En yakıcı gerçek: İşsizlik/ 3
Geçen yıl kasım-aralık ayında çalıştığı fabrikadan çıkarılan işçi Sezai Kesikbaş'ın 3 yaşındaki kızı Berra, alerjik bronşit. Aile küçük kızlarının tedavisini yaptıramıyor.
cumhuriyet.com.trTürkiye’nin en büyük sanayi kentlerinden biri olan Kocaeli’de, krizin etkilerini her yerde görmek mümkün. İşten çıkarılan işçilerin büyük bölümü ise direnişlerini ve hukuk mücadelesini sürdürüyor.
Kartepe İlçesi Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Tezcan Galvaniz’de de geçen yıl kasım-aralık döneminde toplam 121 işçi işten çıkarıldı. İşçilerden 83’ü bir yandan hukuki yollara başvururken diğer yandan fabrikada direniş başlattı. Günlerce mücadelelerini sürdüren işçilere birçok sendika da destek verdi ama işveren geri adım atmadı. Ancak krizin faturası sadece işçilere değil, bu işçilerden biri olan Sezai Kesikbaş’ın 3 yaşındaki alerjik bronşit olan kızı Berra’ya da ödetildi.
5 yıl önce hükümlü kontenjanından işe başlayan Kesikbaş, sendikalı olduktan sonra işten çıkarılan 121 işçiden biri oldu. Fabrikada kendisine verilen her işi yaptığını anlatan Kesikbaş, şöyle konuştu: “İşten çıkartıldığım zaman gidip tüm üstlerime ‘Beni neden çıkarttınız’ diye sordum. Çünkü çıkartılmam için ortada hiçbir neden yoktu. 250 TL kira veriyorum ve ayda 670 TL maaş alıyorum. Oturduğum evde çok rutubet var. Çatısı yok. Ama burada yaşamaya mecburum. Kızımın sağlığı için burada yaşamanın doğru olmadığını biliyorum ama yapacak bir şeyim yok.”
İşini geri isteyen Kesikbaş, 3 yaşındaki Berra Nur ve 7 yaşındaki Zehra Nur adındakı kızları için mücadele ettiğini belirterek, “Kızımın tedavisi çok önemli. Eğer iş bulamazsam ayda 83 lira olan ilaç parasını ve tedavisini karşılayacak gücüm kalmayacak” dedi. Yeniden işe dönmek için gerekirse ailesiyle birlikte fabrika önünde yatacağını ifade eden Kesikbaş, “Haklarım için, daha iyi koşullarda çalışmak için, işyerimizde iş barışını ve kalitesini arttırmak için sendikalı olduk. İşveren bunu neden işten çıkartma gerekçesi yapıyor anlamıyorum. Aksine işlerin daha iyi ve kaliteli olması için sendikayı istemesi gerekiyordu. Ben asla bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim” diye konuştu.
Üniversite mezunu da umutsuz
İstanbul Haber Servisi - Hükümetin özelleştirme politikaları, taşeronlaşma, istihdam daralması gibi sorunlara küresel ekonomik krizin de eklenmesiyle “beyaz yakalılar” da işsizlikten payına düşeni aldı. Özel sektörün kriz bahanesiyle daralmaya gitmesi nedeniyle bir anda işsiz kalan binlerce kalifiye eleman, yeni mezunlarla birlikte iş arıyor. Yeni mezun olmuş meslek sahibi gençlerin en büyük sorunu iş ararken “deneyim” istenmesi. İş bulabilen deneyimli beyaz yakalılar ise düşük ücretlere ve esnek çalışma saatleri koşullarına mahkûm ediliyor.
Televizyonun renkli dünyasının görünmeyen karanlık tarafında çok ağır koşullarda çalışırken işsiz kalan Nazife Yanık (29), Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu. İstanbul’a 2002 yılında geldi ve bazı televizyon kanallarında staj yaptıktan sonra bir yapım şirketinde iş buldu. Kurgu alanında uzmanlaştı. Birçok ünlü televizyon dizisinin kurgusunu yaptı. 2 yıl önce işsiz kalan Yanık, çalıştığı şirketten parasını alamadığı için de mahkemeye başvurdu. Birçok kişinin mağdur edildiği yerde davasına tanıklık yapacak kimseyi bulamadığını söyleyen Yanık, “Bir daha işe alınmamaktan korkuyorlar. Hepimiz aynı sektörün içerisindeyiz” diyor. Yanık, çalıştığı sürede de emeğinin karşılığını alamadığını dile getiriyor: “Gece gündüz, günlerce uyumadan bilgisayar ekranına bakıyorsunuz. Haftada bir gün bile izin yok. Montajını yaptığımız bölüm yayımlandıktan sonra paramızı alabiliyoruz. Kanal para vermezse de aylarca para almadan çalıştırıyorlar. Çalıştığımız bölüm hiç yayımlanmazsa biz de hiç para alamıyoruz. Bu şartlarda çalışmak çok zor olduğu için kurgu yapmayı bıraktım.”
Yanık, kurgu yapmayı bırakıp post production (yapım sonrası) alanında şansını denemeye karar verdi. Bu kez de ekonomik kriz bahanesi çıktı karşısına. Yapım şirketlerinin özellikle son iki yıldır yeni işçi almaya yanaşmadıklarını anlatan Yanık, “Yeni birini işe alsalar da sigorta yapmıyorlar. İşyerinde kaza bile geçirsen başının çaresine bakmak zorundasın. Düzenli para ödemedikleri için doktora bile gidemiyoruz. Ekonomik krizi bahane ediyorlar” diyor. Yanık uzun süre bilgisayar başında oturmanın sonucu olarak sağlık sorunları yaşamaya başladığını da anlatıyor.
