"En kötüyü gördük" demek için erken
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla 'kriz bizi teğet geçecek' söylemine rağmen, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ekonomide olumsuz büyüme rakamları çıkabileceğini bu duruma hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, NTV'de katıldığı programda, dünyanın modern ekonomi tarihinin gördüğü en derin krizi yaşadığını, kapalı bir kaç ekonomi dışında her ülkenin krizden etkilendiğini söyledi.
Dünyadaki gidişin Türkiye'deki gidişi etkileyeceğine işaret eden Babacan, dünya ekonomisinin IMF tahminlerine göre eksi 1,3 büyüyeceğini, dünya genelindeki ticarette de yüzde 11'lik bir daralmanın öngörüldüğünü hatırlattı.
Bakan Babacan, Türkiye ile ilgili büyüme tahmininin sorulması üzerine de bu sene ve gelecek seneyle ilgili öngörülerini şu anda üzerinde çalıştıkları Orta Vadeli Programda açıklayacaklarını ifade etti.
Dünyada reel sektör kuruluşlarının ''normal faizle borçlanabilen kuruluşlar'' ve ''reytingi çok iyi olduğu halde çok yüksek faiz ödeyerek borçlanmak zorunda kalan kuruluşlar'' şeklinde ikiye ayrıldığını belirten Babacan, bu ikinci grubun ne olacağının bankacılık sektörünü yakından ilgilendirdiğini söyledi. Babacan, bankacılık sektörüyle ilgili olarak reel sektörden gelebilecek riskleri yakından takip ettiklerini bildirdi.
Türkiye'nin mal sattığı ülkelerin de ortalama büyüme oranının eksi 3,9 olacağının tahmin edildiğine dikkati çeken Babacan, bu durumun Türkiye'nin dış ticaretini etkileyeceğini vurguladı.
Babacan, bu çerçevede büyüme rakamında bir revizyon olup olmayacağının sorulmasına karşılık olarak, şunları söyledi:
''Orta Vadeli Programda bu rakamla ilgili bir revize gelebilir. Şu anki tahminler bu sene eksi 3,6'dan daha olumsuz bir büyümeyle karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor. Bu sene Katılım Öncesi Ekonomik program ile açıkladığımız eksi 3,6'dan bir miktar daha olumsuz bir büyüme rakamı çıkabilir ona hazırlıklı olmamız lazım.''
Babacan, bu yılın dünyada pek çok ülke için kaybedilen bir yıl olacağını ama önemli olanın bu yıldan sonra ne kadar hızlı toparlanılabileceğine ve hızlı toparlanma için neler yapılması gerektiğine odaklanmak olduğunu belirtti.
Sanayi üretimi
Sanayi üretimi rakamlarını da değerlendiren Babacan, sanayi üretimindeki kötüye gidişin yavaşladığını ifade etti.
Hem dünyada hem Türkiye'de düzelmeyle ilgili küçük küçük sinyaller görüldüğünü, ancak henüz (en kötüyü gördük bundan sonra her şey daha iyi olacak, bir düzelme trendine girdik) demek için erken olduğunu kaydeden Babacan, birkaç ay daha dünyayı ve Türkiye'yi izlemek gerekeceğini, hem dünyada alınan tedbirler hem Türkiye'de alınan tedbirlerle tablonun hızla iyiye gideceğini düşündüğünü söyledi.
IMF ile ilişkiler
Babacan, IMF ile görüşmelere ilişkin soruya yanıtlarken de telefonla ve yüz yüze görüşmelerin sürdüğünü, en son Rusya'daki Uluslararası Ekonomik Forum Toplantısında IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky ile kısa bir görüşme yaptıklarını kaydetti.
Şu andaki çalışmaların ağırlıklı olarak teknik nitelikteki olduğunu vurgulayan Babacan, teknik heyetin sürekli temas içinde olduğunu belirtti ve John Lipsky'nin 2 hafta içinde Ankara'ya geleceğini, kendisiyle o zaman uzun görüşmelerinin olacağını bildirdi. Babacan, ''IMF olsun ya da olmasın Türkiye için neler gerekiyor bunun için çalışıyoruz'' dedi. Babacan şöyle devam etti:
''Genel tabloya baktığımızda evet bu sene Türkiye eksi bir büyümeyle karşı karşıya kalacak ama gelecek sene de ciddi bir artı büyümeyi bekliyoruz. Hatta bir çok analiz ve tahmin gösteriyor ki bu sene ilk üç çeyrekte eksi büyüme çıkacak ama son çeyrekten itibaren artı büyüme rakamlarını tekrar yakalayacağız.
