilanı verildi. Ama şimdi nerede olacaksın, onu da merak ediyorum.