"El bombalı ceza" davası

Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde bir askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek patlamasına neden olduğu öne sürülen Piyade Teğmen Mehmet Tümer'in yargılanması davasına bugün devam edildi.

cumhuriyet.com.tr

Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde bir askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek patlamasına neden olduğu öne sürülen Piyade Teğmen Mehmet Tümer'in yargılandığı
davaya bugün devam edildi.

Mahkeme mevcut tanıkların dinlenmesinin ardından sanık tarafının talebi üzerine yeni
tanıkların dinlenmesi ve bilirkişi temsilcilerinin dinlenmesi amacıyla duruşmayı yarına
erteledi.


Sanık Piyade Teğmen Mehmet Tümer'in açıklamaları

Sanık Tümer, sorgusunda İbrahim Öztürk ile asker Emrah Göz'ün uyuduğunun kendisine
Uzman Çavuş Şakir Akçan tarafından bildirildiğini, Akçan'ın ''Personelin silah ve teçhizat
konusunda bir eğitime ihtiyacı olduğunu''
söylediğini belirterek, kendisinin Akçan'ın verdiği  Öztürk'e ait el bombası ile alev gizleyeni alıp bu askerin mevzisine gittiğini söyledi.
Öztürk'e el bombasının sorduğunu, karşılığında ''lakayt'' şekilde ''buradadır'' cevabı aldığını
öne süren Tümer, şöyle devam etti:
''(Göster) dedim bulamadı. (Uyuduğun için uzman aldı) dedim. El bombasının pimini çekip (mandalı bırakmadığın şekilde patlamaz) dedim. Ben de bir elimden diğer elime alarak bunu gösterdim. Bombayı verdim. Hiç bir şekilde yerinden ayrılmamasını söyledim. 1-2 dakika sonra elinde bombayı sallayarak ve gülerek roket mevzisine gittiğini gördüm. Kızdım, bağırdım. Mevzine otur dolaşma dedim. Ben, uzman çavuş Akçan, Piyade Kıdemli Astsubay Çavuş Soner Süvari ve habercim Piyade Çavuş Yiğit Acar ile mevzide otururken, Emrah Göz ile İsmail Turunç arasında daha önce bir tartışma yaşandığını öğrendim. Onlar ile konuşurken İbrahim Öztürk geldi. Bana, (Tek biksi mühimmatı elinde patlamış adamım. Bunu da patlatırım. Pimini verin) dedi. Ben de bu olayı çözdükten sonra gelip pimi takacağımı söyledim. İbrahim daha sonra hücum elemanları mevzisine gitmiş.''

Tümer, ''Hiç bir şekilde 4 askerimin şehit olmasını istemezdim. Kasıtlı bilinçli bir şey değil. 56 günlük meslek hayatımın tecrübesizliği oldu. Başında beklemem gerektiğini
öngöremedim. Öztürk'ün başında beklemeyi akıl edemedim''
dedi.

Müdahil Avukatı Özgür Murat Büyük'ün, ''Daha önce pimi çekilmiş el bombası eline alarak
eğitim yapmış mı? Başkasına böyle bir eğitim verildiğini görmüş mü?''
sorusuna Teğmen Tümer, ''Almadım. 56 günlük görev süremde İbrahim her görevde mutlaka uyurdu. İbrahim el bombası atışlarında başarısızdı. Harp Okulunda pimi kendimiz çekip kendimiz atardık''  dedi.

Tümer, baba Öztürk'ün, oğlunun nöbette uyumasına karşılık kanuni cezayı vermesi
gerektiği yönündeki sözlerine karşılık ''Hiç bir askerimin askerliğini uzamasını istemedim'' dedi.

Tümer, Avukat Büyük'ün ''Nöbette uyumanın cezası nedir?, Daha önce bu yönde ceza
vermiş mi?''
sorusuna ise ''Görev sürem içinde her görev dönüşünde eğitim şeklinde bazı disiplin tedbirleri uyguladım'' karşılığını verdi.

Sanık, Avukat Büyük'ün ''Yapılan hareketi eğitim mi yoksa cezalandırma amacıyla mı
yaptın?''
sorusuna ise şu cevabı verdi: ''Eğitim maksatlı. Önceki gibi bir disiplinsizliği vardı silah teçhizat konusunda. Bu  disiplinsizliğin giderilmesini düşündüm.''


