'En büyük devrimci Hz. Muhammed'

Kılıçdaroğlu, Hazreti Muhammed'in dünyadaki en büyük devrimci olduğunu, Avrupa'yı Ortaçağ'dan İslam sonrası gelişen bilimin kurtardığını belirterek, 'Bugün ise geride kalınmışsa bu sorgulanmalı' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun  Gençlerbirliği Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen ilahiyatçılar ve gazetecilerle iftar programı, Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başladı.
 
İftar programına,  ilahiyatçı akademisyenlerin yanı sıra bu alanda faaliyet gösteren bazı sendika başkanları, Diyanet İşleri Başkanlığı eski mensupları, bazı gazetelerin Ankara temsilcileri  ile kendilerini “Devrimci Müslüman Gençler” olarak adlandıran grubun temsilcileri de yer aldı.
 
Yemek duasının ardından programa katılan bazı davetliler söz alarak kısa süreli konuşmalar yaptı. Program sonunda Kılıçdaroğlu da değerlendirmelerde bulundu.
 
Programa, Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ile bazı CHP milletvekilleri de katıldı.
 
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in dün akşam düzenlediği, bir grup din adamı ve ilahiyatçı ile gazetecilerin Ankara temsilcilerinin davet edildiği iftara katılan Kılıçdaroğlu özetli şunları söyledi:
 
Herkes ateşini buradan götürür


“Bizim toplantımız protokolün olmadığı bir toplantı. Davetlilerimiz konuştu, şimdi ben konuşuyorum. Yani önce dinledik. Belki de Türk siyasetinde bizim insanımızın arzu ettiği bir toplantı bu. Bizde geleneksel olarak politikacı konuşur ve gider sonra vatandaşın ne konuştuğunu hiç kimse bilmez.
 
Güzel bir muhabbet gecesi oldu. Düşünceler ifade edildi. Bende kısaca kendi düşüncelerimi sizlerle paylaşayım.
 
Sıcak siyaset yapmaktan özenle kaçınıyorum ramazan sofralarında. Ahlaktan söz ettik. Dinin temeli bana öğretilen ahlaktır. Ahlak hepimizin yüceltmesi gereken bir kavramdır. Ahlakı erdem olarak benimseyip özümsersek emin olun dünyanın en iyi insanı oluruz. Yine bir halk ozanımız ne güzel söylemiş. “Cehennem dediğin dal, odun yoktur, herkes ateşini buradan götürür”. Eğer biz bu felsefeyi bu topraklarda yaratmışsak ve bu felsefenin yüceliğini de kabul etmek durumundayız. Biz kimseye kötülük etmezsek, herkese saygı duyarsak, insanı insan olarak değerlendirirsek, onun kimliğine, düşüncesine, inancına müdahale etmezsek zaten bir sorunumuz yoktur. Allah nezdinde de en iyi kuluz demektir. Ama günlük siyasal yapı içinde ahlakı yerine koymazsak, ahlaklı davranmazsak ne söylersek söyleyelim.
 
Ahlakı bize kazandıran aklımızdır. Allah’ın insana verdiği en güzel şeydir akıl. Akıl mademki bize verildi, o zaman düşünmek, konuşmak, fikirler yaratmak, fikirler dile getirmek, yeni buluşlar bulmak insanoğluna özgü bir şeydir. Biz ne yapmışız? Avcılıktan başlamışız toprağa geçmişiz tarım toplumu olmuşuz. Sonra sanayi toplumuna geçmişiz. Şimdi bilgi toplumundan söz ediyoruz. Eğer insanoğlu tekerleği 3 milyon yılda bulmuşsa bugün her saniyede birden fazla buluş var. İnsan zekasının ne kadar geliştiğini gösteriyor bu. Peki insan zekasını neyle geliştiriyoruz? Eğitimle. Yine bir konuşmacımız eğitimin öneminden söz etti. Eğitim insanın daha kaliteli soru sormasına yol açar. Soru sorarak dünyayı geliştiririz. Soru sormanın öznesi de meraktır. Meraktan yola çıkarız. İnsanoğlu merak eder. Soru sorar ve yeni buluşlara imza atar. Biz eğer aklımızı, zekamızı toplumun çıkarları üzerine inşa eden fikirler oluşturursak, kurarsak, kurgularsak emin olun ülkenin hızla büyümesine, kalkınmasına katkı vermiş oluruz. Ama kısır çekişmeler içinde yolumuza devam edersek bir sonuç elde edemeyiz.
 