Enflasyon noktasında da işler gayet iyi gidiyor. Hedef 7,5 ama hedefin oldukça altında kapatacağız. Hem bu sene hem gelecek sene için beklentilerimiz oldukça olumlu. Yani hedefler içinde kalacağımız şu anda öngörülüyor. Enflasyonla mücadele uzun vadeli bir mücadele ve asla boşluk kabul etmeyecek bir mücadele. (nasılsa enflasyon konusunda rahatız artık) diye uzun vadede enflasyona zarar verecek politikaları asla uygulamayız.''
Cari açık
Babacan, bu senenin 10 milyar doların oldukça altında bir cari açıkla kapatılacağını, bu öngörünün cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardığını da kaydetti.
Bakan Babacan, dış finansman ihtiyacının azalmasına ilişkin çeşitli açıklamalar hatırlatılarak, ''hükümette IMF'siz de yapabiliriz'' şeklinde bir anlayışın giderek güçlenip güçlenmediğinin sorulmasına karşılık olarak da şunları söyledi:
''Bu seneki dış finansman ihtiyacının azalması ağırlıklı olarak cari açığın azalmasıyla orantılı. Hazinenin dış borçlanma ihtiyacına baktığınızda bu sene için tablo oldukça rahat görünüyor. Cari açıkta da düşme olunca Türkiye'nin genel anlamda dış borçlanmasıyla ilgili ihtiyaçlarında oldukça önemli miktarda azalma oluyor, ancak şunu da dikkate almak lazım ki bu sonucu kendi kendini dengeleyen faktörlerin devreye girmesiyle bu sene elde ediyoruz. Ancak büyümenin hızlandığı, temel ham madde fiyatlarının arttığı bir senaryoda dış finansman konusunda daha farklı bir tabloyla da karşı karşıya kalabiliriz. Bizim ilgili birimlerimize talimatımız; hem IMF'li hem IMF'siz hem dünyadaki farklı senaryolara karşı hem de bizim IMF ile ilgili alacağımız karara bağlı olarak her türlü senaryoyla ilgili hazırlıklarını yapmaları.
Bizim Türkiye olarak IMF olsun olmasın yapmamızın elzem olduğu işler var. Bu sene bütçemiz uzun yıllardan sonra ilk defa faiz dışı açık verecek. Faiz dışı açık Hazinenin özellikle piyasalardan borçlanma ihtiyacının yüksek olacağı gerçeğiyle bizi karşı karşıya bırakıyor. Bu sene bütçedeki faiz dışı fazladaki açığımızı kapatmak için hem bu sene hem gelecek sene yapmamız gereken işler var.''
Babacan, faiz dışı açık rakamının ne olacağına ilişkin de bu rakamın Orta Vadeli Programda açıklanacağını dile getirdi. Babacan, ''Bir miktar faiz dışı açık bu sene bütçede ortaya çıkacak. Bu kamu borç stokunda geçen sene sonuna göre bir miktar artışı da beraberinde getirecek. Yani bu senenin sonu geldiğinde Türkiye'nin borç yükü geçen seneye göre bir miktar daha fazla olacak'' dedi.
Türkiye'deki borç stoğu artışının diğer ülkelerle mukayese edildiğinde çok daha makul bir artış olacağını da ifade eden Babacan, 2010 sonunda Türkiye ekonomisiyle Avrupa'nın büyükleri ve ABD yan yana konulduğunda, bütçe açığı ve borç stoğu konusunda Türkiye'nin bu ülkelere göre ''çok çok daha iyi'' konumda olacağını, Türkiye'nin yatırım yapmak için çok daha tercih edilir bir hale geleceğini dile getirdi. Babacan, ''mutlaka adımlar atıp bu seneden itibaren faiz dışı açığımızı kapatıp faiz dışı artıya tekrar dönmemiz gerekiyor'' diye konuştu.