‘Duvarları aşmak zaman alıyor’

Bedük, yeni albümü ‘Intergalactic’ ile müzikseverlerle buluştu.

Orhun Atmış

Bedük, 16 senelik müzik kariyerinde 8 albüm çıkardı. Bu süreçte yüzlerce konser verdi, onlarca festivale katıldı. Yani hayranlarını hiçbir zaman çok uzun süreler müziğinden mahrum bırakmadı. Her yeni işinde de kendi sınırlarını zorladı, seviyesini hep belli bir düzeyde tuttu. Şimdi de son olarak “Intergalactic” albümünü Sony Music etiketiyle hayranlarıyla buluşturdu. Üç senedir İngiltere’de hayatını sürdüren Bedük’le oradaki yaşamını, müziğini ve diğer işlerini konuştuk.

* Öncelikle, İngiltere’deki karantinanız nasıl geçti? Orada da salgın siyasi açıdan tartışmaları da beraberinde getirdi...

Sadece İngiltere değil, bence bütün dünya politik açıdan tartışmalı günler geçiriyor son yıllarda. Ben olabildiğince bütün bu olanlardan kendi küçük dünyamı yaratarak, içinde pozitif kalmaya çalışarak geçiriyorum. Dünyada yaşananlara kayıtsız kalmadan, ama içinde de boğulmadan mikro anlamda bir denge bulmak akıl sağlığı açısından en doğrusu bana göre.

* İlk albümünüzden bu yana çok uzun süreler ara verip de sonradan albüm yaptığınız bir dönem olmadı. Bir üretim sıkıntısı çekmiyorsunuz gibi gözüküyor. İşin sırrı ne?

Her yaratımım bana daha iyisini yapabileceğimi söylüyor. Denemediğim yeni dünyaların kapılarını aralıyor. Hep yeni denemelerle başlıyorum, bittiğinde bambaşka dünyalarla tanışmış oluyorum. Bu bende bir açlık oluşturuyor. Daha iyisini, daha farklısını yaratma açlığı benim itici gücüm sanırım.

* Twitter’da albümünüzü, “10 sene sonra değerini bilememişiz demeyin” diyerek tanıttınız. Sıkça böyle tepki mi alıyorsunuz? Neden?

Her şeyin birbirinin benzeri olduğu bir dünyada kendime özgü ve farklı bir iş yapıyorum. İnsanlar her şeyi kategorize ederek tüketmeye alıştığından, haliyle onlara yeni ve özgün bir şey sunduğunda bunun geri dönüşleri ve algılama süreleri daha ağırdan oluyor. Ne kadar ses çıkarsan da genel kesimin kendi duvarlarını aşman zaman alıyor. Mesela bazı eski işlerim her yıl en az iki defa sosyal medyada tekrar keşfedilip, ne kadar iyi olduğuna şaşırılıp önüme koyuluyor sanki dün yapmışım gibi (gülüyor). Ben de şakayla karışık bu defa öyle yapmamalarını, yemeği sıcakken yemelerini söyledim.

* Değerinizin yeterince bilinmediğine, başka ülkelerden çıksanız çok daha fazla dinleneceğiniz görüşüne katılıyor musunuz?

Katılmıyorum. Beni her kim nerede ve nasıl dinliyorsa, hayatlarının neresine beni ve müziğimi dahil ediyorlarsa onu kucaklıyorum. Yaratımlarımı daha iyi nasıl yaparım diye düşünmekten başka bir derdim yok.

YOUTUBE’DA PRODÜKSİYON DERSLERİ...

* Bununla birlikte, sosyal medyayı çok etkin kullanıyorsunuz. YouTube’da çeşitli kategorilerde videolar çekiyorsunuz ve hayranlarınızla sürekli etkileşim halindesiniz. Nasıl bir uğraş sizin için YouTube ve diğer sosyal medya ağları?

