En eski üniversiteyi bir kadın kurdu bayım

..

Mustafa Kemal Erdemol / Bi Dünya İnsan

G20 Zirvesi için gittiği Japonya’da başka bir şey yokmuş gibi sadece kadın üniversitelerini görüp gündemimize sokan Recep Tayyip Erdoğan, kadınların erkeklerle bir arada olmaktan korkmadıklarını ne zaman kavrayacak doğrusu merak ediyorum. Kadınlar adına bir erkek olarak hangi hakla endişe duyduğunu da anlayamıyorum. Duyduğu endişelerin kaynağının erkekler olduğunu, dolayısıyla erkeklere yönelik “rehabilite” edici politikalar üretmek yerine kadınları erkeklerden ayırmakla meşgul bir zihni var Erdoğan’ın. İyi değil.

Tıptan müziğe her ders

Oysa İslam tarihinde eğitim sorununa kadın ya da erkek açısından bakmayan, toplumu eğitim kurumlarıyla buluşturmaktan başka amacı olmayan nice insan var. Bunların arasında en bilineni bir kadındır üstelik. Fatima bint Muhammed el Fahriya el Kureyşi (El Fihri), kadınların eğitim yapma şansı/fırsatı bulamadıkları 9. yüzyılda üniversite kuran bir kadın olarak tarihte saygın bir yere sahiptir. Kimse için sorun olmayan karma eğitimi, bundan ne zarar gördüyse, bitirmekten yana olan Erdoğan bu cesur kadını bilmeli. MS 859 yılında kurduğu, Fas’ın Fes kentindeki el-Fihri Medresesi halen el Karaviyyin Üniversitesi adıyla faaliyette. Dünyada bir kadın tarafından kurulan, ilk/tek üniversitedir bu.

Dünyanın en eski eğitim kurumu olarak kabul edilmesi (Unesco öyle kabul ediyor) bir yana, farklı seviyelerde akademik dereceler veren ilk kurum olarak da biliniyor. Peki, hangi dersler veriliyordu bu üniversitede? İslami derslerin yanında mutlaka ama mutlaka geometri, matematik, gramer ile tıp. el- Karaviyyin’de coğrafya ve müzik dersleri de vardı. El Fihri’nin ailesi varlıklı olmamasına rağmen, babası Muhammed el Fihri, tüccarlıkla hayli zengin olmuş biriydi. Öldüğünde tüm mirasını Fatma el Fihri ile diğer kızına bıraktı. El Fihri, mirasının neredeyse tamamını bu okulu kurmak için harcadı. Üniversitedeki el -Fahri Kütüphanesi de dünyanın en eski kütüphanesi kabul ediliyor. 2016’da restore edilerek yeniden halkın kullanımına açıldığı haberleri yer almıştı medyada. Kütüphanede 4 binden fazla el yazması koleksiyon, 9. yüzyıldan kalma bir Kuran ile hayli eski bir hadis arşivi de var.

Bu okulun mezunları arasında kimler yok ki; ortaçağın en büyük düşünürlerinden Musevi filozof, Maimonides, Müslüman filozof İbn Rüşd örneğin. Hatta Avrupa’da ondalık rakam sistemini, Arapça rakamlar kullanarak ilk kez tanıtan kişi olarak bilinen Papa II. Sylvester’in de burada eğitim gördüğü söylenir.

Bir kadın tarafından kurulmasına rağmen bu üniversiteye kadın öğrenci kabulü henüz çok yenidir. Şimdi üniversitede kadın-erkek birlikte okuyor, ülkede kimse de karma eğitimi bitirmek için herhangi bir girişimde bulunmuyor.

Herkese açık olsun

Bu aslında cami merkezli bir medresedir, dolayısıyla ilk üniversite kabul edilir mi denebilir elbette. Ama Avrupa’daki üniversiteler de kiliseye dayalı değil midir? 1600’lerde kurulmuş olan Harvard bile temel olarak bir dini okuldu. Laik olmayan bir İslam toplumunda bir kadın tarafından kurulmuş olması bile başlı başına bir öneme sahiptir.

El Fihri’nin yaşadığı dönemde fırsat verilseydi kadın öğrenciler de bu üniversitede yer alacaklardı kuşkusuz. El Fihri, üniversiteyi kurduğu zaman bunun herkese açık olmasını şart koşmuştu çünkü.

Ülkemizin, Japonya’nın kadın üniversitelerine hayran figürlerden çok Fatima bint Muhammed el-Fahriya el Kureyşi gibi aydın kadınlara ihtiyacı var. Bilgiye giderken cins ayrımı gözetmeyen insanlara da.

Cumhuriyet-Pazar