Erdoğan: ABD'li yetkililerin davranışları süreci bu noktaya itti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na katılmak için ABD'ye yapacağı ziyaret öncesinde Atatürk Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu. ÖSO'nun ABD'li askerleri kovması hakkında sorulan bir soru üzerine Erdoğan, "Özel kuvvetler ÖSO tarafından istenmedi. ÖSO'ya yönelik ABD'li yetkililerin davranışları süreci bu yöne itti" diye konuştu.

DHA

Birleşmiş Milletler (BM) 71. Genel Kurulu’na katılmak için ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hareketinden önce yaptığı açıklamada  "Münbiç denilen yer Araplara ait, PYD'ye ait gibi göstermek istiyorlar" dedi. Erdoğan, "Bundan sonra dünyanın hiçbir ülkesi, hiçbir bölgesi FETÖ ve militanları için güvenli bir sığınak değildir ve olmayacaktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığına ait TC-TUR adlı uçakla bugün saat 10.30’da İstanbul’dan New York’a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde yaptığı basın toplantısında BM Genel Kurulunda yapacağı konuşmanın hem 15 Temmuz darbe teşebbüsünü hem de 241 şehidin kanını döken FETÖ’nün dünya kamuoyuna doğru biçimde anlatılmasına vesile olacağını belirterek, “ Biz her platformda FETÖ ve elebaşının karanlık yüzünü deşifre etmeye, bu terör örgütünün Türkiye ve diğer ülkeler için oluşturduğu tehdidi dile getirmeye, dostlarımızı da uyarmaya devam edeceğiz. Her tarafta örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

HALA IŞİD DİYENLER VAR

“Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Dünyamızı Değiştirmek için Evrensel Hamle" temasıyla gerçekleşecek Genel Kurul genel görüşmelerinin resmi açılışının yapılacağı 20 Eylül Salı günü bir konuşma yapacak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısında Suriye sınırında yaşananlar için sorulan bir soruyu şöyle cevapladı:

“ Başından beri, bizim kesinlikle Suriye’nin kuzeyinde bir PYD, yanında YPG gibi bir bütünlük içersinde bir terör koridoru oluşmasına müsaade etmeyeceğimizi hep söyledik. Devlet ifadesini kullanmayı zül telakki ediyorum. Bazı basın mensupları, basın yayın organları hala IŞİD diyor. Bunu kullanıyorlar. Bu ismi kullanmak suretiyle İslam’a saygısızlık ettiklerinin hala farkında değiller. İslam’da terör yoktur. Burada bizi dinleyin. Biz sizinle NATO ile beraberiz. Bizim stratejik ortağımız var. Burada el ele verelim, buradaki pisliği temizleyelim. Ne oldu? Cerablus halloldu. Cerablus halkı şimdi dört dörtlük sevinç içinde evlerine dönüyor mu? Dönüyor. Biz de Kızılayımızla, AFAD’ımızla oraya her türlü yardımı gönderiyoruz.”

"YAKINDA ÖĞRENME FIRSATI BULACAĞIM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir basın mensubunun "Amerikan jetleri Suriye'de Esed askerlerini vurdu. Rusya da BM Güvenlik Konseyi'nin acilen toplanmasını istedi. Bu yeni gerginlik Fırat Kalkanı Harekatı'nı etkiler mi? Geçtiğimiz günlerde Amerikan askerleri ÖSO grupları tarafından sahadan uzaklaştırılmıştı. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine şu cevabı verdi:

“Bu konuyla ilgili Amerikalı yetkililerin açıklamasının "bir yanlış tespit, yanlışlık oldu istikametinde. bunun daha ilerisini belki bu seyahatimde Amerikalı yetkililerle yapacağım görüşmelerde, "Hayırdır, nedir, nasıl oldu?" diye sorarak, kendilerinden bunun gerçeğini orada daha yakından öğrenme fırsatını bulacağım.”

"ABD'Lİ YETKİLİLERİN DAVRANIŞLARI SÜRECİ BU NOKTAYA İTTİ"

ABD'nin özel kuvvetlerinin, Özgür Suriye Ordusu tarafından istenmediğini belirten Cumhurbaşkanı, "Çünkü, Özgür Suriye Ordusu'na yönelik de maalesef burada Amerikalı yetkililerin davranışları süreci bu noktaya doğru itti. Fakat orada bizim yetkililerimiz, bizim özel kuvvetler mensuplarımız, Amerikalı özel kuvvetlerin oradaki yetkililerini, 27 veya 30 kadardı, onları almak suretiyle oradan çıkardılar ve böylece hiç olmazsa Suriye ile işi bitirmiş oldular" diye konuştu.