Güzel Sanatlar Grafik Tasarım mezunu olmam ve müzik hayatımın tümüne sirayet etmeden önce iş olarak reklam ajanslarında sanat yönetmenliği yaptığımdan ötürü görsel dünyaya ve kamera arkasına da önü kadar ilgiliyim. Benim için video çekmek, kurgulamak, görsel yaratım yapmak hem yan işim hem de hobim. Tüm albüm kapak tasarımlarımı da yapmak buna dahil. Olaya sosyal medya, yazılı, görsel medya olarak değil, 360 derece bakmaya çalışıyorum. Bunlara sadece iş gibi değil de hayatımın bir yansıması, benim birer uzantılarım olarak bakıyorum. YouTube da bu ağın bir parçası. Zamanım oldukça benim yolumdan gitmek isteyenlere işin püf noktalarını ve neyi nasıl neden yaptığımı anlatmaya çalışıyorum. İnternette müzik prodüksiyonu işini Türkçe eğlenceli hızlı ve kolay anlaşılır şekilde anlatan kaynak hiç yok denecek kadar az. Benim de yeni müzik insanlarının geleceğinde bir tuzum olsun istediğim için başladım. Güzel ve sağlam da devam ediyoruz.

İNGİLTERE’DE YAŞAM...

* İngiltere’de olmak hayatınızı ve müziğinizi ayrı ayrı olarak nasıl etkiledi? Türkiye’de olsam şunları yapamazdım/yapardım dediğiniz şeyler var mı?

Hayatımı Türkiye’de yaşadığım standartlara göre küçülttüm tabi. Eskiden olduğu gibi hep daha yenisi, hep daha büyüğü demek yerine hayatımı belli bir standartta sabitleyip vizyonumu ve bakış açılarımı büyütmeye yöneldim. Yurtdışında yaşamak insanın kendi iç dünyasında büyük bir yolculuğa çıkartıyor. O dünyayı doğru bir şekilde dışarı çıkarabilirsen hem hayat anlamında hem iş anlamında harika kazanımlarla çıkabiliyorsun bu yolculuktan. Pes etme lüksün, yatma lüksün olmuyor. Bu da sende hep ilerleme ve keşfetme dürtüsü oluşturuyor. Türkiye’de olsam yapıp yapamayacağım şeyleri düşünmüyorum. Zaten dünya birbirine çok yaklaştı artık. Ben daha çok ileriye, bundan sonra ne olabileceğine ne yapabileceğime odaklanmayı tercih ediyorum.

* Türkiye’de salgın sürecinde sanatçılar fazlasıyla mağdur oldu ve destek alamadı, müzisyenler de mağduriyet yaşayanlar arasında yer alıyor. Gelirleri bir anda sıfırlandı. İngiltere’de durum nasıl?

Burada da durum aynı aslında. Ki düşünecek olursanız İngiltere müzik sektörü maddi olarak dünyanın en büyük iki üç tanesinden biri. Haliyle burada da büyük bir çöküş yaşandı özellikle canlı müzik, festivaller anlamında. Sanatçılara ve bundan etkilenen serbest meslek çalışanlarına ayrılan ufak da olsa belli bir fon onları ayakta tutmaya çalışsa da sıkıntı bütün dünyada büyük. Bir de müzik sektörü sadece sanatçılar ve müzisyenlerden değil, yüzlerce ayrı iş koluyla beraber geliyor. Bütün dünya ile beraber aşı bulunmasını bekleyeceğiz sanırım.

BU ALBÜM KARİYERİMİN YAPI TAŞI

* “Intergalactic”i diğer albümlerin yanında nasıl bir yere koyuyorsunuz? Gelen yorumlardan memnun musunuz?

Kendimi en verimli, açık ve yaratıcı dönemimde görüyorum. Albüm de hem sound’u, hem sözleri hem müziğiyle geldiğim yeri çok güzel ifade ediyor. Kariyerimin yapı taşı bir albümü oldu diyebilirim. Gelen tepkiler ve dinlenme rakamları da bu albümüm öncekilerden daha hızlı algılandığını gösteriyor. Bu beni oldukça mutlu ediyor.