Eda Baba: ‘YouTube sayesinde buradayım’
Sosyal medyada yayımladığı şarkıları milyonlarca kez izlenen Eda Baba, Güney Marlen’le birlikte konser verecek.
ORHUN ATMIŞEski Bando adlı müzik grubuyla isimlerini duyduğumuz, ancak artık yollarına bireysel olarak devam eden müzisyenler Eda Baba ve Güney Marlen, bu akşam saat 21.00’de Zorlu PSM Studio’da ardı ardına konser verecek. Youtube’da şarkılara getirdiği yorumlarla dikkatleri üzerine çeken Eda Baba ve “Şişelere Mektuplar” isimli solo albümle hayran kitlesi edinen Marlen ile konuştuk.
* Eda Baba’nın Youtube kanalındaki videoların toplam izlenme sayısı milyonları aşmış durumda, nasıl bir his?
Eda Baba: Çok güzel bir his tabii ki. Başta oraya bir video atıp kaç kişi daha izlemiş, 10 kişi daha, 20 kişi daha arttı heyecanı çok acayipti. Şimdi böyle biner biner artıyor, milyonu buluyor. Onun da başka bir güzelliği var. Çünkü şu anki konumumu onlara borçluyum diyebilirim. Oradan bir sürü insana ulaştım. Konserlerime gelenlerin çoğunluğu oradan. Eski Bando’nun inanılmaz katkısı var müzik hayatımda. Temeli oluşturuyor zaten. Ama geniş kitlelere ulaşmamın nedeni sosyal medya, Youtube.
* Paylaştığın şarkılar genelde “cover” şarkılardan oluşuyor. Müzik dünyasında birilerinden beste almak zor ve pahalı bir durum mu?
E.B: Yok, tamamen tercih meselesi. Yani bu yol çok zor, yapmadım ya da almadım diye bir şey yok. Ama Youtube’a videoları koydum, inanılmaz hızla artmaya başladı izlenme, böyle bir anda yuvarlanarak büyüyen kartopu haline geldi. O zamandan beri beni akustik halimle ve “cover”larımla seven insanlarla o şekilde buluşmaya devam ettim. Tabii ki isteğim ve bir sonraki adımım, bence çok daha anlamlı, bestelerden oluşan bir albüm.
‘Hatıra niyetine’
* Bestelerin var mı?
E.B: Üstünde çalıştığım besteler var.
* Peki, bunlar ne zaman albüme döner?
E.B: Konser yoğunluğundan ona çok zaman ayıramadığım için tahmin ettiğim ve arzuladığım tarih sürekli öteleniyor. Bir de minik şey düşüncesi var. Borçlu olduğumu hissettiğim, beni insanlara kavuşturan o “cover” şarkılardan oluşan bir albüm. Kalıcı olması için ve beni ilk o şarkılardan dinleyen insanlara bir hediye mahiyetinde. İlk adımı böyle atmak istemiyordum aslında. Solo olarak, kendi isimle devam ettiğim müzik hayatımda tamamen kendi bestelerimden oluşan bir albüm olsun istiyordum ama değerli o şarkılar benim için. Şimdiye kadar onların sayesinde ulaştım insanlara. Hem kendime, hem beni dinleyenlere bir hatıra diye o olaya sıcak bakıyorum. Belki ilk albümüm “cover” albümüm olacak.
* İnternette ikinizin hakkında da neredeyse hiç olumsuz yorum yok. Bu beni oldukça şaşırttı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
G.M: Sildiriyoruz biz (gülüyor). Tabii ki de öyle bir şey yok. Bence o Eda’nın sempatikliği ile alakalı.
Eski Bando ve kendi başlığı içinde onu söyleyebilirim. Kendim için konuşmayayım bence. Daha denk gelmemiştir muhtemelen.
E.B: Zaten herkese kendini beğendiremezsin. Öyle bir şey yok. Hatta işler ne kadar büyürse, iyi yorumlar kadar kötü yorumlar, eleştiriler de çoğalıyor. Onu engelleyemezsin. Evet, şu an bulunduğumuz noktada çoğunlukta iyi şeyler duyuyoruz ve motive oluyoruz. Bu da bize iyi şeyler yaptığımızı hissettiriyor.
‘Sözel altyapı yoktu’
* Güney Marlen’in yaptığı gibi, şarkıları bir hikâye anlatan isimler, gruplar çoğaldı gibi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
G.M: Dünyada olan bir şey. Şiirsel söz yazmak ya da gündelik hayattan hikâyeler anlatmak. Birçok örneği var yurtdışında ama bizim memleketimizde daha az. İşin sözel yapısıyla uğraşan insanlar sınırlı sayıdaydı. Üzerine çok kafa yorarak yazan insanlardan bahsediyorum. Yoksa 90’lardaki o basit sözlerin yazıldığı, eğlenceli müzikler, tamam, hepimiz seviyoruz ama sözel altyapısı olmayan şarkılardı çoğu zaman. Yeni nesilde de, evet bir anda böyle bir akım olmuş olabilir. Güzel söz yazan çok fazla grup var. 5-6 tane geliyor benim de aklıma ilk etapta. Kabul edilebilir öyle bir gruplama, çünkü aynı nesildeyiz. Belki işte öyle denk geldiği, birbirinden etkilendiği için olabilir.
* Bu konserden beklentileriniz neler?
E.B: Şanslı hissediyorum. Albümsüz, sadece “cover”larla müzik hayatına devam etmiş biriyim şuana dek. Tabii ki öncesinde iki albüm var ama grup adı altındaydı yaptığım iş. Bayağı heyecanlıyım o yüzden. Şimdiye kadar yaptıklarımın iki, üç katını yapmam gerektiğini hissediyorum. Sadece çıkıp şarkı söylemek değil bence müzik yapmak. En azından benim hayal ettiğim bu değil. Sahne herkesin o şansı elde edip çıkabildiği bir yer değil, senin bir yeteneğin varsa ya da insanlar tarafından beğeniliyorsan çıkıyorsun ve her zaman daha fazlasını vermelisin insanlara. Şimdiye kadar yaptıklarımızdan daha farklı bir şekilde çıkacağız. Sahne için özel şeyler planlıyoruz. Yeni şarkılarımız var. Ekip kalabalık, daha önceden çalıştığımız müzisyen arkadaşlarımız ekleniyor aramıza. O yüzden ben heyecanla o günün gelmesini bekliyorum ve hiç durmadan her gün çalışıyoruz.
‘Otosansür refleksi gelişiyor’
* Eski Bando ismiyle söylediğiniz “İstanbul, Beyrut, Paris” ve “Kamyon Arkası Yazısı” şarkılarınız TRT’nin yasaklı şarkılar listesinde yer almış. Yorum yapmak ister misiniz?
G.M: Bugünlerin yarınları da var, neler bekliyor bizi, göreceğiz. Böyle böyle içimizde toplumsal bir otosansür refleksi gelişiyor ve bu gerçekten yeni nesiller açısından üzücü. Aslında, bunlar bir arada yaşama kültürünü ve evrensel insan haklarını kavrayamamış insanların hayatı zorlaştırmaları.
|