"TERÖR KORİDORUNA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye sınırında terör koridoruna hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerini belirterek Tel Abyad’a ABD bayraklarının asılması konusunda sorulan bir soruyu ise şöyle cevapladı:
“Maalesef, başından beri biliyorsunuz, bizim kesinlikle Suriye'nin kuzeyinde bir PYD, yanında YPG gibi bir bütünlük içerisinde bir terör koridoru oluşmasına müsaade etmeyeceğimizi hep söyledik. Bir defa IŞİD diye bir terör örgütünü biz kabul etmiyoruz. Biz adına DAEŞ dedik. Bunun adı budur. Bunu dünya kabul etti, bizdeki bazıları nedense bunda hala direniyor. İslam ile terörü veya bir terör örgütünü bir arada kullanmak mümkün değil. Bizim dinimiz, bir defa terörü reddediyor. Bir barış dini olan bizim dinimize kimse böyle bir yakıştırmayı yapamaz."

Tel Abyad bölgesinin aslında Arapların yerleşim alanı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bu yerleşim bölgesini ne yaptılar? Çeşitli operasyonlarla önce DAEŞ ile başlamak üzere, DAEŞ buradaki elde ettiği yeri, kendisinden sonra PYD, YPG bunlara bıraktı. Bu tabii bir ilk değil. Bu ta Haseke'den itibaren gelen bir süreç. En doğudan başladılar, bu şekilde geldiler. Hedef neydi? Hedef, Afrin ile bütünleşmek suretiyle Akdeniz'e açılmak. Biz ne için sabır, sabır, sabır, hep sabrettik de en sonunda Gaziantep olayından sonra patladık? 'Artık yetti' dedik. Bunu bütün dostlarımıza söyledik. Bunu Amerika'ya, Rusya'ya söyledik. Batılı dostlara, koalisyon güçlerinin tamamına söyledik. "dedi.

"YPG KESİNLİKLE OLMAYACAK"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Münbiç olayları için için ise şunları söyledi:
“Münbiç operasyonunda "kesinlikle PYD, YPG olmayacak" dedik, Çünkü bölgenin yüzde 95'i itibarıyla Araplara ait.Yüzde 95'i itibarıyla Araplara ait olduğu halde bunlar tuttular Münbiç'i sanki PYD ve YPG'ye ait olan bir yermiş gibi göstermek suretiyle oradan gir, ondan sonra kuzeye doğru çık, dedik 'Olmaz, yanlış yapıyorsunuz.', 'Gelin bu işi kuzeyden güneye doğru yapalım. Yine beraber yapalım. Türkiye olarak biz de üzerimize düşeni yapalım.' Dediler ki 'O 3 ay, 4 ay sürer.' Ne oldu? 15, 20 günde iş bitti. 'Haklıymışsınız.' Şimdi öyle diyorlar ama işte haklı olmak bir şey getirmiyor ki" dedi.

"NATO'YLA STRATEJİK ORTAKLIĞIMIZ VAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgeyi bilenin, tanıyanın, buradaki insanların ruhunu okuyanın Türkiye olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada bizi dinleyin ya. Biz sizinle NATO'da beraberiz. Bizim stratejik ortaklığımız var. Burada el ele verelim, buradaki bu pisliği temizleyelim. Ne oldu? Cerablus halloldu. Cerablus halkı şimdi dört dörtlük sevinç içinde dönüyor mu? Dönüyor. Biz de Kızılayımızla, AFAD'ımızla oraya her türlü yardımı gönderiyoruz. Aynı şekilde Rai. Orası da temizlendi. Şimdi Bab'a doğru iniyoruz ama 'Oraya kadar niye iniyorsunuz?' Şimdi soru bu. Ya ineceğiz. Bizim buraları bize tehdit unsuru olmaktan çıkarmamız gerekiyor. Bunu biz daha önce görüştük. Dedik ki '90-95 kilometrelik enlemde, 40-45 kilometre boylamda biz bu bölgeyi güvenli bölge olarak ilan edelim.' Ben bunu sayın Başkan Obama ile bizim Antalya G20'de çok detaylı görüştüm. Kendisiyle bunları konuştum ve aynı şeyleri o da kabul etti ama uygulamaya gelince maalesef bunu yapamadık. Ben bunu sayın Putin ile de görüştüm. Dedim 'Burada bir güvenli bölge, konuştuğumuz gibi 'eğit-donat'. 'Eğit-donat'ın dışında uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge... Üç şart. Uygulamaya gelince kimse ortada yok."

MÜLTECİ SORUNU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurulda mülteci sorunun da görüşüleceğini belirtti ve krizin küresel bir önem kazandığını belirterek, şunları söyledi:

“ BM zirvesinde çalışma iznine sahip mültecilerin sayısı ile okula giden mülteci çocuk miktarını birer milyona çıkarmak gibi hedefler üzerinde durulacak. Türkiye şu anda dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke, Sorunun çözümü için yıllardır dile getirdiğimiz güvenli bölge ve terörden arındırılmış bölge ihtiyacını bir kez daha ifade edeceğim."

Erdoğan, ziyaretinde kendisine Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve milletvekillerinin eşlik ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaretleri sırasında, ABD'li yatırım ve iş çevreleriyle, kanaat önderleriyle, ABD'deki Türk ve Müslüman toplumu temsilcileriyle de biraraya gelecek ve medya kuruluşları temsilcileriyle röportajlar gerçekleştireceğini söyledi.