Erdoğan, Avrupalı liderlerden şikayetçi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin üç PKK'li terörist başının mal varlıklarını dondurmasını olumlu karşıladıklarını fakat Avrupalı liderlerin bu konuda hala duyarsız olduğunu belirtti.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Swiss Otel'de düzenlenen ''Başarılı Türk Müteahhitlerine Ödül Töreni''nde bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, terör nedeniyle kaybedilenlerin çok açık ve net bir şekilde ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Neleri kaybetmedik hem madden hem manen'' dedi.
Erdoğan, 2013 yılında GAP, DAP ve KOP'un tamamlanmasının, projelerin kapsadığı iller ve bölgeler kadar tüm Türkiye için de yeni bir sayfa açacağını belirterek, şunları söyledi:
''Son 30 yıldır terörle etkin bir mücadele edildi. Ancak salt terörle mücadelenin, sorunları çözmediği, çözemediği de görüldü. Aynı şekilde paketler açıldı, bölgenin ekonomik olarak desteklenmesinin, terörün zeminini yok edeceği hedefiyle girişimler yapıldı. Ancak bunlar da sonuna kadar götürülemedi ya da sonuç alınamadı. Biz şu anda çok daha kapsamlı bir şekilde meseleye yaklaşıyoruz. Terörle mücadeleye de devam edeceğiz. Bu işin psikolojik boyutu var, sosyolojik boyutu var.''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin G-20 toplantılarına katılarak orada olumlu eleştiri ve görüşlerini dile getirdiğini belirtti. Türkiye'nin dünyadaki görünümünü olumlu yönde değiştirirken eş zamanlı olarak güvenli bir yatırım üssü haline geldiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bakınız biz çetelerle, mafyayla, hukuk dışı örgütlenmelerle hiç tavizsiz mücadele ederken, sadece demokrasi için, sadece milli egemenlik için, sadece istikrar ve huzur için, hukukun üstünlüğü için değil, aynı zamanda bu ülkeyi büyütmek, bu milletin ekmeğini çoğaltmak için bunu yapıyoruz. Demokrasinin üzerinde gölge varsa, ekonominin üzerinde de gölge vardır. Bunu anlamak, bunun gereğini yerine getirmek zorundayız ki yaptığımız da budur. Demokrasinin, hukukun daha fazla gelişmesi, istikrarın daha güçlü hale gelmesi demektir.
Son zamanlarda çalışmalarına başladığımız 'milli birlik' sürecini mutlaka ve mutlaka bu zaviyeden ele almak durumundayız. Daha önce de ifade ettim, Türkiye son 7 yılda bizim iktidarımız döneminde gerçekleştirilen reformları bundan 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önce gerçekleştirmiş olsaydı, soruyorum arkadaşlar bugün nerede olurdu? Demokratik açılımlar bugün değil de bundan 20-30 yıl önce gerçekleşseydi, Türkiye'nin ekonomisi bugün nerede olurdu? Doğu ve Güneydoğu'da sorunlar erken tespit edilse ve çözüm aransaydı, Alevi vatandaşlarımızla, azınlıklarla, işsizlikle ilgili, ekonominin ihtiyaç duyduğu yapısal reformlarla ilgili gerekli adımlar zamanında atılsaydı, göstergelerimiz bugün nerede olurdu?''
Gelecek nesillerin artık bu soruları kendisine sormamasını istediklerini dile getiren Erdoğan, ''Türkiye'nin kaynakları, Türkiye'nin enerjisi, Türkiye'nin birikimleri artık heba olup gitmesin. Türkiye'nin imarına, şehirlerimizin imarına, yeni iş imkanlarına, yatırımlara harcansın istiyoruz'' diye konuştu.
Başlattıkları milli birlik sürecinin Türkiye açısından son derece olumlu sonuçlarının olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Kardeşliğimiz pekişecek, akan gözyaşlarının dinmesi, akan kanın durması açısından olumlu sonuçları olacak. Huzurun, refahın, istikrarın daha da sağlamlaşması açısından bu sürecin olumlu sonuçları olacak ama tüm bunlarla birlikte bu sürecin ekonomik yansımaları da olacak. Hem bölge hem de ülkemizin geneli için ben inanıyorum ki yeni bir kalkınma atılımı başlayacak. Burada kaybettiklerimiz, terör sebebiyle kaybettiklerimiz çok açık ve net ortadadır.''
"Avrupalı liderler bu işe duyarsız"
Başbakan Erdoğan, terör örgütünün, Türkiye'nin milli birlik sürecini yaralamak, baltalamak, sarf ettikleri sözlerle ve yaptıklarıyla bunları engellemek isteyenlerin bu piyasadan artık çıkar sağlayamayacaklarını gördüklerini söyledi. ABD'nin, üç terörist başının, uyuşturucu olaylarının içerisinde olduklarını tespit ederek, Amerika'daki mal varlıklarını dondurduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bakın bunlar önemli gelişmeler ama ben size şunu da söyleyeyim: Avrupa'da bunun çok daha fazlası var. Avrupalı liderlere bunu defaatle söylememize rağmen, Avrupalı liderler hala bu işe duyarsız. Çok daha fazlası var. Hem teröre karşı olduklarını söylerler, 'teröre karşı ortak mücadele' derler, terör örgütü olarak da ilan ederler, ilan etmelerine rağmen de bu işin üzerine, söylememize rağmen, isim vermemize, belge vermemize rağmen gitmezler. Hatta kırmızı bültenle arananları bile kendi ülkelerinde barındırırlar. Bu kadar açık söylüyorum: Ülkemden kaçıp gidenleri de barındırırlar, onlara ikamet de verirler. Nerede kaldı demokrasinin, gerçekten özgürlüklerden yana olma anlayışı?
Biz bu noktada ülkesinde dışarı çıkma yasağı olduğu halde ülkesinde birçok yolsuzluklara ulaştığı için yargılanma süreci devam edenlerle ilgili verilmiş bu kararlar varken, bu karara rağmen kalkıp da eğer bir Avrupa ülkesi böyle bir şeye yol açıyorsa, bunu ne biz affederiz, ne tarih affeder. Kendileriyle bunları konuştuk, konuşmaya da devam ediyoruz ve konuşmaya da devam edeceğiz. Burada bir kez daha altını çiziyorum.''