Erdoğan: Böyle bir gündemle Meclis'e gelmeyeceğiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan CHP'nin TBMM'yi 14 Ağustos'ta toplama önerisine sert yanıt geldi. CHP'nin PKK'nın ve BDP'nin kuyruğuna takıldığını ileri süren Erdoğan, AKP'nin böyle bir gündemle Parlamento'ya gelmeyeceğini söyledi.
cumhuriyet.com.trAKP'nin Ankara İl Teşkilatı tarafından düzenlenen iftar yemeğinde konuşan Başbakan Erdoğan, konuşmasında, terör konusunda kimsenin kendilerine karşılıklı silah bırakma teklifinde bulunamayacağını, böyle bir teklifin Türkiye'nin güvenliğini sağlayan güvenlik güçlerine saygısılık anlamına geldiğini belirtti ve BDP'ye yönelik olarak, "Silah bırakması gereken teröristlerdir. Terör örgütünün uzantısı olan siyasi parti o aklı gitsin onlara versin, bize değil. Bu anlayışla biz Parlamento içinde de olsa konuşmayız. Zira bu zihniyetle konuşulacak hiçbir şey yoktur" dedi.
KILIÇDAROĞLU'NDAN JET YANIT
Yine medyaya yüklendi
Konuşmasında medyaya da mesaj gönderen Erdoğan, "75 milyon vatan evladının mesuliyetini taşıyorsanız bölücü terör örgütünün propagandasını yapmayı bırakın. Onlarla ilgili yazdığınız her cümle onların arayıp da bulamadığı propaganda unsurudur. Bu konudaki hassasiyetlerimizi hep hatırlattık. Ama bilesiniz ki biz de kendi defeterimizin notları arasına bunları düşüyoruz" dedi.
"Bunların dili bu toprakların dili değil"
Terörün sadece güvenlik ve istihbarat birimlerini değil, karşdeliği, dayanışmayı, birlik ve beraberliği hedef aldığını ifade eden Erdoğan, kimsenin terör örgütnün saldırıları sonrasında öfkesini aynı toplum içerisinde bulunan kardeşlerine yöneltmemesi gerektiğini, bunun terör örgütünün tuzağına düşmesi anlamına geldiğini kaydetti. Terör yüzünden akan her damla kanda, terör örgütünün siyasi uzantılarının kullandığı "namertçe, korkakça ve pısırıkça" söylemlerinin de payı olduğunu belirten Erdoğan, "Bunların dili bu toprakların dili değildir. Bu dil cesaretin, özgürüğün, barışın dili değil nifakın ve fitnenin dildir. Kardeşliğimize uzanan zehrin dilidir" diye konuştu.
Myanmar'ı unutmadı
Myanmar'da müslümanlara yönelik saldırIlarI dikkatle takip ettiklerini, eşi ve kızının da aralarında bulunduğu bir heyetin yarın Myanmar'a gideceğini ifade eden Erdoğan, Olimpiyatların açılışında da bu konuyu İngiltere Başbakanı ve Myanmar'a komşu ülkelerle görüştüğünü ifade etti. Suriye'de yaşanan olaylara da değinen Erdoğan, Suriye ordusunun şehirlere yönelik saldırılarını sürdürdüğünü anlattı ve "Soruyorum böyle bir yönetime biz hangi gözle Müslüman diyeceğiz?" diye sordu.
"Esad bitti"
Suriye'de Esad rejimine uluslararası toplum tarafından da tepki gösterildiğini anlatan Erdoğan, "Açıkçası Esad rejimi için artık çıkış yolu kalmamıştır. Atadığı başbakanın bile o ülkeyi terk ederek Ürdün'e sığındığı bir ülkenin geleceği kalır mı? Artık sona yaklaşıyoruz. Esad ve arkadaşlarının önünde halkın taleplerini kabul etmek yönünde hiçbir seçenek bulunmuyor. Bu aşamadan sonra şiddeti tırmandırmak, komşu ülkeleri tahrik etmek Esad rejimene vebölgeye bir şey kazandırmaz" ifadelerini kullandı.
"İran kendini hesaba çekmeli"
Devrim Muhafızları'nın resmi internet sitesinde yaptığı açıklamada Ankara'nın Suriye politikasını eleştiren İran Genelkurmay Başkanı Hasan Firuzabadi'nin "Suriye'de akan kanın sorumluları Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan" sözlerini de değerlendiren Erdoğan, açıklamanı üzüntü verici olduğunu söyledi. Türkiye'nin dünyada yanında kimse kalmadığı dönemde İran'ı desteklediğini, nükleer enerji konusunda İran'ı sonuna kadar savunduklarını hatırlatan Erdoğan, "Suriye'de kardeşlerini öldüren bir rejimi savunmanın bizim değerlerimizde ve inancımızda acaba yeri var mıdır, yok mudur? Şu an 300 bine yakın Suriyeli Müslüman ülkesini terk ederek Ürdün'e, Lübnan'a, Türkiye'ye kaçıyorsa bunun hesabını sormak İran'a düşmez mi?" dedi. Erdoğan, İran yönetimini "hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekmeleri" yönünde uyardı.
"Bizden esinlenmiş olabilirler"
Türkiye'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk hareketlerinin başlamasında dahli olmadığını, Türkiye'nin konumunun bu ülkelerdeki halklar için "ilham ve esin kaynağı" olmaktan öteye gitmediğini vurgulayan Erdoğan, kendilerinin hiçbir ülkenin içişlerine karışmadığını ifade etti.
