Ekranın Türkçeyle imtihanı

Sosyal medyada ekran hatalarından bahsediliyor, sunucular, haberciler, muhabirler, ekrandaki altyazılar alay konusu oluyor. Yapılan hatalar ilkokul üçte öğrendiğimiz çok basit dilbilgisi kurallarıyla alakalı, ayrı yazılan de’ler ki’ler yani.

Elif Aktuğ

Canım Türkçem güzel dilim, ne hallerdesin ekranda farkında mısın? Yazıldığı gibi okunan, okunduğu gibi yazılan bir dil değil ki Türkçem, içim sızlıyor ve görüyorum ki, çok kişi aynı şeyi hissediyor benimle. Pek çok dile göre, yazıldığı gibi okunur demek kolay ama işin aslı öyle değil. 

Sosyal medyada ekran hatalarından bahsediliyor, sunucular, haberciler, muhabirler, ekrandaki altyazılar alay konusu oluyor. Yapılan hatalar ilkokul üçte öğrendiğimiz çok basit dilbilgisi kurallarıyla alakalı, ayrı yazılan de’ler ki’ler yani. Demet Akalın’ın Twitter’da yazdığı cümleler gibi, TDK’yı baştan yaratan şarkıcımızın cümleleri gibi; haber kanalında da altyazılar geçerken aklımı oynatacak gibi oluyorum. Alelacele yazılıyor birçok şey kabul ama alelacele yazarken imla hatası yapılır, bilgi hatası değil! 

OBAĞĞMA KİM ACABA?

Haber okuyan kişinin “Obağğma” demesi delirtiyor beni, “Obama” diyememesini geçiyorum, bir anlam bulmaya çalışıyorum aklımca “Amerikalılar gibi söylüyor garibim öyle öğrenmiş demek ki” diye düşünüyorum “Ama o zaman ekrana çıkıp haber okumaması gerekiyor” diyor iç sesim! Ah bir de habercilerin özellikle melodili haber okuması, tam bir fiyasko; virgülde noktada es verilmiyor; aklına neresi yattıysa, neresini duraklamaya layık gördüyse hanım kızımız orada nefesleniyor. Münhaasır deniyor mesela, a kısa olacak, münhasır diyeceksiniz çok mu zor; “itibaren, itibarı, itibarıyla” mesela bu kelimeler nasıl okunacak bihaberler. TRT spikeri, eğitmen Jülide Sönmez, sosyal medya hesabında dilimizi doğru kullanmak ve konuşmakla alakalı müthiş bilgiler veriyor. Takip etmelisiniz, ekranda olmak şart mıdır, asla değil. Güzel ve doğru konuşan insan, güzel insandır, kesin bilgi… Ahkam kesiyorum sanmayın…

HATA BAŞKA BİLMEMEK BAŞKA

Ekran zor mecra, bizzat yıllarca canlı yayın yapan biri olarak söylüyorum, temposu da dinamiği de çok farklı; ağızdan çıkıveriyor bir hatalı kelime, nasıl düzeltesin? Gazete gibi değil ki editör okusun, yazı işleri müdürü okusun, düzeltmen okusun; ha yine de hata yapılmıyor mu, yapılıyor, neticede insanız hepimiz ama imla hatası başka bir şey, bir kelimeyi yanlış bilip yazmak/söylemek başka bir şey, az önce de söyledim. Misal, The Guardian gazetesi, geçen hafta 200. yaşını kutladı ve yıllar boyunca gazete yapılan/yazılan hataları konu edip kendisiyle yüzleşti, okuyucusundan özür diledi.

Ekran demişken, özellikle dizi yazan arkadaşlardan ricam, diyaloglara biraz özenmeleri, “Çıkış yapacağım” demesinler mesela, “Start verildi” demesinler, bu belirgin hataları haber okuyanlar da yapıyor, çok fena. Konuşma dilinde “yapcam etcem gelcem gitcem” diyoruz ama ekrana yakışmıyor, söylemeden edemedim. 

FARKINDA BİLE DEĞİLLER

“Karışma, sana ne” diyorum kendi kendime, ama bir bakıyorum Türkçem ne hale gelmiş, bari ekran kendine düşeni yapsa, bari ekrana çıkanlar, bir şekilde ekrana çıkarılıp konuşmasına izin verilen bireyler saçlarını maşalatttıkları kadar dile özenseler, vakit ayırsalar. Bunu eksik olarak görmemek en büyük günah; bunu bilmeyenlerin masa başında patron koltuklarında oturması en büyük günah.

Sabah kuşağına hiç dokunmuyorum, magazin adı altında yapılanlara hiç bulaşmıyorum, magazin diline ellemiyorum; onlar artık yaradana emanet. Beni de, eğitmenleri de, hepimizi aşar. Peki, o “Ünlü şarkıcı bilmemkim”lerle başlayan ve saçma sapan tamlamalarla sürüp giden cümleleri yok mu magazinin, ahh sustum sustum… Mideme kramp girdi.

TİYATRO CANDIR

İtiraf ediyorum, pandemi dönemine dek, herhangi bir tiyatro oyununu ekranda izlememiştim, oysa dünyada pek çok tiyatro yayın yapıyor, gösterilerini sergiliyor; üstelik büyük bütçeli, sıkı oyuncuların rol aldığı temsiller bunlar. Geçtiğimiz aylarda National Theatre’ın web sitesinde yetenek abidesi Gillian Anderson’un başrolde yer aldığı “Arzu Tramvayı’nı izledim, James McAvoy’un inanılmaz başarıyla canlandırdığı “Cyrano De Bergerac”ı izledim, Jane Eyre’i izledim, “Kral George’un Deliliği”ni izledim. Heyecanla “Şahmaran”ı bekliyorum şimdi, eh bizim oyuncularımız dünya çapında işler yapıyor, onlardan bahsetmeyelim mi? Suzan Acun İlhan, yönettiği ve oynadığı “Şahmaran” ile internet üzerinden izleyicisiyle buluşacak.

MÜZİKLİ ŞAHMARAN CANLI CANLI

Tiyatroların ne zaman gerçek anlamda perde diyeceği belli değil, herkesin dileği bir an önce pandemiden kurtulmak ama seyirci canlı performansları çok özledi. Ödüllü oyuncu Suzan İlhan, kendi tiyatrosu, Tiyatro Gaia ile bakalım aradığını bulacak mı; biletler online olarak satışta. Bu sadece oyunculara ve emekçilere destek olmak değil, şu dönemde ruhlarımız için acilen yapılması gereken bir şey. Sahne sanatlarının iyileştirici, ruhları yükseltici gücünü çok önemsiyorum, birilerinin seyirciyi başka alemlere uçurması gerekiyor ve Suzan o büyülü sesiyle ve oyunuyla eminim kalplere dokunacak, üstelik müzikli bir oyun olduğunu da eklemem lazım. Profilo AVM’de bu akşam canlı yayınlanacak oyunu kaçırmayın derim.