Elbirliğiyle kaos

Yerel seçimlere kısa bir süre kala 1120 belediyeyi kapatarak kaosun temelini atan Erdoğan hükümeti ve Erdoğan'a destek veren Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, yargı kurumlarında ikilik yarattı. Erdoğan ile Kılıç'ın ağır eleştiriler yönelttiği Danıştay'ın yanıtı sert oldu.

cumhuriyet.com.tr

Danıştay Başkanlar Kurulu, Erdoğan’ın açıklamalarıyla Danıştay’ı “yetkilerini aşan bir yargı yeri” olarak gösterdiğine dikkat çekerek açıklamanın üslup ve içerik bakımından hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını vurguladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın ifadeleri de “anayasal görev, yetki ve sorumluluğunu aşan talihsiz bir beyan” olarak değerlendirildi.

Danıştay Başkanlar Kurulu, hem Başbakan Tayyip Erdoğan’ı hem de Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı Danıştay’a yönelik iddiaları nedeniyle “üsluplarına” dikkat etmeleri konusunda uyardı. Başkanlar Kurulu, Danıştay’ın yetkisini aşan bir yargı yeri gibi gösterilmesinin hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını vurguladı.

Erdoğan ve Kılıç tarafından eleştirilen Danıştay’ın Başkanlar Kurulu dün akşam saatlerinde olağanüstü toplandı. Toplantının ardından yapılan açıklamada, Başbakan’ın “...Türkiye’de demek ki, ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı. Yani Anayasa Mahkemesi bir tane var Türkiye’de, ikinci bir Anayasa Mahkemesi yok. Yasama organının çıkardığı kanunların üzerinde tasarruf yetkisi olan sadece Anayasa Mahkemesi’dir. Beni şaşırtan bir olay olmuştur...” dediği anımsatıldı. Başbakan’dan sonra aynı gün Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın da “… Anayasanın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve tüm yargı organlarını bağlayacağı kuşkusuzdur. Bu bağlayıcılığa karşın, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulmaması ya da mahkemenin öngörmediği bir sonuç çıkarılması, anayasanın 153. maddesinin ihlal (göz ardı) edilmesi sonucu(nu) doğurur. Hukuk devletinde herkesin anayasada öngörülen ilkelere uygun davranma ve hukuku üstün tutma sorumluluğu ve zorunluluğu vardır” açıklaması yaptığı belirtildi.
 

‘Hukuk devletine güven sarsılıyor’

Başkanlar Kurulu’nun açıklamasında şöyle denildi: “Danıştay 8. Dairesi’nin, anayasanın ve Danıştay Kanunu’nun kendisine vermiş olduğu görev ve yetki çerçevesinde, bakmakta olduğu dava hakkında verdiği karar, üst yargı yerince yürütülmesi durdurulmadığı ya da bozulmadığı sürece anayasanın 138’inci maddesi uyarınca yasama ve yürütme organları ile idareyi bağlayıcı niteliktedir. Bu durum karşısında; Başbakan’ın, beyanatında, anayasal görev ve yetkilerini kullanan Danıştay’ı Anayasa Mahkemesi’nin yerine geçerek karar veren ve böylece yetkilerini aşan yargı yeri olarak göstermesi, üslup ve içerik bakımından hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bir açıklama olarak değerlendirilmiştir.

Öte yandan, her yargı yeri, görevi dahilinde olan uyuşmazlığı çözümlerken, o davada uygulanacak kuralı belirleme ve yorumlama yetkisine sahiptir. Bu yorumun isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi, devam eden bir davada o yargı düzeninin temyiz merciine aittir. Bu bakımdan, kuruluş kanununda verdikleri kararları yorumlama ve tavzih yetkisi bulunmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, özellikle Danıştay’ı anayasa ihlali yapmakla suçlayıcı nitelikteki açıklaması, anayasal görev ve yetkisini aşan talihsiz bir beyan olarak değerlendirilmiştir. Anayasadan kaynaklanan devlet yetki ve görevinin kullanılmasında medeni iş bölümü ve işbirliği içerisinde, hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesi amacında birlikte hareket etme anlayışında bulunması gereken yürütme ve yargı organlarının, birbirlerinin görev alanına müdahale eden suçlayıcı ve özensiz üslupla yaptıkları açıklamalar, toplum nazarında açıklamayı yapanların yanı sıra yargının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar yaratacak, hukuk devletine ve yargıya olan güveni sarsacaktır.”



Kılıç’a yalanlama

AKP lideri Erdoğan’ın hemen ardından Danıştay’ın aldığı kararı eleştiren ve bu açıklamayı kendisiyle aynı yönde görüş bildiren üyelerin görüşünü alarak yaptığını açıklayan Haşim Kılıç, mahkeme üyeleri tarafından yalanlandı. Sekiz üye tarafından yapılan ortak açıklamada Kılıç’ın açıklamasının yüksek mahkemenin görüşünü yansıtmadığı ve daha önce kendilerine bu konuda bilgi verilmediği belirtildi.