CHP'ye yüklendi
Konuşmasının kalan kısmında CHP'ye yüklenen Erdoğan, CHP'nin yaptığı eleştirilerle Türkiye aleyhine yürütülen uluslararası kampanyanın "yan ürünü" olduğunu ifade etti. "Merak ediyorum, bu Kılıçdaroğlu ne zamandan beri Esed'in avukatılığına soyundu?" diye soran Erdoğan, ABD ve İsrail'deki bazı gazetelerin Türkiye'deki muhalefet odaklarıyla aynı dili konuştuğunu iddia etti. Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu'na yönelik eleştirilerinde kullandığı kelimelerle tepkileri çeken Kılıçdaroğlu'na "Ben onun kullandığı uslubu kullanacak değilim" diyerek mesaj gönderen Erdoğan, "Kendi ülkesinin Dışişleri Bakanı'na bu kadar seviyesiz, edep ve adap dışı bir dil kullanan CHP Genel Başakanını milletimin takdirine havale ediyorum" diye konuştu.
"Senin ağzından çıkan doğru bir ifade var mı?"
Kılıçdaroğlu'nun Davutoğlu'na yönelik kullandığı "çapsız Dışişleri Bakanı" sözlerini de anımsatan Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu sen hiç aynaya baktın mı? Senin gramın ne, senin çapın ne, şunun ölçüsünü bir ver de görelim. Daha dur bakalım, dün bir bugün iki. Yanına topladığın o yandaşlarınla veya bir kısım yandaş medyayla bir yere varacağını mı zannediyorsun? Sen bir kasedin getirdiği geneşbaşkansın. Bir CD çıkmasa şimdi meydanda yoktun. O CD ile genelbaşkanının yanına gidiyorsun, gazeteciler soruyor, 'Ben genelbaşkan adayı değilim' diyorsun. Sonra, 24 saat geçmeden aday oluyorsun. Akşam başka sabah başkasın. Senin ağzından çıkan doğru bir ifade var mı?" dedi.
"CHP BAAS'ın ve BDP'nin kuyruğuna takılıyor"
CHP Genel Başkanı'nın dış politika birikimi olmadığını ileri süren Erdoğan, "Bırakın diplomasinin dilini, daha zerafetin diline bile hakim değil" dedi ve CHP'nin terör meselesinde BDP'nin, Suriye konusunda da Baas rejiminin "kuruğuna takıldığını" savundu.
"Meclis orada, git otur"
CHP'nin Suriye ve terör konularını görüşmek üzere TBMM'yi toplantıya çağırmasını da ağır bir dille eleştiren Erdoğan, AKP'nin böyle bir toplantıya iştirak etmeyeceğini belirtti ve şunları söyledi: "Çıkmış, 14 Ağustos'ta Meclisi toplantıya çağırıyor. Niçin? Malum terör meselesiyle alakalı. Yahu biz bunları meclis'te çok konuştuk. Ziyaret için randevu istedin, randevu verdik konuştuk. Bir öneriyle gelmedin. Var mı önerin? 'Önerim şu anda yok çalışacağız' dedi. 'İki partiden üçer arkadaşım ortak çalışsınlar' dedim. Aradan iki ay geçti, hala ses yok. Sayın Kılıçdaroğlu, bu milleti oyalamaya hakkın yok. Önerin varsa veririsin, uygunsa uygularız. Uygulanabilirliği olmayan bir şeyi uygulamayız. Biz deneyimliyiz, biz bu ülkede siyaset yapıyoruz, biz terörle mücadeleyi dağ taş demeden vermeye devam ediyoruz. Şu anda ayın 14'ünde toplantı daveti yapıyor. AK Parti, bölücü terör örgütünün CHP gibi kuyruğuna takılacak bir parti değildir. Meclis orada sen gidersin, oturur ne yapacaksan yaparsın. Kiminle bir araya geleceksin bilemem. AK Parti böyle bir genel görüşme gündemiyle parlamentoya gelmeyecektir. Bu şu anlama gelir: 'Terör örgütü Türkiye TBMM'yi bile istediği zaman toplayabilecek güçtedir.' Bunu yapmak, bu anlama gelir. Ama AK Parti bu oyuna gelmez, inanıyorum ki MHP de bu oyuna gelmeyecektir. Bizler oyun kurucuyuz, biz birilerinin minderinde değil, kendi minderimizde yapılması gerekeni yaparız."
"AK Parti'ye nifak sokma girişimleri var"
Konuşmasının sonunda Malatya'da yaşanan Alevi-Sünni gerginliğini değerlendiren Erdoğan, olayın aslında "sıradan bir hadise" olduğunu, olayın CHP ve bazı sorumsuz CHP milletvekilleri tarafından büyütülüp "kaos senaryosuna" çevrilmeye çalışıldığını ileri sürdü ve "AK Partili milletvekillerimizin, adli ve güvenlik birimlerimizin sağ duyulu girişimleriyle bu senaryo bozuldu. Türkiye genelinde Alevi kardeşlerimizin tahrik etmeye yönelik bu tür provokatif eylemlere karşı milletimizin dikkatli olamsını istiyorum. Sivas'la ilgili belgeler yayınlanıyor, altından neler çıkıyor neler. Türkiye'yiistikrarsız hale getirmeyi hedefleyen bu türden bayat senaryolara inanıyorum ki milletim asla pirim vermeyecektir. Benzeri bir nifak sokma girişiminin AK Parti'yi ve AK Parti teşkilatını hedef aldığını görüyoruz, bu girişimleri de dikkat ve hassasiyetle takip ediyoruz" diye konuştu.