Enerji arzının yüzde 70'i yenilenebilir olabilir

WWF-Türkiye'nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji ilişkisi kapsamında yenilenebilir enerji teknolojilerinin ele alındığı ''Yine Yeni Yeniden Yenilenebilir Enerji'' adıyla kitapçık hazırladığı bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, yazılı açıklamasında, fosil yakıtlar söz konusu olduğunda herkesin birer bağımlı olduğunu belirtti. Bu bağımlılığın, tüm dünyanın en önemli sorunları arasında bulunduğuna dikkati çeken Baştak, ''Son yüzyılın enerji altyapılarına baktığımızda büyük bir kısmının, kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıt temelli olduğunu görüyoruz. Biliyoruz ki doğru teknolojileri uyguladığımızda küresel enerji arzının yüzde 70'ini, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayabiliriz'' dedi.
 

'Türkiye'de yenilenebilir enerjinin payı yüzde 17'

Kitapçıkta verilen bilgiye göre, yenilenebilir enerji teknolojileri arasında güneş paneli, rüzgar enerjisi, biyoenerji, küçük ölçekli hidroelektrik santrali, güneş pişiricisi, fotovoltaik ve rüzgar hibrit sistemi, güneş ısıtma sistemi ve jeotermal ısı pompası yer alıyor. Başlıca yenilenebilir enerji kaynakları hidrolik enerji, biyokütle, rüzgar, biyogaz, jeotermik ve güneş enerjisi olan Türkiye'de, 2008 yılı itibariyle toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı yaklaşık yüzde 17, fosil yakıt olan doğalgazın payı ise yaklaşık yüzde 48. Kitapçıkta, Türkiye'de 2020 yılında elektrik üretiminin yüzde 8 artacağı öngörüsü dikkate alındığında, söz konusu büyümenin dış kaynaklardan karşılanmasının ekonomik yükü daha da artıracağına işaret ediliyor.
 

'Enerji altyapısına 30 yılda 16 trilyon dolar'

Yenilenebilir enerjiye geçişin sadece teknolojik değişimle olamayacağının belirtildiği kitapçıkta, hükümetlerin ve özel sektörün birbirini tamamlayan süreçleri bir arada ele alması ve şu gerçekleri göz önünde bulundurarak karar vermesinin gerekli olduğu ifade ediliyor: ''Dünyanın enerji altyapı ihtiyaçları için 2001-2030 yılları arasında 16 trilyon dolar yatırım yapılması öngörülüyor. Bu yatırımın, temiz ve verimli enerjiye geçiş için kullanılması gereklidir. Hükümetler, somut ve yönetilebilir yasal düzenlemeler geliştirmelidir. Hükümetler, 150 milyar dolarlık yıllık fosil yakıt sübvansiyonunu verimli ve temiz sistemlere yönlendirmelidir. Enerji üretim kaynakları çeşitlendirilmeli, enerji arzı büyük santrallerin yanı sıra küçük ölçekli üreticilerle dengelenmelidir. Yeni şebeke sistemleri, mümkün olan en yüksek verimlilik seviyesine getirilmelidir. Özel sektör ve kamu kurumları, enerji verimliliği ve yerinde temiz enerji üretimi potansiyelini değerlendirmelidir. Ulaşım sektörü, verimliliği artırmanın yanı sıra temiz kaynaklardan elde edilen yakıtları kullanmalıdır.''

Küresel sıcaklık ortalamasının ''Sanayi Devrimi'' öncesi düzeyinin 2 derece üzerinde yükselmesi engellenemezse yeryüzü doğal sistemlerinin geri döndürülemez bir yıkım yaşayabileceğine işaret edilen kitapçıkta, sıcaklık artışlarının 2 derecenin altında kalmasının, küresel ölçekte sera gazı emisyonlarının 2050 yılına kadar yüzde 80 düşürülmesiyle mümkün olduğu ifade ediliyor.