Sanık Teğmen Tümer'in avukatı Behiç Cantürk


Avukat Cantürk, ''Tümer'in, Öztürk'ün şeref ve haysiyeti ile oynaması, veya dövmesinin
daha mı iyi olacağını?''
dile getirdiği sırada duruşmayı izleyici olarak takip eden Şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, ''4 kişi mi ölseydi?'' diye tepki gösterdi. Mahkeme heyeti Bulut'u ikaz etti.

Cantürk, Öztürk'ün daha önce elinde biksi mühimmatı patlattığını söylediğini anımsatarak
biksi mühimmatı ve el bombası istedi. Mahkeme, bilirkişi tarafından bu malzemelerin
getirileceğini bildirdi.

Avukat Cantürk, müvekkiline, ''Öztürk'ün daha önce de verilen emirlere itaatsizlik gibi bir
durumu olup olmadığını?'' sordu. Tümer, ''Ben 1985 doğumluyum. Öztürk 1986 doğumlu. Verdiğim emirleri gözümün önünde yapardı ama hiç bir şekilde emirlere itaati yoktu. Ben yokken verdiğim emirleri yapmazdı'' diye cevap verdi.



Öztürk'ün avukatı Özgür Murat Büyük

Hacı Öztürk'ün avukatı Özgür Murat Büyük ise mahkemede patlamanın olduğu gün olay
yerinde olan tanıkların dinlendiğini söyledi. Düzenlenen iddianamenin, istenebilecek cezanın ''en az istendiği'' bir iddianame olduğunu savunan Büyük, ''Yani 4 kişinin ölümünün ihmal sonucu olduğuna dair bir talep var. Bu maddeye göre cezalandırılması isteniyor sanığın. Ama bunun alt sınırı 2 yıl. 2 yıl ile 4'ü çarparsanız 8 yıl ceza isteniyor alt sınır olarak baktığımızda. 4 tane insanın ölümünün karşılığı bu olmamalı diye düşünüyoruz'' dedi.

Avukat Büyük, şunları söyledi: ''Bizim düşüncemiz ihmal değil, kasıtlı olarak, bombanın patlayacağı bile bile İbrahim'in eline verildiği, biz bu iddiadayız. Zaten tanıkların bir çoğu da teğmenin müvekkilimi cezalandırmak amacıyla, bu el bombasının pimini çekerek İbrahim'e verdiğini söyledi, açıkça anlattı. Biz duruşmanın bu hukuksal madde karşılığında yürümesi taraftarıyız. Bu konuda cezalandırılması için gerekeni yapmak istiyoruz.''


Tanık Soner Süvari

Mahkeme daha sonra Astsubay Kıdemli Çavuş Soner Süvari'yi tanık olarak çağırdı.
Süvari, olayın olduğu gece Öztürk'ün uyuduğunu gördüğünü kendisinin uyumaması için ikaz ettiğini söyledi.

Teğmen Tümer'in el bombasını Öztürk'e pimi çekerek verdiğini görmediğini, ancak
Öztürk'ün davranışlarından bu durumun meydana geldiğini tahmin ettiğini belirten Süvari,
şöyle devam etti: ''(Komutanım ne yaptınız?) dedim. (Ona ders olsun) dedi. Daha sonra (Komutanım pimi taksanız daha iyi olur, uygun bir davranış olur) dedim. (Gitsin otursun yerine takacağım zamanı biliyorum) dedi.''

Süvari, hakimin sorusu üzerine görevli tim kolu ile ikinci görevi olduğunu, Tümer ile Öztürk
arasında bir husumete şahit olmadığını belirtti.

Tanık Süvari, patlamanın ardından Teğmen Tümer'in ''Allah'ım ben ne yaptım? İbrahim sen neden oraya gittin? Beni neden dinlemiyorsun?'' diye bağırdığını, olay yerine koştuğunu söyledi. Süvari, müdahil avukat Büyük'ün ''Bu olay bir eğitim mi ceza mı size göre? Çünkü Tümer (O'na ders olsun demiş)'' sorusuna ise bu durumu eğitim olarak anladığını belirtti.

