'Ekonomideki sıkıntı daha da büyüyecek'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ekonomisinde sorunlar yaşandığını belirterek, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in reel sektöre ilişkin ifadelerini eleştirdi.

AA

Reel sektörün aşırı borçluluğu, döviz açıkları ve yüksek kur risklerinin, iktidarın uyguladığı ekonomi politikaların kaçınılmaz bir sonucu olduğunu öne süren Oran, şöyle devam etti:

"Hükümet ekonomide adım adım gelen krizi yok sayarak, yaşanan sıkıntıların suçunu bir kesime yıkarak sorumluluktan da kaçamaz. Reel sektörün borcu Türkiye'nin borcu demektir. Reel sektör sıkıntı yaşarsa bankalar da yaşar tüm Türkiye de yaşar. Ekonomide FED'in likiditeyi kısmasıyla başlayan ve artan siyasi tansiyonla zirve yapan olumsuz trend bütün yıla damgasını vuracak, döviz açığı bulunanlar sıkıntı yaşayacak. Döviz borcu olanlar geri dönüşlerini yapmakta giderek daha da zorlanacak, artan maliyetler de şirket karlarını eritecek. Büyüyen finansman giderleri ve kur farkı maliyetleri bilançoları tahrip edecek. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı eğilimi güçlendiğinde daha büyük bir dalga yaşanabilir, sıkıntı daha da büyüyebilir."

Oran, finansal kesim dışındaki firmaların yani sanayici, üretici, ihracatçı ve KOBİ şeklindeki reel sektör kuruluşlarının 170 milyar doları aşkın döviz pozisyon açığının olduğunu, kurdaki yükselişten en çok etkilenen şirketlerin başında Türk Telekom, Tüpraş ve THY'nin geldiğini savunarak, şunları kaydetti:

"Dövizdeki yüksek seyir devam ederse ciddi boyutlarda döviz açığı bulunan reel sektörde sıkıntı giderek büyüyecek. Döviz borcu olan firmalar geri dönüşlerini yapmakta giderek daha da zorlanacak, artan maliyetler karları eritecek. Büyüyen finansman giderleri ve kur farkı maliyetleri bilançoları tahrip edecek. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı eğilimi güçlendiğinde çok daha büyük bir dalga yaşanacak ve sıkıntı daha da büyüyecek."

Bankaların takipteki alacaklarının geçen yıl 29,6 milyara ulaştığını ifade eden Oran, "Reel sektörde iflasların yaygınlaşması ekonomik ve sosyal alanda etkisi uzun yıllar sürecek bir tahribata yol açar. Reel sektörde yaprak dökümü, kapanan ya da işçi çıkaran firmalar dolayısıyla aynı zamanda işsizliğin tavan yapması, yoksulluğun artması, ekonomik faaliyetlerin daralması, devletin vergi pastasının da küçülmesi demektir" ifadelerini kullandı.

Hükümetin mevcut ekonomik sorunları ortadan kaldırmasının öncelikle güven ikliminin yaratılmasına bağlı olduğunu belirten Oran, "Ekonomik Sosyal Konsey gecikmeksizin toplanmalı, Merkez Bankası tam olarak bağımsız kılınmalı, Gelir İdaresi Başkanlığı özerk hale getirilmeli. İktidar vergi denetimini silah olarak görmemeli Sayıştay, kamu kurum kuruluşlarını denetleyen kimliğine yeniden kavuşmalı, TBMM'de Plan ve Bütçe Komisyonu dışında, başkanlığını ana muhalefetin yapacağı Kesin Hesap Komisyonu kurularak bütçe gerçekleşmeleri ve kesin hesaplar acilen incelenmeli, yeni ekonomi paradigması yaratıp, üretimi, istihdamı teşvik edip, katma değer yaratacak bilgi toplumuna geçiş yapılmalı, sosyal devlet sadece maddi yardımlara indirgenmemelidir" görüşünü savundu.