İşsiz öğretmen klasiği
Formasyonu olmadığı için atanamayan, formasyonu olduğu halde KPSS nedeniyle atanamayan yaklaşık 200 bin işsiz öğretmen bulunuyor. Bu öğretmenlerden biri de Esin Eskicioğlu. Erciyes Üniversitesi Spor Öğretmenliği Bölümü’nü 2003 yılında bitiren Eskicioğlu, aradan geçen 7 yıl boyunca KPSS’de aldığı puanlar nedeniyle atanmadı. Mezun olduktan sonra mesleği ile ilgili bir iş bulamadığı için 2 yıl başka sektörlerde çalıştıktan sonra 2006 yılında ücretli öğretmenlik yapmaya başlayan Eskicioğlu 2010 yılına ise işsiz girdi. Ücretli öğretmenliğin koşullarının çok ağır olduğunu dile getiren Eskicioğlu, “Kadrolu öğretmenle aynı işi yapıyoruz ama onların ders başına aldığı ücretin üçte birini alıyoruz. Elime geçen para ayda 650 TL civarında oluyordu” diyor. İBB’ye bağlı Spor AŞ’de son bir yıldır spor eğitmenliği yapan Eskicioğlu, 1 Ocak 2010’da İstanbul’daki 130 spor salonunun Milli Eğitim’e devredilmesiyle de işsiz kaldı. Eskicioğlu, branşında açık olmasına karşın “kişisel ilişkilerin” devreye girmesi nedeniyle ücretli öğretmenlik işi de bulamadığını belirterek, “Yeni yıla işsiz girdim. O günden beri sayamayacağım kadar çok iş başvurusu yaptım. Hiçbir geri dönüş olmadı. Şimdi ailemden aldığım para ile KPSS hazırlık kursuna gitmeye başladım” diye konuşuyor. Ailesinin ekonomik durumunun da çok iyi olmadığını, ancak yaza kadar kendisine yardım edebileceklerini söyleyen Eskicioğlu, KPSS’yi kazanıp atanmaz ya da başka bir iş bulamazsa ailesinin yanına geri dönecek.
Hikayeleri birbirine benziyor
• Taylan Özgür Aydoğan (29) : Uludağ Üniversitesi Resim Öğretmenliği mezunuyum. 2002 yılında şaşırtıcı bir şekilde yeni ve totodan çıkan iktidarın eğitim politikaları eğitimi zedeleyici bir siyasi tavırla biz öğretmenlerin ve yükseköğretimin mezunlarının karşısına beklenmedik bir engel olarak “KPSS duvarı” yükseltildi. Bu engeli aşmakta zorlandıkça anketörlükten tutun pazarlamacılığa kadar başka başka bir sürü işte çalıştım. Çoğu yerde uyduğumuz şartların da altına indirilmiş çalışma ortamları gördüm.
• Ceren Kaya (23) : Gazi Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Birçok özel okula ve dershaneye iş başvurusunda bulundum. Birçoğundan ya cevap gelmedi ya da çok düşük ücretliydi. Atama bekliyorum şu an, yine olmazsa düşük ücretle bile olsa derhanede çalışacağım. Ama hak ettiğimiz bu değil...
• Nazan Demirdağ (22) : İstanbul Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Bilgisayar Programcılığı Ön Lisans Programı mezunuyum, 2 yıldır işsizim. Sadece bu yıl 8 yere iş başvurusu yaptım, benden deneyim istediler ve gördüğüm dersleri sordular. İş için gittiğim yerlerde form doldurmakla yetindim. İşverenden biz sizi ararız cevabını aldım. İş bulma umudum yok.
• Tekin Yurtseven (26) : Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü bitirdim. Okuduğum alanla ilgili iş bulmak için Avusturalya’ya dil eğitimi için gittim. Diksiyon kursundan sertifika aldım, ileri seviyede İngilizcem var ve 3 yıllık deneyim sahibiyim ama yine de işsizim. En son çare araya akrabaları sokarak iş bulmaya çalıştım. İş başvurusu yaptığım yerlerde yazılı ve sözlü mülakatlardan geçtim. Sigortasız çalışma teklifini dahi kabul ettim. Okurken işsiz kalma durumuyla karşılaşmamak için staj da yaptım. Üniversite okumamın nedeni insan onuruna yakışır, rahat bir iş bulmaktı. Bu kadar emek verdim, iş bulma mücadelesine devam edeceğim.
• Yasin Uzun (25) : Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunuyum. 1 yıldır iş arıyorum. Özel sektörde herkes iş tecrübesi istiyor. Hiçbir yerde çalışmadan tecrübe nasıl kazanılacaksa... İş başvurusu için gittiğim her yerde “biz sizi ararız” taktiği uygulanıyor. Şu an Türkiye’de iş bulma ümidim kalmadı. Yurtdışında çalışmak için başvurular yapıyorum. Eğer yurtdışına çıkamazsam KPSS’ye gireceğim. KPSS sınavındaki puanlar çok yüksek ancak 90 puan alırsam istediğim yere yerleşme imkânım var. Bu puanı alabileceğimi sanmıyorum. Polis olmayı hiç istemesem de KPSS’den 70 puan alırsam polis olmak için başvuru yapacağım.