Eğitimde eşitlik lafta kaldı
Ombudsman, sınavda uygulanan puan hesaplamalarının din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf öğrencileri aleyhte etkilediğine karar vererek MEB’den mağduriyetin giderilmesini istedi.
Fırat KozokTürk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbharimzadeh ve Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, eşitsizliğin giderilmesi için kuruma başvurdu. Başvuruyla ilgili çalışma başlatan Ombudsman Nihat Ömeroğlu, bakanlıktan bilgi istedi. İddiaların doğru olmadığını savunan Bakanlık, dersinden
muaf olan 5 öğrencinin ağırlıklandırılmış sınav puanlarıyla muaf olmayan öğrencilerin puanlarını karşılaştıran bir tabloyu kuruma gönderdi ve muaf öğrencilerin daha avantajlı olduklarını savundu. Ayrıntılı bir hesaplama yapan Ömeroğlu’na, Hacettepe, Gazi ve Ankara üniversitelerindeki öğretim üyelerinden oluşturulan bilirkişi heyetinden de bir rapor geldi. Başta anayasa olmak üzere ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerde geçen konuyla ilgili hükümler incelenirken, AİHM ve yerel mahkemeler tarafından verilen karar örnekleri de masaya yatırıldı. Yapılan değerlendirmelerin
ardından, tavsiye kararını kaleme alan Ömeroğlu, din dersi dışındaki derslerden aynı puanı alan bireylerin, ağırlıklandırılmış sınav puanlarının, din kültürü puanı 87 ve üstü olduğu durumda “dersten muaf olanlar” aleyhinde, 86 ve altı puan olduğunda ise “dersten muaf olmayanlar” aleyhinde olduğunu saptadı. Ömeroğlu kararı şu gerekçelere dayandırdı:
-Milli Eğitim Bakanlığı’nca 2013 ve 2014 Eğitim Öğretim yılında ortak sınavlar kapsamında düzenlenen TEOG sınav puanlarının hesaplanmasında anayasada ifadesini bulan “kanun önünde eşitlik” ilkesine ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda düzenlenen fırsat ve imkân eşitliği ilkesine aykırı davranıldığı,
-Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olan ve olmayan tüm öğrenciler için söz konusu Ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanı hesaplama yönteminin matematiksel olarak eşitsizlik
yarattığı,
-Tarafsız, objektif ve gerekçeli bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere, katsayıların sınava girecek tüm öğrenciler için aynı olması, soru sayılarının ders saatlerine uygun olması, testleri cevaplama sürelerinin her öğrenci için aynı olması ve din kültürü ve ahlak bilgisi testinden muaf olanlar için, farklı alanlardan denk/eşdeğer sorular hazırlanması’ gibi uygulamaların bir sonraki sınav uygulamasında
matematiksel eşitsizliği ortadan kaldırabileceği, kanaati ve sonucuna varılmıştır. Sıraladığı gerekçelerin ardından kendisine gelen şikâyetin kabulüne karar veren Ömeroğlu, mağduriyetin giderilmesi için bakanlığa tavsiyede bulundu.
‘Bakanlık üstüne alınmadı’
Tavsiye kararına itiraz eden bakanlık, dersten muaf olan bir öğrenciye başka bir dersten sınav yapılmasının mevzuat gereği mümkün olmadığını ve sınavdaki tüm iş ve işlemlerin objektif ölçütler çerçevesinde yürütüldüğünü savundu.