Eğitim seferberliğinin simgesi olan Köy Enstitüleri, geleceği aydınlatmaya devam ediyor

Eğitim seferberliğinin simgesi olan Köy Enstitüleri’nin kuruluşlarının 79’uncu yıldönümünde, enstitü mezunu öğretmenler Cumhuriyet’e konuştu. Bugün halkın soğana muhtaç hale geldiğini ve en temel gıda ürünlerinin ithal edildiğine dikkat çeken öğretmenler “Köy Enstitüleri yaşasaydı Türkiye bağımlı hale gelmezdi” diyor.

MEHMET MENEKŞE

Köy Enstitüleri dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve eğitim bilimci İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde 17 Nisan 1940 yılında dünyanın en özgün eğitim atılımı olarak hayata geçirildi. Onlarca sanatçı, yazar, bilim insanı yetiştiren Köy Enstitüleri, Cumhuriyet’in köyden başlattığı bir aydınlanma, kalkınma projesi olarak tarihteki yerini aldı. Köy Enstitülerinin başlıca amacı kırsal alanı kalkındırmak, köylüyü eğitmek ve eğitmenlerle köylüyü üretici durumuna getirmekti. Enstitüler Yücel’den sonra Milli Eğitim Bakanı olan Reşat Şemsettin Sirer zamanında önce Köy Öğretmen Okulları’na dönüştürüldü. Daha sonra da Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954’te kapatıldı.

Gazetemize konuşan 88 yaşındaki Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitü mezunu Ahmet Usta bugün toplumun soğana, patatese, fasulyeye, nohuda muhtaç hale geldiğini belirterek “En temel gıda ürünlerini başka ülkelerden ithal etmeye başladık. Kentte göç eden köylü üretimden koptuğu gibi inşaat sektörüne ucuz işçi durumuna düştü. Atatürk’ün ‘milletin efendisi’ dediği köylü yardıma muhtaç, yardımlarla yaşar hale geldi. Dışa bağımlı, üretimden kopmuş, bilimden, laik, demokratik sistemden uzaklaşmış, feodal bağlarından kurtulamamış, cemaatçi, çağdaş uygarlık yolundan hedefe ulaşamamış, tüketici, mutsuz, cahil bir toplum yaratılmış durumda. Mevcut siyasi iktidar bu toplumsal yapıyı muhafaza ederek, bu kitleleri oy deposu olarak görüyor. Çok açık değil mi, enstitüler kapatılmasaydı gelinen bu manzara, gidişat olmazdı” diyor.

Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsü mezunu 89 yaşındaki Hüsamettin Çıtır ise, “Enstitülerle aydınlanma, kalkınma hamlesi köyden başlamıştı ve bu gidişat toprak ağalarını, gerici, bağnaz çevreleri yok edeceği için rahatsız etti. Laik, ulusal, uygulamalı ve karma eğitim verilen bu kurumlarda, özgüveni yüksek, eleştirel düşünebilen, sorun çözebilen ve ‘Cumhuriyet için fedakâr olabilen’ gençlerin yetiştirilmesi ana hedefler arasındaydı ve bu başarılıyordu” diye konuştu.

‘Telafisi mümkün değil’

92 yaşındaki Nedim Menekşe de Edirne Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunu. Menekşe “Laik, bilimsel eğitimden uzaklaşıldı ve adeta eğitim hak olmaktan çıktı, para ile alınır, satılır hale getirildi” diyor ve ekliyor: “Bugün fakir halk çocukları eğitimden gerektiği gibi faydalanamıyor ve fırsat eşitliği adeta yok edildi. Köy Enstitüleri kapatılarak yerine imam hatip liseleri açıldı ve iktidara gelen sağ iktidarlar imam hatip yaptırma yarışına girdiler. İmam hatip liselerinin Köy Enstitüleri’nin yerini doldurması mümkün değildir. Köy Enstitüleri genç Cumhuriyet’in ve Atatürk devrimlerinin okuludur.”