Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri'nde konuşmalar damga vurdu
Yayıncılar Birliği’nin 25 senedir dağıttığı Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri’ne yapılan konuşmalar damgasını vurdu.
Orhun AtmışTürkiye Yayıncılar Birliği’nin, 1995’ten bu yana her yıl verdiği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri’nin 2020 yılındaki sahipleri belli oldu. Yayınevi kategorisinde ödüle, 11 Temmuz 2020’de muzır neşriyat kabul edilen ve müstehcenlik suçlamasıyla yayıncısı ve çevirmeni hapisle yargılanan “Bebekler Nereden Gelir?” kitabının yayınevi Mikado Yayınları değer görüldü. İlk basımı 34 yıl önce yapılan ve bugüne kadar 19 kez basılan “Ayın En Çıplak Günü” kitabı muzır neşriyat kabul edilen Buket Uzuner de “Yazar” kategorisinde ödülün sahibi oldu. Her yıl bir yazar ve yayınevinin yanı sıra ağır siyasal ve ekonomik koşullar altında mesleğini sürdüren bir yayıncıya verilen Emek Ödülü’nü ise 23 yıldır Tarsus’ta hizmet veren Antik Sahaf Kitabevi’nin sahibi İsmail Kün kazandı.
ANAYASAYA AYKIRI
Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri’nin töreni bu yıl pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak yapıldı ve YouTube’dan (https://youtu. be/kQsX85qHOMg) canlı yayımlandı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tehdit altında olan Düşünce ve İfade Özgürlüğü’ne yönelik tehditler, ödül töreninde yapılan konuşmalarla gözler önüne serildi. Açılış konuşmasını yapan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, “Muzır Kurulu’nun kararları anayasaya aykırıdır” dedi.
HANGİ KİTAPLAR SANSÜRLENMEDİ Kİ?
Uluslararası PEN Yönetim Kurulu üyesi Burhan Sönmez ise “Bugün Türkiye’de tanıklık ettiğimiz devlet zihniyetinin yazar ve yayıncılara baskılarının geçen yüzyıldan devralınan bir zihniyetle devam ettiğini biliyoruz” diyerek yasaklanan ve sansürlenen diğer dünyaca ünlü eserleri sıraladı. Bu kitaplar arasında hangileri yok ki? Remarque’nin “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” romanından “Gazap Üzümleri”ne, “Çavdar Tarlasında Çocuklar”a kadar pek çok kitap yasaklanmış, yakılmış ve yazarları baskıya uğramıştı.
‘İNSANLIK ONURU TEHDİT ALTINDA’
PEN Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve gazetemiz yazarı Zeynep Oral da “Yayınevi” kategorisinde Mikado Yayınları’nın sahibi Okan Arıkan’a ödülünü sunarken şöyle konuştu: “Yargılanan kitabın tek bir amacı var, çocukları korumak. Ancak ‘kadının fıtratında eşitlik yoktur’ diyen, ‘torunun diz kapağından tahrik olan’, ‘feminizme ahlaksızlık olarak bakan’ bir zihniyet var karşımızda. Cumhuriyeti, devrim ilkelerini, laikliği yok sayan, karşıdevrimi adım adım uygulamaya çalışan bir zihniyet bu. PEN Türkiye olarak hep şunu söylüyoruz: Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkede, sadece edebiyat değil, insan yaşamı, insanın emeği ve insanlık onuru da tehdit altındadır.”
‘HÜZÜNLÜ ÖDÜL’
Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Adnan Özyalçıner, Buket Uzuner’e ödülünü vermeden önce yaptığı konuşmada “Bizde düşünceleri açıkladıktan sonra başına geleceklerden emin değildir hiç kimse. Buna rağmen yaşamı yüceltmek boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı. Buket Uzuner ise bu “hüzünlü ödülü” almaktan dolayı onur duyduğunu belirterek sert bir konuşma yaptı. Uzuner, “Hepimiz ucuz bir bilimkurgu filmine hapsolmuş gibi yaşıyoruz... 21. yüzyılın üçüncü on yılında dünyada hâlâ diktatörler ve tek adamlar mevcut. Bu ülkelerde yolsuzluklar, yoksulluklar ve yasaklar artık sansürün bile saklayamayacağı boyutlara tırmanıyor. Unutulmamalıdır ki tarih boyunca suç işlemiş bir kitaba rastlanmamıştır, ancak suçluları ortaya çıkaran sayısız kitap mevcuttur” diye konuştu.