"Eğitim, devlet üzerinde yük olarak görülüyor"

Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN) Genel Kurulu'na katılmak üzere geldiği Antalya'da, Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, Genel Sekreter Mehmet Bozgeyik ve bazı sendika üyelerinin katılımıyla bir basın açıklaması yaptı.

Zübeyde Kılıç, ekonomik krizin eğitimcilerin hayatında her geçen gün daha da boyutlanarak yer aldığını ifade etti. Kılıç, işsizlik ve enflasyon oranlarında TÜİK verilerine göre, ciddi artışlar olduğunu söyleyerek, Türkiye'de her dört gençten birinin işsiz olduğunu kaydetti.

Kılıç, Hükümetin eğitim politikasının, kadrolu istihdamın yerine güvencesiz istihdamın yerleştirilmesi olarak şekillendiğini iddia etti. Daha önce krizin eğitimcilere etkisini hazırladıkları bir raporla kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Kılıç, söz konusu raporla, eğitimcilerin maaşlarında reel anlamda çok ciddi kayıplar bulunduğunu gördüklerini dile getirdi. Kılıç, ''Bir öğretmen maaşı dolar üzerinden hesapladığında yaklaşık 207 dolar, bir araştırma görevlisinin maaşı 153 dolar, bir hizmetlinin maaşı 126 dolar azaldı. Ama maaşlara ilişkin rakamlara baktığımızda, rakamsal anlamda görünen bir artış var. Demek ki gerçek yaşamla ifade edilenler arasındaki uçurum gerçekten de büyük'' dedi.

Zübeyde Kılıç, öğretmen maaşlarının yoksulluk rakamının yarısı kadar olduğunu söyleyerek, dönemin koşullarına göre kendisini geliştirmesi gereken öğretmenlerin, yoksulluk düzeyinin yarısı kadar maaş almasının eğitimin durumunu açıkça yansıttığını kaydetti. Kılıç, 2009 yılı bütçesinin reel anlamda eğitimcilerin sorunlarına çözüm bulamayacağı gibi, ciddi kayıplara neden olacağını öne sürdü. Okullara yeterli ödenek ayrılmadığını ileri süren Kılıç, çeşitli genelgeler yayınlandığını, bunlardan birisinin hijyen genelgesi olduğunu söyledi. Kılıç, MEB'in hijyenle ilgili çeşitli istekleri olduğunu, fakat bunun kaynağının ne olacağının ifade edilmediğini savundu.

Kılıç şöyle devam etti: ''Bugün okulların en temel ihtiyaçları için kaynak ayrılmazken, okullara çok rahatlıkla yerine getirilmesi gereken işler konusunda direktifler verilmektedir. Tabii bunun sonucunun nereye gideceği, bu yükün kimin üzerine yükleneceği çok açıktır. Bu yük velilerin sırtına yüklenecektir. Zaten Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı araştırmalarda da ortaya çıkan şudur ki, eğitim harcamaları her geçen yıl biraz daha fazla hane halkına doğru kaymaktadır.''

Zübeyde Kılıç, MEB Özel Kurumlar Genel Müdürü'nün, ''Devlet, şu an önemli bir bölümü boş olan özel okulların dersliklerinin dolması için öğrenci yönlendirmelidir, bu kurumlarda çalışan öğretmenlerin sosyal güvenlik primlerini ödemelidir ve ücretsiz kitaplardan özel kurumlar da yararlanmalıdır'' şeklinde açıklamaları olduğunu iddia ederek, şunları söyledi: ''Görünen o ki, Milli Eğitim Bakanlığının en yetkili ağızları, kamusal hizmet olması gereken eğitimi, artık devlet üzerinde yük olarak görüyorlar ve bunu tamamen piyasaya terk etmenin yollarını zorluyorlar ve bu anlamda da piyasanın karını artıracak bir şekilde düzenlenmesi için ellerinden geleni sanki onların memuru gibi yerine getirmeye devam ediyorlar.''