Engelliler ve erişebilirlik

Bir 3 Aralık Dünya Engelliler (özürlüler ya da sakatlar?) Günü’nü daha ülkemizde onlar için engelleri kaldıramadığımız bir ortamda kutladık. Engellilere sürdürülebilir yaşam kavramı ışığında bakıldığında en önemli konu erişilebilirlik (kimi zaman eş anlamlı olarak kullanılabilen erişim ya da ulaşılabilirlik) kavramları olmaktadır.

Melih Baş/Cumhuriyet

Erişilebilirliğin tanımı

Engellilerin fiziksel, iktisadi ve toplum-ekinsel (sosyo-kültürel) çevre olanaklarına erişebilirlikleri ile temel hak ve özgürlüklerini tam olarak kullanabilmesi gerekliliği kuramsal olarak kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçektir. Erişilebilirlik, BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nde (BM-EHS) genel bir ilke olarak düzenlenmiştir. Beri yandan bu bir hak mıdır, devletlerin bir yükümlülüğü müdür; hangi içerik ve kapsamda değerlendirilecektir; kuralsal sınırları nasıl çizilecektir; evrensel ya da bölgesel standartların somut uygulanma durumları nasıl olacaktır gibi sorular üzerinde tartışma ve çalışmalar süregitmektedir.

 BM-EHS’nin erişebilirliğe ilişkin özel hükmünde (9.md.) engellilerin kamusal alanda verilen her türlü hizmetten yararlanabilmeleri için devletlerin alacakları gerekli önlemler sıralanmış, engellilerin bina ve kurumlar ile bilgiye kolayca erişebilmelerinin sağlanması ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra diğer hükümlerde de bu hak / yükümlülük yer almıştır, örneğin eğitim olanaklarından adli hizmetlere erişime dek.

Türkiye’de engellilerle ilgili 5378 sayılı Özürlüler Yasası başta olmak üzere yasal düzenlemelere bakıldığında fiziksel erişebilirlik diğer alanlardaki erişebilirliklere (örnekse bilgiye erişebilirlik) göre daha fazla önem kazanmaktadır. Özürlüler Yasası’nda her ne hikmetse yollama yapılmayan TSE’nin erişilebilirlikle ilgili standartları (TS 12576-Şehir içi yollar vd.) imar hukukunda yer alıyor.

Erişebilirliğe bütünsel sürdürülebilirlik açısından bakış;

a) İktisadi boyut

Acaba iktisadi açıdan bakıldığında bunun adını nasıl koyabiliriz? Belki şöyle; yatırım projelerinde sosyal-çevresel etki değerlendirme. Ulaştırma kesiminde (sektöründe) yaptığımız yol, araç vb. yatırım projelerinden tutun da tüm iktisadi kesimlerde yapılacak yatırım projelerine dek, örnekse son zamanların en janti ve de rantî kesimi inşaat yatırımları.

Her iktisadi gerçek yatırımın yatırım evresinde düzgünce hazırlanan (ülkemizde çok su götürür) yapılabilirlik raporunun iktisadi-teknik-mali bölümleri gibi bir de sosyal-çevresel etki değerlendirme bölümü olması gerekir. Sanki ‘ÇED raporları hazırlanıyor da ne oluyor ki?’ dediğinizi duyar gibiyim. Biz yine de olması gereken doğruları savunmayı sürdürmeliyiz. İşte bu bölümde engellilerin hakları da ilgili hukuk ve TSE standartları bağlamında gündeme sokulmalı; adını da koyalım tasarım aşamasında iken.

b) Toplumsal boyut

Sosyo-kültürel olarak konuya baktığımızda ayrımcılık ve erişebilirlik ilişkisi gündeme geliyor. Oysaki engellilere yaklaşımda kullanılan üç modelden ( (a)tıbbi, (b)sosyal,(c) biyo-psiko-sosyal model) en kapsayıcı olan üçüncüsü ile konuya yaklaşırsak, kaynaştırıcı bir çizgi izlememiz gerekir. Somutta, trafiği engelliler için kullanılamaz durumda tasarlamak veya kullanım sırasında o duruma getirmek örneğini anımsatmak yeterli olacaktır.

c) Çevresel boyut

Fiziksel erişim, bilgiye erişim vd. erişimler için kullanılması gereken standart ve kılavuzların uygulamaya geçirilmesi yaşamsal önemde iken, yerel yönetimlere ve kamu birimlerine bu sorunu çözmeleri için tanınan süreler tekrar tekrar uzatılmaktadır. Aslında erişilebilirlik yalnızca engellileri değil, yaşlıları ve hastaları da ilgilendirmektedir. Bu bağlamda çevre tasarımı engelliler için ayrı tasarımlara açılım yerine kaynaştırıcı biçimde herkes için tasarım kavramına doğru evrilmiştir.

Sonsöz yerine bir öneri:

Bir engelli(leştirilemeyen)den bir müzik ziyafeti için aşağıdaki örütbağdan karavana erişebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=zWmz5-NoFzk.