Ellerinde silah değil kitap vardı

Sincan Cezaevi’nde bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Kara Harp Okulu (KHO) öğrencilerinin avukatı Levent Bahçetepe ve aileler gazetemize konuştu.

Zehra Özdilek

Sincan Cezaevi’nde bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Kara Harp Okulu (KHO) öğrencilerinin avukatı Levent Bahçetepe ve aileler gazetemize konuştu. Aileler, “Onların suçsuz yere hapiste yatması ve vatan haini muamelesi görmesi zorumuza gidiyor” dedi. Avukat Levent Bahçetepe ise “Çocukların silahlarında mermi yok. Darbe girişiminden haberdar değiller ve bir yıldır hapisteler. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan aileler Ankara’ya duruşmalar için gidip geliyorlar. Maddi ve manevi olarak kötü durumdalar” diye konuştu.

15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası birçok Kara Harp Okulu öğrencisi silah kullanmadığı halde tutuklandı. Yaklaşık 12 KHO öğrencisinin avukatlığına üstlenen Levent Bahçetepe bu öğrencilerin 4 yıllık üniversite mezunu olduklarını dile getirerek sözleşmeli subay olmak için sınavları geçtikten sonra KHO’da eğitim gördüklerini söyledi.

Silahlarında mermi yok

Bahçetepe konuşması şöyle sürdürdü: “O gece yaklaşık 2.30’da bu öğrencilere sizi güvenliğiniz için başka yere götüreceğiz, KHO güvenli değil diyorlar. Silahları mermisiz şekilde helikopterlere bindiriliyorlar... Genelkurmay’a indiklerinde orada kargaşanın olduğunu görüyorlar. Silahlarında mermisiz bir şekilde medyaya yansıdığı şekilde tel örgülerden atlayarak polislere sığınıyorlar...” KHO öğrencilerinin 13 aydır tutuklu olduğunu ve tutuksuz yargılanma talebinin reddedildiğine değinen Bahçetepe davanın infaza döndüğünü kaydetti.

Tutuklu öğrencilerden bazılarının aileleri ise şöyle konuştu:

VATAN HAİNİ MUAMELESİ

Tutuklu Bekir Yıldırım’ın (25) ağabeyi Battal Yıldırım: Kardeşim 13 aydır suçu olmamasına rağmen içerde. Görüşlere giriş çıkışta görevliler bize vatan haini muamelesi yapıyorlar. 20, 30 senelik arkadaşlarım ile ilişkilerim mesafeli olmaya başladı. Öz amcalarım bile bizlerde bir şey varmış gözü ile bakıyorlar. Kardeşim ve diğer öğrenciler güvenli bir yere götürüldüklerini zannediyorlar ve çocukların elinde kitaplar var. 20 gün sonra ağustosun ilk haftasında sınavları vardı, sınavdan geçenler 30 Ağustos’ta yemin edip rütbe takacaklardı.

ZORUMUZA GİDİYOR

Tutuklu İsa Tüfenk’in babası Hüseyin Tüfenk: Ankara’da spor salonunda tutuklandı. Kara Harp Okulu’nda kursiyer öğrenciydi, 28 yaşında , her şeyden önce onun yanımızda olmasını istiyoruz, hapiste suçsuz yere durması zorumuza gidiyor. Talebim, oğluma bir an önce kavuşmak ve bu tutukluluğun son bulmasını istiyoruz.

BİR AYLIK ÖĞRENCİ

Tutuklu Bilal Eken’in(26) ablası Esra Eken: Güvenli bölgeye götürüyoruz diye Genelkurmaya götürüldüler. Silahlarında mermi yok, canlarını zor kurtardılar. Olaydan hemen sonra kardeşimin yanına gittim. İki gün görüştüm, yemek götürdüm. Polise sığınmışlardı, o yüzden oradaki polisler durumu biliyordu. İlk iki gün hiçbir şekilde sıkıntı çıkarılmadı. Cezaevinde herhangi bir işkence yapılmadığını söylüyor kardeşim ama yine de güvenemiyoruz . Dışarıda da mağduriyetler yaşıyoruz. Kardeşim o okula gideli daha bir ay olmamıştı. Bize çocuğumuzu versin, devletten başka bir şey istemiyoruz. Babam hastalandı nefes almakta zorluk çekiyor, bir ay hastanede yattı tüplerle geziyor artık ve biz bunu kardeşime söyleyemiyoruz, babam görüşe gidemiyor.

DARBECİLERE KARŞI KOYDU

Tutuklu Murat Aslan’ın (25) eşi Gülsev Arslan: Eşim istihkam astsubay, beş yıl Gelibolu’da zorunlu görev yaptı kara havacı, iki yıl önce subaylık sınavını kazandı. Göreve İzmir’de başladı. İki buçuk ay orada eğitim aldı, sonra Ankara’ya geldik. Ankara’da da iki hafta çalıştı üçüncü hafta başına bu olay geldi. Eşim askerlik mesleğini namusu şerefi olarak benimseyen, devletini, vatanını milletini çok seven bir Türk askeridir. O gece güvenli yere gideceklerini sanan eşim ve tüm kursiyer öğrenciler kandırılarak Genelkurmay bahçesine indirildiklerinde kendi canlarını hiçe saymış ve darbecilere karşı koymuş hiçbir olaya karışmamıştır. Eşim devletine karşı gelmemiş, hiçbir canlıya zarar vermemiştir. Kendi canını bile korumak için eline silah almamış, ölümü göze almıştır.