''Eğitim ise neden pimi takmasını istedin?'' sorusuna karşılık olarak Süvari, Öztürk'ün olayın önemini anladığını düşündüğünü söyledi.



Tanık Şakir Akçan

Tanık Uzman Çavuş Şakir Akçan ise Öztürk'ün el bombası ile Emrah Göz'ün alev gizleyenini almasının nedeninin, ''bir terörist sızmada ne durumla karşı karşıya gelebileceklerini göstermek, ayrıca time yeni geldiği için uyuduklarını inkar etmelerinin önüne geçmek'' olduğunu söyledi.

Akçan, el bombasının piminin çekildiğini fark ettikten sonra Teğmen Tümer'e ''(Komutanım böyle bir eğitim, ceza olmaz) dedim. O da bana 'cezadan çok fırsat eğitimi) diye cevap verdi'' diye konuştu.

Tanık Akçan, Avukat Büyük'ün ''Pimi çekilmiş el bombası verilmesini eğitim mi ceza mı
olarak değerlendiriyorsunuz? sorusuna ''Öztürk gece uyuduğu için ceza olarak algıladığını'' belirtti. Akçan, pimi çekilmiş bombayı elde tutma konusunda kendisinin bir eğitim almadığını kaydetti.

Akçan, ''Öztürk'ün daha önce görevlerde uyuduğunu gördünüz mü" sorusuna ise ''Şahıs olarak görmedim. Ama olaydan sonra arkadaşların bu yönde bana beyanları oldu'' dedi.

Bu arada Cumhuriyet Savcısı, Akçan'a ''Öztürk ile Tümer arasında yaş yakınlığı nedeniyle bir otoriteyi kabul etmeme durumu var mıydı?'' sorusuna böyle bir durum görmediğini, time katıldıktan 3-4 gün sonra patlama olayının meydana geldiğini belirtti.

Sanık Tümer ise Akçan'ın el bombası ve alev gizleyeni verdiğinde personelin silah ve
teçhizat konusunda disiplinsiz, eğitime ihtiyacı olduğunu söylediğini hatırlatması üzerine
Akçan, ''Uyuduğunu söyledim. Disiplinsiz veya bu konuda bir şey demedim'' diye cevap
verdi.


Tanık Yiğit Acar

Sanığın o dönemdeki emir eri, tanık Piyade Çavuş Yiğit Acar ise Öztürk'ün mevziye
geldiğinde elinin terli olduğunu, ''Az bir askerliğim kaldı. Takın artık pimi'' dediğini
belirterek, Tümer'in sinirli şekilde ''Geç artık mevzine, gelip takacağım'' dediğini söyledi.
Acar, Avukat Büyük'ün sorusuna karşılık Tümer'in davranışını ''Ceza'' olarak algıladığını dile getirdi.

Şehit Öztürk'ün daha önce biksi mühimmatı patlattığı iddiasıyla ilgili olarak Acar, olay
anında sesi duyduğunu belirterek, ''Biksi mermisini elinden düşürerek patlatmış'' dedi.
Acar, ifadesinde el bombasının kendisi tarafından Teğmen Tümer'e verildiğini belirttiği
sırada Tümer, ''Habercim yanlış hatırlıyor. Bana Uzman Akçan getirdi'' dedi. Acar ise

Akçan'ın kendisine verdiğini, kendisinin el bombasını Tümer'e verdiği iddiasında ısrar etti.
Tanık Acar ayrıca Öztürk'ün timde çay dağıtma görevinde olduğunu, kendisini genel olarak
sıcağın da etkisiyle hücum yeleği ve teçhizatsız olarak mevziler arasında gördüğünü
belirtti.


Tanık Ahmet Şensoy

Tanıklardan Öztürk'ün nöbet arkadaşı Şensoy, Öztürk mevziye geldiği sırada kendisini
uyandırarak elinde el bombası olduğunu söylediğini, kendisin ise şaka yaptığını sanarak
şakayla ''At o zaman'' dediğini söyledi.

