Edebiyat eserlerinin derinliklerinde…
Marcel Proust’tan Michel Butor’a, Orhan Pamuk’tan Selim İleri’ye, Necip Fazıl Kısakürek’ten Ahmet Muhip Dıranas’a ve Ece Ayhan’a, Tahsin Yücel’den “Kırmızı Başlıklı Kız”a, Bilge Karasu’dan Hüseyin Cöntürk’e geniş mi geniş bir edebiyat evreni sunuyor Mehmet Rifat, Metnin Sesi’nde (Yapı Kredi Yayınları).
Ege Yatır
Mehmet Rifat, gösterge bilim, dil bilim, yazınsal eleştiri ve eleştiri kuramları alanında bugüne kadarki verimleri ile dikkat çekmiş bir isim. Rifat’ın çalışmaları, özellikle yarınlar için değerli bir mirası sırtında taşıyor. Modern edebiyatın sesini bir kuşak öteye taşıyabilmek için mürekkebini kurutmadan yazdıklarını “meraklı” okurlarıyla paylaşıyor.
O çalışmalarından biri kısa süre önce okurlarla buluştu: Metnin Sesi (Yapı Kredi Yayınları / 248 s.).
Mehmet Rifat, Metnin Sesi’nde, Türk ve dünya edebiyatının önemli isimlerinin eserlerini ilmik ilmik çözerek, içlerindeki anlamlar bütününe doğru çoğu zaman şaşırtacak bir yolculuğa davet ediyor.
Eleştirmenin seçtiği metinlere uyguladığı bu yapı sökümünde, metinlerde gördüğümüz anlamların derinlerine ilerlemeyi hedefleyen bir yol tutuluyor.
Sonuç olarak da ortaya anlamlar çoğaltan, görünenin altındaki arayan ve metnin görüntüsüne değil, sesine yönelmeye çalışan bir kitap ve eleştirmen çıkıyor.
SESLERİN GÜCÜ VE EDEBİYAT!
Şöyle diyor giriş yazısının ilk cümlesinde: “Metinlerin okurlar tarafından ‘çalıştırılma’ya başlanmasıyla birlikte duyulacak ses(ler), metinlerin işleyiş ses(ler)i bütün eleştiri tarihine yön verdiği gibi, yapıtları bütün zamanlarda ve bütün mekânlarda yaşatan ‘güç’ olarak da gizemli varlığını hep korumuştur.”
İşte Rifat da kitabında bir araya getirdiği yazılarında bu gücün peşinde. Bahsettiği bu güç derinlemesine daldığı dünyalarda metinlerin ve yazarların seslerinin altındaki sese, imgelerin yönelttiği diğer âlemlere, âlemlerin gösterdiği diğer çağrışımların arasında gizli.
Yazar metinlerin hepsini deyim yerindeyse “didik didik” ediyor. Böylelikle salt bir güç olarak edebiyat, tüm zarafetiyle kendini gösteriyor.
Ve Marcel Proust’tan Michel Butor’a, Orhan Pamuk’tan Selim İleri’ye, Necip Fazıl Kısakürek’ten Ahmet Muhip Dıranas’a ve Ece Ayhan’a, Tahsin Yücel’den Kırmızı Başlıklı Kız’a, Bilge Karasu’dan Hüseyin Cöntürk’e geniş mi geniş bir edebiyat evreni sunuyor.
Farklı sesleri aynı kitap çatısı altında topladığı gibi bu farklı seslerden uyumlu bir birliktelik yakalamayı da başarıyor.
Okuduklarımız üzerine yeniden düşünmemizi, hatta yeniden okumamızı sağlayacak nitelikte saptamalarla okurlarının karşısında Mehmet Rifat. Sadece metne değil, satırların arkasında akan müziğe de kulak vermek