Erdoğan Akhanlı beraat etti
Eminönü'de 1989 yılında soyulmak istenen döviz bürosu sahibinin öldürülmesiyle ilgili ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan yazar Erdoğan Akhanlı, delil yetersizliğinden beraat etti.
cumhuriyet.com.trİstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 8 Aralık 2010 tarihli duruşmada tahliye edildikten sonra gittiği Almanya'da yaşayan tutuksuz sanık Erdoğan Akhanlı'yı temsilen avukatları katıldı. Duruşmada esas hakkındaki görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, 15 Haziran 2011 tarihli mütalaasını tekrar ettiğini belirtti.
Savunması sorulan Akhanlı'nın avukatlarından Ercan Kanar, müvekkili açısından dosyadaki delillere bakıldığında takipsizlik kararı ya da dava açıldıktan sonra derhal beraat kararı verilmesi gereken hususların söz konusu olduğunu, iddianame ve daha sonra yazılan mütalaayı hukuk adına esefle karşıladığını ve iddianamede de mütalaada da sıkı yönetim öncesi dönemleri aratmayacak şekilde davranıldığını öne sürerek, ''Soruşturma aşamasında müvekkilim hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen dürüst ve adil yargılanma ilkesine uyulmamıştır'' dedi.
İddianame ve özellikle mütalaada müvekkili lehine olan dosyadaki delillerden ve beyanlardan bahsedilmediğini aktaran Kanar, mütalaanın Anayasa'nın 36 ve 38. maddelerine aykırı olduğunu, savcıların uyması gereken Budapeşte meslek ilkelerine de uygun hareket edilmediğini, soygun olayından sonra dosyadaki mağdurlara hukuka uygun şekilde yüzleştirme ve teşhis işlemi yapılmadığını ve yapılan uygulamanın 1992 öncesi ceza muhakemesi yasasına bile uygun olmadığını ileri sürdü. Tanık ve sanık anlatımları, dosyadaki çelişkilerin dikkate alınmadığını savunan Kanar, müvekkili Akhanlı'nın beraatine hükmedilmesini istedi.
Karar
Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Erdoğan Akhanlı hakkında ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'' suçundan dolayı 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146/1. maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle kamu davası açıldığını hatırlatarak, Akhanlı'nın atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı vicdani kanaat oluşturur deliller elde edilemediğinin anlaşıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle Erdoğan Akhanlı'nın beraatini kararlaştırdı.
Türkiye'ye geldikten sonra tutuklanmıştı
İstanbul Askeri Cezaevinde 1985-1987 yıllarında yatan Akhanlı, 1992 yılında Almanya'ya yerleşti. ''Kayıp Denizler'', ''Denizi Beklerken'', ''Gelincik Tarlası'' ve ''Kıyamet Günü Yargıçları'' adlı kitapları bulunan Akhanlı, 2001'de Alman vatandaşlığına geçti. Artvin'de rahatsızlanan babasını görebilmek için 10 Ağustos 2010 tarihinde Almanya'dan Türkiye'ye dönüş yapan Akhanlı, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki pasaport kontrolü sırasında gözaltına alındı ve tutuklanarak Tekirdağ Cezaevi'ne konuldu. Akhanlı, 8 Aralık 2010 tarihinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davasının ilk duruşmasında, mevcut delil durumu ve suç vasfının değişme ihtimali göz önüne alınarak tahliye edildi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 15 Haziran 2011 tarihli 3. duruşmasında esas hakkında görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, ''Sanık Akhanlı'nın maktul İbrahim Yaşar Tutum'un öldürüldüğü olaya katıldığı, vahim nitelikli yağmaya teşebbüs ve adam öldürme eylemlerinin anayasal düzeni değiştirme amacına yönelik örgütsel disiplin ve hiyerarşi içinde verilen talimatla gerçekleştirildiği anlaşılmıştır'' ifadesini kullanarak, Akhanlı'nın eski TCK'ya göre, ''Türkiye Cumhuriyeti anayasal düzenini silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etmişti.