Anayasa Mahkemesi’nin görevdeki 14 üyesinden 8’i Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yaptığı açıklamanın mahkemenin görüşünü yansıtmadığını vurguladı. Üyeler, “Önceden haberdar olmadığımız, bu nedenle de oluşumuna hiçbir katkıda bulunamadığımız açıklamaya katılmıyoruz” görüşünü dile getirdiler.

Yerel seçim için geri sayım başlarken, kapatılan belediyelerin seçime katılıp katılmayacağı konusunda yüksek yargı organları arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Görüş farklılığının en derin yaşandığı yer ise Anayasa Mahkemesi oldu. Anayasa Mahkemesi tarihinde ilk kez üyeler arasındaki görüş ayrılığı karşılıklı açıklamalara yansıdı. Şu anda Anayasa Mahkemesi’nde yedek ve asil olmak üzere toplam 14 üye görev yapıyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ali Güzel’den boşalan yedek üyelik için 15. kişi olarak Recep Kömürcü’yü atadı. Ancak Kömürcü henüz yemin etmediği için yüksek mahkeme 14 üyeyle görevini sürdürüyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, tepkilere neden olan açıklamanın kapatılan belediyelerle ilgili yasanın kısmi iptali yönünde oy kullanan 6 üyenin görüşü alınarak yapıldığını duyurdu. Ancak dün Yüksek Mahkeme’nin görev yapan 14 üyesinden 8’i Kılıç ile aynı görüşte olmadıklarını sert bir dille ortaya koydu.
 

Salt çoğunlukla alınmadı

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Cafer Şat, A. Necmi Özler, Fettah Oto, Şevket Apalak ve Zehra Ayla Perktaş’ın imzaları bulunan açıklamada, şöyle denildi:

“Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından 24 Aralık 2008 gününde yapılan açıklama, Anayasa Mahkemesi’nin görüşünü yansıtmamaktadır. Anayasanın 149. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir.

Bu bağlamda, belirtilen usule uyularak yapılmayan açıklamalar mahkeme görüşü olarak kabul edilemez. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasında, anayasal görev, yetki ve sorumluluk, ilgili kurum ve kuruluşlara aittir. Önceden haberdar olmadığımız, bu nedenle de oluşumuna hiçbir katkıda bulunamadığımız açıklamaya katılmıyoruz.”


Açıklamada imzası bulunan Fettah Oto ile Cafer Şat Anayasa Mahkemesi’nin yedek üyesi olarak görev yapıyor.

Diğer imzacı üyeler ise Anayasa Mahkemesi’nin asıl üyeleri arasında yer alıyorlar.
     

Düzeltmesi ayrışmanın itirafı oldu

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt’ün, önceki gün yaptığı açıklamadan haberdar olmamasını “doğal” bulan Haşim Kılıç, “Sayın Başkanvekili zaten muhalefetteydi, karşı görüşteydi” dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’tan dün yüksek yargıdaki farklı bakış açısını ve ayrışmanın ulaştığı noktayı gözler önüne seren değerlendirmeler geldi. Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün, “Anayasa Mahkemesi’nce dün (önceki gün) yapılan açıklamanın Başkan’ın görüşünü yansıttığı” değerlendirmesinin anımsatılması üzerine Kılıç, belediyelere ilişkin yasada kararın 5’e karşı 6 üyenin oyuyla alındığını anımsatarak, “Bu kararda 6 arkadaşımızın ne demek istediğini bir kez daha kamuoyuna duyurmak istedik. Yapılan dünkü (önceki günkü) açıklama, benimle birlikte bu arkadaşların, yani çoğunlukta olan 6 arkadaşın arzusu, onayı ve isteği doğrultusunda yapılmıştır” dedi.

Kılıç, yaptığı açıklamanın Başbakan Erdoğan’ın açıklamasının ardından gelmesinin ise “tesadüf” olduğunu söyledi.

Kılıç dün 8 üyenin kendisine tepki göstermesinin ardından ikinci bir açıklama daha yaptı. Kılıç, “Bu üyelerden 2’si yedek üye, 1 asıl üye de mazereti nedeniyle davaya girmemiştir. Diğer 5 arkadaşımız da davaya giren, ancak muhalif kalan... Muhalefet şerhleri de kararda açıkça yer almıştır. Mahkemede kriz yoktur” dedi.

Söz konusu iptal istemiyle açılan davaya katılan ve çoğunlukta kalan 6 üyenin uygun görüşü ve onaylarını alarak açıklama yaptığını savunan Kılıç, “Bunun dışında kalan 5 arkadaşım zaten karara muhalifti. Yazılı açıklamada yapılan, bu 6 arkadaşımızın gerekçeli kararda ne söyledikleri, ne yazdıkları ve gerekçenin ne olduğunun bir kez daha tekrarından başka bir şey değildir” dedi.

Açıklama ihtiyacının bazı yargı kuruluşlarının almış olduğu kararlar üzerine doğan zaruret üzerine yapıldığını ileri süren Kılıç, “Bizim kararlarımızın başkalaşmasına izin vermeme, bu kurumu temsil eden başkanın en başta görevidir. Bu sahiplenme de 6 arkadaşımın onayı ile yapılmıştır” dedi.