Erdoğan açıkladı: "Önümüzdeki yıl uzaya fırlatmayı planlıyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "TÜRKSAT 6A uydumuzu ürettik, test aşamasına gelen bu uydumuzu önümüzdeki yıl uzaya fırlatmayı planlıyoruz" açıklamasında bulundu.

İHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "TÜRKSAT 6A uydumuzu ürettik, test aşamasına gelen bu uydumuzu önümüzdeki yıl uzaya fırlatmayı planlıyoruz" açıklamasında bulundu.

TÜRKSAT Genel Müdürlüğünde düzenlenen, TÜRKSAT 5A Uydusu Hizmete Alma Törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uydunun Ocak ayında Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldığını ve Mayıs ayının ilk günlerinde yörüngeye ulaşan uydunun uzun bir test ve hazırlık çalışmalarının ardından artık servis sağlamaya hazır hale geldiğini belirtti.

Manevra ömrü 35 yıl olarak hesaplanan TÜRKSAT 5A ile hem uydu iletişim kapasitesinin artırıldığını hem mevcut uyduların yedeklendiğini hem de yörünge haklarının garanti altına alındığını kaydeden Erdoğan, TÜRKSAT 5A’nın Türkiye ile birlikte Avrupa, Akdeniz, Ege, Karadeniz, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Batı Afrika, Güney Afrika bölgelerini kapsayan geniş bir coğrafyaya hizmet vereceğini kaydetti.

Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

“İnsanlık tarihindeki her çağ değişimi gibi bu süreç de dünyada siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel güç dengelerinin yeniden oluşmasına yol açacaktır. Toprağı ekmek ve makineyi kullanmak nasıl insanlık tarihinde büyük kırılmamalara sebep olduysa dijital çağ da benzer sonuçlar doğuracaktır. Yeni çağın en önemli özelliği soyut üretim dediğimiz bilginin üretimi ve ortaya böylece çıkan verinin kontrolü üzerine kurulu olmasıdır. İnsan artık sadece kendi adına iş yapan değil, kendi adına düşünen sistemlere yönelmiş durumdadır. Hayatın her alanında kılcal damarlara kadar uzanan bu dijital üretim ve yönetim süreci yapay zeka ile birlikte çok daha farklı bir evreye ulaşmıştır. Bu değişim devlet yönetiminden toplumsal yapıya kadar her alanda kendini hissettirmektedir. Demokrasi dediğimiz olgu bir meydanda toplanan insanların şehrin sorunlarını tartışması ve karara bağlamasıyla ortaya çıkmıştır. Sonra bu yöntem ülkede yaşayan belirli bir yaşın üstündeki insanların tamamının seçimler yoluyla içinde yer aldığı temsili demokrasiye dönüştü. Bugün ise dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca insan dijital alt yapı ve iletişim imkanları sayesinde anında bir araya gelebiliyor, tartışabiliyor, ortak tavır geliştirebiliyor. Üstelik bu son değişim birkaç nesil gibi çok kısa bir zaman aralığında yaşandı. Kendi kuşağımızın çocukluğunu, gençliğini, o dönemlerde hayatı nasıl yaşadığımızı düşünüyoruz, sonra bir de torunlarımıza, yeni nesillere bakıyoruz. Sadece 3 nesil arasındaki fark bizim kendimizden önceki onlarca nesille olan farkla mukayese edilmeyecek kadar fazladır, belirgindir, açıktır. Kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınının elektronik devlet sistemi içinde yürütülebildiği bir dönemde yaşıyoruz. Halbuki bizim gençliğimizde, bugün cep telefonu veya bilgisayar ekranı üzerinde birkaç tuşa basarak gerçekleştirdiğimiz işlerin her biri için saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca, yıllarca uğraşmak gerekiyordu. İnsanların birbirleri ile iletişimi, buluşması, görüşmesi, konuşması için ya belli imkanlara ya da belli programlara ihtiyaç vardı. Bugün cep telefonu ve üzerindeki uygulamalarla saniyeler içinde dünyanın her köşesindeki insanlarla iletişime geçmek mümkündür.”