Şensoy, Öztürk'ün babası Hacı Öztürk'ün ''Kaç saat nöbet tuttuklarını'' sorması üzerine
''Mevziye girdikten sonra devamlı nöbet tuttuklarını, kendisi ile Öztürk'ün arkadaşları izne gittiği için iki kişi kalmaları nedeniyle zorlandıklarını, sanık Tümer'e bu durumu
söylediklerinde bu görevden sonra yanlarına bir kişinin verileceğini söylediğini kaydetti. Şensoy, sanık avukatı Behiç Cantürk'ün olay sırasında kendisi de dahil olmak üzere Öztürk ile birlikte uyuyup uyumadığına"
ilişkin soruya ise ''Benim de uyanık kalmam gerekiyordu. Ama uykuya daldım. Öztürk daha önce de uyumuştu. Bir kere bu yönde nöbet cezası aldı'' dedi.

Sanık Teğmen Tümer'in her görev dönüşünde inisiyatifini aşarak öğleden sonra 15.00-17.00 saatleri arasında timi dinlendirdiğinin sorulması isteği üzerine Şensoy, ''Evet dinleniyorduk. Sabah 6 ve öğlen kalkıyorduk. Aralarda istirahat ediyorduk'' dedi.



Tanık Recep Koyuncu

Daha sonra dinlenen tanık Recep Koyuncu da Teğmen Tümer'in Öztürk'ün mevzisine el
bombası ile girdiğini, burada bombanın pimini çekip verdiğini gördüğünü, Öztürk, ''Patlar
komutanım''
demesine karşılık Teğmen Tümer'in gülerek ''Mandalı bırakırsan ölürsün,
bırakmazsan yaşarsın''
dediğini söyledi.

Tümer'in ayrılmasından sonra Öztürk'ün havan mevzisine gittiğini, Veysel Uzun ile
konuştuğunu daha sonra Teğmen Tümer'in mevzisine gittiğini gördüğünü belirten Koyuncu, Tümer'in Öztürk'e pimi getirip takacağını söylediğini duyduğunu kaydetti.
Öztürk'ün daha sonra RPG 7 mevzisine gittiğini, ardından arkadaşı Ahmet Şensoy'un yattığı yere gittiğini gördüğünü anlatan Koyuncu, şunları söyledi:
''Öztürk daha sonra Teğmen Tümer'in mevzisine geldi. '25 yaşına geldim. 75 gün askerliğim kaldı. Beni öldüreceksiniz' dedi. Teğmen Tümer de 'Mevziye git geleceğim' dedi. Öztürk mevzisine döndü sigara içti, daha sonra hücum elemanları mevzisine gitti. Ardından patlama oldu.''


Baba Öztürk

İbrahim Öztürk'ün babası Hacı Öztürk, ''Yetkililerden şunu istiyorum: İnşallah bundan sonra bir şehit olmaz, bunun da önlemini almasını devletimizden rica ediyorum'' dedi.
Baba Hacı Öztürk, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, gereken neyse
devletin kararını vereceğini söyledi. Öztürk, bir gazetecinin ''Teğmeni dinlediniz. Neler hissediyorsunuz'' sorusuna, Teğmen Tümer'den sonuna kadar şikayetçi olacağını, yakasını bırakmayacağını belirterek, mutlaka devletin gerekli cezayı vereceğini kaydetti.

Öztürk, ''Bundan eminim, çocuğun eline bomba verdi. İşe sebebiyet veren de teğmendir,
başka kimse de yok''
dedi.

Teğmenin mahkemede bombayı verdiğini söylediğini kaydeden Öztürk, ''Bir de tek dileğim var. Örneğin bir ördek... Kanadı koptuğu zaman o ördek uçmaz. Ben devletimden şunu istiyorum, yetkililerden şunu istiyorum: İnşallah bundan sonra bir şehit olmaz, bunun da önlemini almasını devletimizden rica ediyorum'' diye konuştu.

Hacı Öztürk, Tümer'in oğlunun nöbette uyumasına karşılık devletin öngördüğü cezayı
vermesini, askerlik süresini uzatması gerektiğini söyledi. Öztürk, ''Tümer, bu 4 askerin bir
araya gelmesini bekledi. Ondan sonra 4 askerin üzerine el bombası attı''
iddiasında
bulundu.