Hazreti Muhammed en büyük devrimci

Devrimcilikten söz edildi. Samimi düşüncemi söyleyeyim. Bütün peygamberler devrimcidir. Dünyayı değiştirmiştir. Düşünün Hz. Muhammed milyarlarca kişiyi etkilemiştir. Tarihin gördüğü en büyük devrimcidir. Yeni bir çağ açmıştır. İslamiyet’in başlangıç yıllarına bakalım. Eğer o dünyada yaratılan bilim, geliştirilen bilim, kitaplar ortaçağın Rönesans’ına kaynaklık yapmıştır. Sormamız gereken soru şudur; İslamiyet’ten sonra bilim bu kadar hızla gelişirken ve ortaçağ karanlığından Avrupa’yı kurtarırken neden şimdi Avrupa ya da batı bizden çok daha ileride, İslam dünyası neden geride? Sormamız gereken soru budur. Eğer biz bu sorunun yanıtını bulabilirsek emin olun çok şeyi çözmüş oluruz. Onu çözmek zorundayız. Akıl eğer bizim için, toplumun çıkarları için kullanabileceğimiz bir düşünceyse bizim onu geliştirmemiz lazım. Eğer bunu yapabilirsek emin olun pek çok sorunu hep beraber çözmüş oluruz. Kırgınlıklarımızı gidermiş oluruz hiçbir şey yapmasak bile. Bu konuda üstümüze düşeni yeterince yaptığımız sanmıyorum.

Atatürk'e kötülük edenler


Atatürk’ten söz ettik. Neden rahmet okumadığımızı da ifade ettik. Bazılarımız eleştirdi. Siz hayır her yerde söyleniyor. Büyük bir liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Gerçekten onun devrimlerini yeteri kadar özümsemiş değiliz. Ona en büyük kötülüğü biz yaptık. Emin olun en büyük kötülüğü yapanlarda onun adını en çok kullananlar oldu. Rahmetli İlhan Selçuk bunu yapanlara gardırop Atatürkçüsü derdi. Mustafa Kemal o değil. Mustafa Kemal Atatürk, kendisi iktisatçı değil, sosyolog değil, bilim insanı değil. Asker. Cepheden cepheye koşmuş, Yemen’e gitmiş, Trablus’a gitmiş, Erzurum’a gitmiş. Dünyayı gezmiş. Cephelerde çarpışmış. Gerçekten de arkadaşımızın duasında ettiği gibi öbür dünyaya giderken de kefeniyle gitmiş. Bütün malvarlığını bu topluma bırakmış. Bakın daha cumhuriyet ilan edilmeden önce 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumunu kuruyor. 1921. Neden? Savaş meydanlarında binlerce insan, erkek hayatını kaybetmiş. O çocuklara birilerinin kol, kanat germesi lazım. Çocuk Esirgeme Kurumu. Toplu iğne dahi yapamıyorduk. Bir iki tane fes fabrikası vardı. 1925’te uçak fabrikasının temelini atıyor. 1925. 1934 Kayseri’den kalkan ilk uçak Ankara’ya iniyor. Bizim uçağımız. Haliç’te denizaltı yapmaya çalışıyoruz. 1930’da bizim paramızı basacak bankamız bile yok. Merkez bankasını kuruyoruz. Bizim şimdi küçümsediğimiz o Demirağları örüyoruz. Sümerbankları, Etibankları yapıyoruz. 1946’da Merkez Bankasının kasasında 176 ton altın var. Hiç kimseden borç para istemediler, el avuç açmadılar o insanlar. Yolsuzluk yapanları da yüce divana gönderdiler. 4 bakanı yüce divana gönderdiler neden yolsuzluk yapıyorsun diye.
 
Şimdi ben bu insana Müslüman değilsin dersem haksızlık yapmış olmaz mıyım? Kul hakkı yedimi bu insan? Öbür dünyaya dünyalığını mı götürdü? Hayır. Bütün malvarlığını buraya bıraktı. Ama biz haksızlık ettik. Onu aldık başka bir şekilde topluma tanıtmaya başladık. O bir devrimci. Gerçekten de eğer bu ülkenin minarelerinde günde 5 vakit ezan okunuyorsa o insanların sayesinde. Mücadele ettiler, kavga verdiler ve Mustafa Kemal Atatürk şunu söylüyor. Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir diyor. Biz zorunlu olduğumuz için, ülkemizi savunduğumuz için bunları yapıyoruz diyor."