Erdoğan bu sözlerini unuttu mu? (15.04.2014)

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Suriye yolunda durdurulan TIR'lardan, sızdırılan ses kayıtlarına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın 23 Nisan hakkında yaptığı açıklama ise 2013 ve 2011'de söylediklerini akıllara getirdi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında muhalefet partileri ve 'paralel yapı' diye nitelediği Gülen cemaatini eleştirdi. İnternete sızdırılan Suriye ses kaydı hakkında "En gizli toplantının dinlenip servis edilmesinden daha vahim ne olabilir" diyen Erdoğan, Suriye yolunda durdurulup aranan TIR'lar için de yargıya yüklendi.

Erdoğan'ın gündeminde yaklaşan 23 Nisan'da vardı. 23 Nisan'ın 77 milyon ile hep birlikte kutlanacağını söyleyen Erdoğan, "Bizim ilk meclis ruhunu bu topraklara yansıtmak zorundayız. Makbul ve makbul olmayan vatandaş ayrımı yapılamaz" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın bu sözleri geçmişte yaptığı açıklamaları akıllara getirdi. "Kendi koltuğunu, kendi zümresini düşünenler, başkasını küçük görenler bu ülkede ayrıştrıcıdır" diye konuşan Erdoğan, 2013'te Reyhanlı'da hayatını kaybeden vatandaşlar için sünni olduklarını hatırlatmış, 2011 seçimlerinden önce de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi olmasını miting meydanlarında siyaset malzemesi haline getirmişti.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle

- Mısır’da darbeyle başlayan süreç binlerce cansız beden yetmezmiş gibi 579 idam kararıyla da dünya gündeminde sıcak yerini koruyor. Ukrayna’da da kaygı verici gelişmeler var. Bölgeyi ve dünyadaki gelişmeleri dikkatle izliyoruz

- Seçim öncesi hükümeti yıpratmak için içeriden olduğu kadar dışarıdan da saldırılar oldu. Dışarıdaki bu kampanyaların nerelerden beslendiğini biliyoruz.

- İçeride MİT’in tırlarına durduranların amacı Türkiye’ye terörist ülke yaftası yapıştırmaktı. Düşman gelse böyle namertçe davranmazdı.

- Bu kampanyaların nerelerden beslendiğini çok iyi biliyoruz. Çeteler, MİT'in tırlarına saldırdı.

- Türkiye, küresel ölçekteki etkinliğini sanal olarak inşaa etmiş bir ülke değildir. Türkiye gazete haberleriyle imajı zedelenecek bir ülke değildir. Biz imajla değil, aktif, samimi, barışçı dış politikamızla dünyada varız.

SURİYE SES KAYDI: DAHA VAHİM NE OLABİLİR

- Casusluk faliyetlerinin açığa çıkarılmasının önünde ciddi bir direnç olduğunu söylemek istiyorum.

- En gizli toplantının dinlenip, servis edilmesinden dava vahim ne olabilir. TIR'ların aranmasından daha vahim ne olabilir.

CHP TABANINI OYALADI

- CHP, MHP ve BDP hala çıkıp özeleştiri yapmadılar. Hala seçim sonuçlarını değerlendirmediler. CHP, 30 Mart akşamından itibaren seçimlere hile karıştığı iddiasını gündemde tutarak tabanını oyaladı. MHP, sonuçları konuşmak yerine cumhurbaşkanlığı seçimlerini gündeme getirdi. Salı günleri grup toplantısı olmasa konuşacak hiç bir şeyi yok. BDP'nin aynı şekilde gündemi farklı yerlere çekerek yenilginin üstünü örtmeye çalıştığını görüyoruz.

GERİLİMİ DÜŞÜRDÜK

- 12 yılda 8 seçime girdik, her seçimden zaferle çıktık. Her seçim sonrasında medya balkon konuşması yapmamızı, gerilimi düşürmemizi istediler. Biz de bunu yaptık. Gerilimi düşürmek için gerekli adımı attık. Biz bu büyüklüğü gösterirken ne CHP'den ne MHP'den ne de BDP'den aynı olgunluğu göremedik. Onlar yumruklarını sıktı. Öyle zamanlar oldu ki, gidelim konuşalım dedik o nezaketi bile göstermediler. Üç kez görüşme talebimiz olmasına rağmen MHP 'evet' demedi, peki kim gerilimin tarafı? Biz bir yanağına tokat atıldığı zaman öbür yanağını uzatanlardan değiliz, bizim kültürümüzde bu yok. Biz uysal koyun değiliz. Ve bugüne kadar olan bu süreçte gösterdiğimiz bundan sonra aynı şekilde devam etmeyecektir.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

- Biz Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine de genel seçimlere de sükunet içinde gitmesini arzu ediyoruz. Önümüzde sadece dört ay var. Biz dört ay içinde onurlu ve omurgalı duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Siyaset omurgalı duruş gerektirir. 30 Mart seçimleri öncesinde aynen bugün olduğu gibi seçimlere dört ay kala 17 Aralık'ta bir senaryo yazdılar.

- Ağustos ayında tarihimizde ilk kez cumhurbaşkanı halkın oylarıyla seçilecek. Geçmişte olduğu gibi bugün de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir krize dönüştürülmesine biz asla izin vermeyiz. Ekonomide, demokraside en küçük bir riskin oluşmasına mahal vermeden bu süreci tamama erdireceğiz.